• biri görse var ya, utançtan yerin dibine girerim. tam olarak şöyle; görsel
  • bunu amerikan filmlerinde yapanlar nedense pek karizmatiktirler. böyle moonwalklar mı istersin, süpürge sapıyla yapılan mikrofon şovlar mı, efendime söölim en son bir de şapkayı falan fırlatırlar, sonra tam o sırada ikinci başrol içeri girip şapkayı yakalar, gülüşürler.
    biz de tv karşısında suratımızda aptal ve romantik bir gülümseme ile hayran hayran bakarız.

    insan kendi yapınca hiç de öyle karizmatik olmaz ama. bir işle meşgulken radyoda harika bir şarkı çalar.
    biz de önce filmlerdeki gibi süper bir mekanda bomboş piste çıkıp delice dansettiğimizi, herkesin hayran hayran baktığını,
    alkış kıyametler içinde omuzlarda taşındığımızı falan hayal eder, sonra da -ulan niye olmasın, bir deneyeyim- der ayna önünde uma thurmanımsı dansederiz.
    -aaa oluyor haaa, işte böle yan yan gitsem, ellerimi de hint şeysi gibi kımıl kımıl yapsam ...-

    halbuki zaten aynaya bakarak dansedince yeterince özgür olunamadığı için yeterince aptal görünebiliyoruz.

    sonra müzik değişir, biz boynumuzu kırmaya meyilli bir halde yerde döneriz, "dur bakiim artistik bir parende atabilecek miyim"lerle bir iki düşeriz.

    eni sonu doğduğumuz cografya belli, karizmayı ve super pistte çılgın atma hayallerini bırakıp, belimize bağladığımız kaşkolla el şıklatmaya başlarız.
    hobareeyyy, işte bu be, aynayı maynayı da salla, salla salla,
    vur tefe vur zile yallaaa....
  • ver coşkuyu ver coşkuyu şeklinde yapılan eylemdir.
    ne!?
    bale yapacak halim yoktu heralde.
  • bugün 21 yıldır ilk defa bunu yaparken yakalanmam üzerine milletle konu hakkında konuşurken anladım ki bunu herkes yapıyor. hatta evde tek başına dans ediyormuşçasına dans et gibi bir söz bile varmış.
    şunu da anladım ki masturbasyon yaparken yakalanmak gibi bir şeymiş dans ederken yakalanmak; bilinç altıma işlemiştir muhakkak ve önümüzdeki yıllarda hiç bir yerde dans edemeyebilirim.

    bir de evde dans etmenin ayna boyutu vardır ki; en rezili budur. yepyeni figürleri ayna yardımıyla izler, pistlerde kullanılabilirliğine bakarsınız, aptal gözükmüyorsa hayatınıza katarsınız. bu bağlamda elaine in * ne denli kötü bir dansçı olduğunu hatırlatmadan geçemeyeceğim. muhtemelen evde tek başına dans etmemiş olduğundan kaynaklanıyordur bu.

    yakalanmanın bir farklı çeşidi de bunu bir enstrüman çalanlar bilir; misal müziğe uygun olarak olmayan bateriyi çalmaktır. hele ki bir de babaya yakalanırsanız; baba gözündeki yaşınız yarıya iner.

    evde neler yapmıyoruz ki tek başımızayken; dans da neymiş esasında. burun karıştırmak mı desen, sıçarken bağırmak mı, koridorda top oynayıp rövaşeta çekmek mi, tv izlerken el hareketi çekmek mi. ne kadar zavallıyız aslında
  • riskli bir aktivitedir, geçmiş tecrübelerimden derlediğim riskler şöyle:

    - new york new york çalarken kendinizi frank sinatra zannedip şu sandalyeye tırmanıp sonra sandalyeyi devirip hiç bişey olmamış gibi yürüyerek devam etme hareketini yapmaya çalışıp kafayı gözü dağıtabiliyorsunuz.

    - jailhouse rock veya blue suede shoes çalarken kendinizi elvis presley zannedip abik gubik hareketler içerisinde dans ederken dengeyi kaybedip masa ve üstündekileri kırabiliyorsunuz.

    - hail and kill ile kafa sallamakla meşgulken ve dahi ses sonuna kadar açıkken eve gelen olduğunu görmeyip, kardeşin arkadaşına kafa atabiliyorsunuz.
  • çocuk odasını kardeşime bırakıp oturma odasını kendime oda yapınca daha bir zevkli olan atraksiyon. 2 yıldır eskisinden daha geniş bir alana sahibim. tüm duvarları kırmızıya boyatım ki bir disco havası olsun. (aslında kırmızya boyarken amacım farklıydı. neyse...) yakın zamanda gerekli aydınlatmayı da sağlayıp studio 54'le gül pavyon arasında bir ortam yaratıcam kısmetse.

    canım mı sıkıldı, enerji patlaması mı yaşıyorum, mutluluk çubuğu taktırmışcasına mutlu muyum; kitliyorum odamın kapısını, açıyorum müziği götüm yerinden çıkana kadar dans dans dans... yeminlen çok zevkli. cinsiyet, boy pos, karizma, yaş, vb. sebeplerle yapamadığınız her dansı yapmanız mümkün üstelik. kim görücek abi. istersen aç mezdekeyi kıvır kalçayı... ya da abartma alışkanlık yapmasın.

    neyse, ben terimi soğutmayayım. burdan herkese pitbull'dan i know you want me'yi armağan ediyorum.

    uno... do'... tres... cuatro...

    not: yo hayır, clubber değilim bebeğim...
  • kimse dalga gecemeyecegi için alabildigine özgür yapılabilen bir aktivite. bir sürü abuk subuk figür yapılır, bir süre sonra insan kendini maykıl ceksın zanneder coşar da coşar. sonra annenin kafası kapıdan görünür, aman da kızım ne güzel dansediyomuş filan der, insanın pencereden atlayası gelir. hele de bi iki gün sonra oturmuş hadiseyi komşulara anlatıyosa direkt pencereden atlanır.
  • “müziğin sesini duymayanlar dans edenleri deli sanırlar.” nietzsche
  • bir sonraki aşama şudur

    görsel
hesabın var mı? giriş yap