• son donemde de internet sansuruyle ilgili protesto siteleri acmak populer galiba. kiz mi vermiyorlar nedir acaba? lafi uzatmayip kisaca yazayim;

    "en fazla sitenize banner koyarsiniz."

    simdiden koymaya baslamissiniz bile bunlarin banner'larini da.
  • diger tum pasif/demokratik eylem denemelerinde oldugu gibi basarili olma ihtimali demokratik olmayan ulkelerde cok dusuktur. fikir dogru, ama implementasyon yanlis.
  • (bkz: ne işimiz var elalemin sitesinde)
    (bkz: ben youtube'a giriyorum)
    (bkz: imf toplantı salonlarından youtube'a girilebilmesi)
    ...

    bu ve benzeri zırvaların 2. versiyonu ile karşılaşmamak adına destekliyoruz.
  • elbette desteklenmesi gereken, diğer sansüre tepki amaçlı siteler gibi savsaklatılmaması gereken bir proje. ama kendilerini lanse ederken kullandıkları üslup, yanlarında görmek istedikleri biz internet kullanıcılarının, "eylem"in tanımına ne gözle baktığımızı gözler önüne seriyor. bizler korkuyoruz. "eylem", "tepki", "karşı koymak" bu kavramlar bizde "terörist" kelimesiyle aynı çağrışımları yapıyor. bu yüzdendir ki sitenin her yerinde insanların huy ve suylarına giden açıklamalar görüyoruz. bunu, daha sitenin anasayfasına girdiğimizde sol tarafta gördüğümüz 4 temel ilkeden saptayabiliriz.

    ---
    1) hareketimiz siyasi değildir.
    2) hareketimiz türkiye cumhuriyeti'nin legal sınırlamaları içinde yapılacaktır. buna rağmen bastırılmak opresifliğin işaretidir.
    3) hedefimiz sesimizi türkiye'deki milyonlara duyurmak; sansürlemenin zararları konusunda bir bilinç oluşturmak.
    4) nihai amaç; kanun değişikliğiyle türkiye'de web sitesi sansürleme sürecinin zorlaştırılması.
    ---
    arkamizda hicbir kurum ya da kurulus yok. bu bir taban hareketi - sosyal medyayi kullanan hepimizin olusturdugu. demokratik internet kendi gelecegine kendi karar veriyor.
    ---

    kısaca sitede insanları bilinçlendirmeye çalışırken, doğal ve haklı olarak, "merak etmeyin polis bize su sıkmayacak. bu bizim en doğal hakkımız" diye bir alt metin geçiliyor.

    bir yandan tepkisellik konusunda sindirilmiş insanlar için üzülüyorum; diğer yandan bu kez somut şeyler olacağını inandığım bir proje olduğu için seviniyorum.
  • son yıllarda yürüyerek, bağırarak yapılması gereken tüm eylemleri klavye başından yapar olduk, kâh vatan kurtardık, kâh atamıza yapılan saygısızlığı kınadık, kâh manevi değerlerimize hakaret edenleri lanetledik; şimdi ise klavye başında yapabileceğimiz en büyük eylemi yapma zamanı.

    "internetimi özgür bırak"
  • "internetin susturulması matbaanın kapatılmasından farksızdır!!!" başlıklı, insanları sansürlemenin zararları konusunda bilinçlendirmeyi ve kanun değişikliğiyle türkiye'de web sitesi sansürleme sürecini zorlaştırmayı hedefleyen eylem sitesi. lütfen üye olun ve seslerini duyurmalarına yardımcı olun.

    http://www.eylem20.org/
  • başarıya ulaşması ümidiyle kayıt olduğum site, organizasyon, eylem planı. adını ne koyarsanız koyun amacındaki haklılığı görmezden gelemezsiniz. peki bu şekilde sitelere üye olarak elimize ne geçer, ne kadar etkili oluruz orası net değil. ama şöyle de bir gerçek var ki, medyanın, ülkedeki internet düzeyinin yaşanan olaylara bu kadar net tepkiler koyup bu kadar gözle görülür sonuçlar aldığı bir başka dönem yaşanmamıştır. eylem 2.0 başarılı olur ya da olmaz, çok mühim değil. mühim olan ortada duran bir yanlışı dile getirebilmektir. bu site de hiç olmazsa bu amaca hizmet etmektedir. dilerim ki hedeflerine ulaşıp misyonunu tamamlar.

    ayrıca (bkz: youtube/@oldboy)
  • ifade özgürlüğünün gittikçe kısıtlandığı güzel ülkemde davayı kazanacağımızı sanmadığım halde bir umutla destek veriyorum.
  • mutlaka desteklenmesi gereken hareketin web sitesi.

    ama;

    "taban hareketi" oluşturmak, interneti sansürleyenlere tabanlarımızı göstermek değildir herhalde.

    "ya da halkı kucaklamak", o halka kültür hizmeti sunup "opresyon" terimiyle tanıştırmak hiç değildir.

    hele "opresif rejim" derseniz, muzaffer kuşhan'ın lahana diyeti falan gelir bazılarının aklına, baştan kaybedersiniz.

    "eylem" kelimesi, halkın gözünde zaten mimli. eylem yapanlar devletin polisine taş atıp, kaldırım taşlarını söküp, halkın hakkını kısıtlayanlar değil mi o halkın çoğunluğunun gözünde?

    sitenin adı güzel olmuş, ona bir sözüm yok. ama bu yaklaşımla, önce halkı "eylem" sözcüğüyle barıştırmak gerek. cümleye eylem diye girip, açılan ilk sayfada opresif rejimden bahsederseniz, sözünü ettiğiniz milyonların büyük kısmı o sayfayı geri tükürür, sindirmek yerine.

    "bizler gibi sıradan vatandaşlar" ifadesi kullanılmış sitede. o sıradan vatandaşı gerçekten sizinle aynı kalıptan çıkmış gibi düşündüğünüz takdirde, milyonlara ulaşmak güçleşir. o milyonlar bu siteyi tıkladığı takdirde ne göreceklerini, ana sayfayı inceleyerek ne hedeflendiğini anlayıp anlayamayacaklarını hesaplayabilmek çok önemli. oysa şu anki haliyle, internette sansürün ne anlama geldiğini gerçekten anlayabilen azınlığın toplanma üssü olmaktan öteye gidemezmiş gibi görünüyor. ana sayfa güzel, ama ilk bakışta görünen kısımlarının daha net mesajlar içermesi gerekiyor. sadece sokaktaki halk için değil, "haber"i gününü kurtaracak materyal olarak gören muhabirler için de ilgi çekici olabilmesi gerekiyor bu ana sayfanın ve yapılacak etkinliklerin.
    belki bu sayede biz de kutsal bilgi kaynağı'nın adını görebiliriz birgün, sol frame'in üstünde. üzeri çizilmemiş olarak...

    çok önemli edit: sitenin görünür yerlerini bloke ederek ana mesajı kamufle etmeyi başaran "opresyon" terimi -sessiz sedasız- yok olmuş ve yerine "baskıcı" kelimesi yerleşmiş. pek güzel, pek hoş; bazen süslemeler yerine sadelik, mesajı daha iyi iletiyor sanki.
    site yöneticilerine, siteyi kurdukları haliyle bırakmayıp, dinamizmini bu denli yansıtabildikleri için tebrikler ve teşekkürler...
hesabın var mı? giriş yap