• güneşime gölge düşürmenize izin vermeyeceğimden sonrasını okumadığım cevap
  • tam esra hanım'a hak verecektim kendini aklamak için paylaştığı fotoğraflar da kötü.

    ne çifti tanıyorum ne de fotoğrafçıyı ama göz var izan var. bacım sen haksızsın... çektiğin fotoğraflar ciddi anlamda başarılı değil. yeterince üzülmüşsün başka bir şey yazmak istemiyorum ama kabul et, başarılı değilsin.

    çevrendeki insanlar "çok iyisin, başarılısın" deyince öyle olmuyor ne yazık ki. bu işi yapmakta ısrarcıysan lütfen kendini geliştir. ekmek yediğin işe saygı duy.

    edit: haber de aleyhine olmuş. bunu okuyorsan lütfen üzülme, her şey yoluna girecek. eskisinden daha iyi olacak.

    biz kendimizden daha zayıf gördüğümüzü hunharca ezeriz, acısından zevk alırız. insanlığın doğasında var biliyorsun, bu kez kurban sen oldun.

    bir basın mensubu olarak sana tavsiyem daha fazla açıklama yapma. çift ne derse desin sessizliğini koru. iki güne kalmaz unutulacak.

    ama üstte söylediklerim hala geçerli. başarılı bir fotoğrafçı olsaydın insanlar bu kadar yüklenmezdi sana. sayfanda yazanları değil tüm samimiyetimle söylüyorum bunu dikkate al.
  • ya allah aşkına telefonlaşın oturun bir yerde 2 çay için orta yolu bulun.

    2 gündür yok ışık, yok varoş, yok arboretum yok tarla çekimi.

    yemin ederim tiksindirdiniz artık. gidin işinize gücünüze bakın yahu.

    ülkede ohal var iki gündür gelin&fotoğrafçı okuyoruz.
  • konudan bağımsız, evlenen çift aşırı sevimsiz lan. hele damada acayip uyuz oldum.

    ancak fotoğraflar halen rezalet. yazıyı ise okumadım.
  • muhtemelen mevzubahis olayda iki tarafın da hataları var ve her iki taraf da sadece haklı oldukları yanlardan bahsediyorlar. bir tek anlamadığım şey, bir ürünü beğenmeyebilirsiniz, fakat mesela pantolon aldığınızda hoşunuza gitmediyse veya defoluysa bunu iade etme hakkınız vardır; lakin bu tarz emek ve mesai sarf edilen işlerde netice istediğiniz gibi olmasa dahi bunun bir ödemesi vardır. yani sonuçta bu kadın kötü de olsa, iyi de olsa bu fotoğrafları çekti mi? çekti. o zaman bu paranın iadesini istemek yüzsüzlüktür.

    burada karşıdakilerin yapacağı şey şuydu, "ben senin çekimlerinden memnun kalmadım kardeşim" diyecekti, gidecekti onun sayfasında da bunu belirtecek, bundan sonra fotoğraf çekimi yaptıracak olan kişiler için de bir fikir vermiş olacaktı.

    ama sözlükte tanıdığı olanın rezalet başlığı açtırma modası var malum. esra özcan kim yahu? ben neden tanımak zorundayım onu? sözlüğün adını "rezaletvar.com" yapalım kurtulalım o zaman?

    bu rezalet başlığı açtıranlar, nedense kendi hatalarından asla bahsetmiyorlar. o zaman samimi değilsiniz kardeşim, gidin az ötede oynayın.

    siz çalışmakta olduğunuz sektörde tüm müşterilerinizi memnun edebiliyor musunuz? çalışmalarınızdan memnun değillerse koşulsuz şartsız iade yapıyor musunuz? kaldı ki "emek ve mesai" kavramlarının iadesi mümkün değil. eşyanın tabiatına aykırı bu.

    bilen de konuşuyor, bilmeyen de. belki esra özcan denen kişi haksızdır, bilemem; ama bunu bütün türkiye'nin bilmesi gerekmiyor. bu kadın tanınmıyorsa bile artık sayenizde tanınıyor. bu sözlük, başkalarını meşhur ettiği kadar kendi bünyesindeki insanları meşhur etmeye kalksa birçok gence müthiş iş olanakları sağlayabilir; ama biz burada ancak rezalet tartışalım, "o onu dedi, bu böyle cevap verdi" diye yorum yapalım.

    bir de para iade olunca entry siliyor, sonra başka sıkıntı çıkınca tekrar ekliyor falan. dingonun ahırı mı burası? prim vermeyin yahu artık bu çıkar amaçlı entry kasanlara.
  • konunun hemen kapanmayacağının kanıtıdır.

    pek yakında:

    (bkz: edibe'nin kaynanasının esra özcan'ı azarlaması)
  • olay anlattığı gibiyse kadın haklı. şimdi mümkünse düğün fotoğraflarını beğenmeme rezaleti diye bir başlık açıp az da ordan yardıralım.
  • zor tuttum kendimi ama artık bir şeyler söyleme zamanı geldi.

    olayı, insanların yaklaşımını, çeken arkadaşın verdiği tepkileri uzaktan da olsa takip ettim. gördüklerim karşısında ne kadar haklı bir karar aldığımı gördüm. neden biliyor musun sayın yazar?

    ben 7 yaşından beri stüdyo tozu yutuyordum. karanlık odalarda baskılar, ilaç hazırlamalar, kara kalemle rötuş yapmalar dahil onlarca şeye tanıklık ettim, çoğunu da yaptım. 36'lık ya da 24'lük pozlarda, negatif içine kaçtığında günlerce bunu nasıl yakmadan çıkarabilirim diye düşünmüştüm falan. mamiya'mız vardı, ev parasıydı lan. aradan zaman geçti, dijital diye bi bok çıktı. onca emek, onca bilgi pat diye çöp oldu. sonra fotoşop diye bir şey moda oldu. ben cs 6 kullanırdım. (hala onu kullanırım.) arkaya camiler, yeşillikler, at arabaları, titanik'ler falan koyardık. insanlar erir biterdi bunlara. düşününce hayret ediyordum, insanlar bunları nasıl talep eder ve beğenir diye. sonra dış çekim moda oldu. ve hala o süreç devam etmekte.

    inanılmaz teknik bilgilere sahip değilim. ama bıraktım ben bu işi. çok yakın arkadaşlarımın düğün fotoğraflarını çekiyorum sadece. öyle çok iyi olduğumu da hala düşünmüyorum, onu da belirtmek isterim.

    neyse işte son 6-7 yıldır böyle insanlar türedi. ben fotoğrafçıyım diyor. saygılar diyorum. ne diyeyim amına koyim? bi makine, bi eğitim, 3-5 gezi, 3 aylık bir "emek" ve çok iyi bir fotoğrafçı olabiliyor hepsi. o yüzden bırakma kararını aldım. emek diye, sanat diye bir şey var lan. ayıptır, günahtır şu fotoğraflara o paralar.

    geçenlerde ilk defa diş çektirdim, kırılmıştı. neden kırılmıştı biliyor musun sevgili yazar? gelin, damadın elini tutmuyordu. bırak elini tutmayı, gözünün içine dahi bakmıyordu. utanıyordu. ve bunlar ertesi gün aynı yatağa girdi. sinirden dişimi kırdım. ama yüzümü hiç ekşitmedim. tamam dedim, madem öyle diyorsunuz öyle çekelim.

    son olarak burayı okuyan "fotoğrafçı" arkadaşlar;
    siz çektiğiniz fotoğrafı karşınızdaki insana beğendirmek zorundasınız. bahane üretmeyeceksiniz. ne tür fotoğrafları beğeniyor, analizini yapıp ona göre çekeceksiniz. mekanları, onların kişisel tercihlerine göre belirleyeceksiniz. "fark etmez" diyenlere fark ettiğini anlatacaksınız. elinizden geldiğince fotoşop kullanmayacaksınız. sonra da hak ettiğiniz ücreti ağalar gibi talep edeceksiniz.

    zor biliyorum, ama bu işin özü bu.

    ve sen sayın esra hanım; onca kibir, emeksiz çekimler, bir gün böyle patlar.
  • ben açıklamadan tatmin oldum. zira rezalet hikayesinin çok "sadeleştirilerek" anlatıldığı belliydi. fakat hem çiftin hem de esra özcan phonografi'nin "elin ağzına düşmesi"ne karşı schadenfreude hissettim. çünkü tüm düğün lobisinin c4 ile patlatılması gerektiğine inanıyorum. her şey kepazelik, insan onuruna aykırı!
  • (bkz: #63185453) burada detaylı bahsettim ama tekrar yaziyim;

    güneşine gölge düşürmeyen ablacığım;

    senin facebook profiline daha doğrusu diğer yaptığın çekimlere bakarak şunu söylüyorum;

    çok çok kötü bir fotoğrafcısın!!!

    bir fotoğrafcının ilk bilmesi gereken kalemlerden olan ışık ve diyafram konusunda çok yetersiz ve belli ki eğitimsizsin. baya bir fotoğrafına baktım. yarısı ters ışık, yarısı da ışık patlaması. yaratıcılık desen çok düşük. diyafram kullanımın da skandal. diyafram kullanmak demek her fotoğrafta 2.8'e abanıp arkayı flu yapmak değildir.

    bu olayda haklı veya değilsin. ayrı bir konu. ama bu işte malesef yetersizsin. lütfen kendini ciddi bir eğitimle geliştir ya da başka bir alana yönel!!!
hesabın var mı? giriş yap