• dinlemeyle açıklamanın biraz mantıksız olduğunu düşündüğüm olaydır.

    google aratmalarımıza göre reklam çıkarmalarına şaşırmıyorduk zaten fakat arkadaşın anlattığı konuda nasıl bir fikir yürütülebilir, açıklanabilir bilmiyorum. sadece kaç insanın, kaç kişi tarafından dinlenebilip, dinlemelere göre reklam verilebileceği konusunda şüpheliyim.

    iki olayın raslantı olması, düşük de olsa yine de bir ihtimaldir ki zaten arkadaşın da dediği gibi cips konusunu hakkında konuşmamaları dinleme ihtimalini düşürmektedir.

    üçüncüsü olması durumu çok farklı bir noktaya taşır, hem fikirim.
  • aynen arkadaşa katılıyorum aynı şeyler benimde başıma geliyor. evin içinde yaptığımız muhabet reklam olarak geri dönüyor.
  • ağır şizofreni belirtisi..abd nin gözü üstünde ..her an eve baskın yiyebilirsin ..
  • facebook değil ama bir telefon uygulamasında bunun benzerini yaşayınca gayette olurunu kabul etmeye başladım. zamanında arkadaşımla tatile gitmek istediğimiz yeri yüzyüze konuşuyorduk. acaba nasıl gidilir oraya diye rome2rio adlı uygulamadan bakalım dedik. uygulamaya girdiğimde kendisi otomatik olarak from istanbul to tulum diye çoktan seçenekleri doldurmuş gözüküyordu.

    edit: ayrıca şu haberi de paylaşmak isterim

    http://www.bbc.com/…/03/160302_casus_akilli_telefon
  • madem herkes anısını paylaşıyor bununla alakalı bende yazayım. birgün arkadaşımla alışverişteyiz. dedim gel şu mağazaya girelim de x parfümünden sıkayım biraz. girdik sıktık falan neyse. akşam eve geldim. ekşi sözlüğü bir açtım kenarda x parfümünün o mağazadaki fiyatı!!! yok artık ebesinin dedim ali sami. ateistleri bunu da açıklamaları için sahneye davet ediyorum.

    not: öncesinde internette hiçbir aramasını gerçekleştirmemiştim...
  • akıllı saatler, akıllı bileklikler, akıllı televizyonlar, akıllı ev sistemleri bla bla bla. gün gelecek, hepimizi sikecekler.

    (bkz: big data)
  • facebook değil belki, hatta google, microsoft, apple değil ama indirdiğimiz üçüncü parti uygulamalar kesinlikle bizi dinliyor ve buna kendi ellerimizle izin veriyoruz.

    3. parti uygulama ne olası ki diyorsanız, telefonunuza yüklediğiniz her uygulamadır. whatsapp, flappy bird vs.

    bu uygulamalar siz onları yüklediğinizde mikrofonu açacağım bak kurunca diye uyarı verir, hadi whatsapp'ı anladım da saçma sapan bir sürü uygulama mikrofona hiç ihtiyaç duymasa dahi mikrofona erişim isteyebiliyor. açın uygulamalarınıza bakın, ha facebook mikrofona erişim ister arama özelliği falan var galiba (facebook'u bilmiyorum pek, aydınlatan olursa editlerim) ama ne bileyim süper mario oyunu (atıyorum) neden mikrofona erişiyor? bu iş için.

    facebook'un birçok şeye eriştiğini de biliyoruz, siz birinin telefon numarasını rehberinize eklediğinizde onu size arkadaş olarak öneriyor, çünkü siz uygulamaya rehbere erişim özelliği eklediniz bir de sanki güvenlik önlemiymiş gibi telefon numaranızı facebook'a verdiniz. aynı şey twitter'da da olur, youtube uygulamasında da olur.

    şimdi mikrofon konusu, eğer android, ios, windows sizi dinliyorsa bunu itiraf edemeyeceklerdir, ancak isterse fbi ve cia'in sizi dinleyebileceklerini söylüyorlar, bu durumda telefonlarımızda bizi dinleyebilecek bir yazılım olduğunu biliyoruz. eee o zaman google kesin bizi dinliyor. hayır ondan gene emin olamıyoruz, telefon yazılım dünyasında bir sürü açık var, ios görece daha az açığı olan bir işletim sistemi ama cia ve fbi dinlemek istediğinde dinlesin diye gizli bir açık bırakılır. (yabancılar buna arka kapı diyor) bu açık bulunduysa birileri tarafından gene bilgisayarınıza yüklediğiniz saçma sapan gezginler (atıyorum, torrent de olabilir) linkinden yüklenebilir ve işletim sistemi üzerinden sizi dinleyebilir, bunun en güzel yanı uygulamayı silseniz dahi dinlenirsiniz.

    dinleniyoruz, bu kesin ama kim dinliyor bilemeyiz. bu direkt işletim sisteminin bir özelliği olabilir, bu işletim sistemine sızmış yazılım olabilir ya da üçüncü parti uygulama olabilir.

    peki dinlenmeye karşı nasıl bir önlem alınmalı? kişisel önlem alamazsın, tek çare teknolojiden uzak yaşamaktır ya da insanlık olarak hukuki yoldan bu işten sıkıldığını belli edip siyasilere bunun önüne geçmeleri için baskı yapacaksın. bir iki kişinin istemezük demesiyle olmaz, belki beş yıl telefon almayacağız toplu olarak, yeni yazılım almayacağız anca böyle duyarlar sesimizi.

    edit: yazmayı unutmuşum, dinleme denilen olay düşündüğümüz gibi işlemiyor. duyduğu kelimeleri text haline getirerek çalışır bu sistem, yani bütün bu yazdıklarım arasından sadece google, microsoft, ios, android, telefon gibi kelimeleri seçip benim bir telefona ihtiyacım olduğunu tahmin edecekti. insani haklara aykırı da olsa, kimse hayatımızı direkt dikizlemiyor, direkt dikizlenmek istersek mesela torbacı kelimesini sık kullanmayı deneyebiliriz, sistemde torbacı kelimesi bir "keyword" ise bunu sık kullandığınız taktirde (atıyorum) narkotik dinlemesine resmen takılabilirsiniz.
  • amerika'yı yeniden keşf etmeye gerek yok dediğim hede.

    teknoloji firmaları size ait bütün bilgileri tek bir yerde toplamak için elinden geleni yapıyor zaten. buradaki dinlenme mevzusu bi yana bu ihlali mümkün kılan zaten bizleriz. basitçe anlatayım:

    kredi kartlarıyla başlayan takip edilebilirlik hepimizin malumu. bu öyle başarılı bi yöntem ki; irili ufakli çoğu firma kendi 'ayrıcalıklı' kartlarıyla müşterinin blgilerine sızmayı başardı. yani kendi elinizle elin hipermarket zincirine, kozmetik firmasına, spor salonuna takip edilebilir bilgilerinizi bırakıyorsunuz. bunların tek başına bi anlamı olmayabilir, zaten kozmetik firması sizin hangi arabayı alacağınızı merak etmiyor ama x şehrinde ikamet eden birisi o kozmetik firmasının y şehrindeki şubesinden alışveriş yapınca sizin y şehrinde olduğunuzu öğreniyor. bu irili ufakli bilgileri onlarca firmaya verdiğinizi düşünün. şimdi bunun bi sonraki aşaması olan elektronik cihazlara geçelim.

    neredeyse bütün teknoloji devlerinin uzun yıllardır yapmaya çalıştığı 'tek hesap, tek depolama alanı' adında bir proje var. bugün google'dan mail alıp, videolarınızı, fotoğraflarınızı, sunumlarınızı, notlarınızı oraya yükleyebilirsiniz. sizin ''aaa bedava 6 gb alan verdi lan?'' diye sevindiğiniz şey çok da sevimli değil. uzağa gitmeyelim, daha 2 sene önce hollywood yıldızlarının başına gelen sızdırılma skandalına bakın.

    tahminimce hemen herkesin 'depolama alanında' telefonunda tutmadığı görüntüler vardır. illa gtünüz başınız ortadadır sizi çakallar demiyorum, herhangi bir şey. heh, işte onlar akıllı bir tanımlama sistemiyle çok basitçe süzgeçten geçebilir. ne gibi? bakın google images, son kullanıcıya sunulan bir nimet. işte o sistemin çok daha komplike bir versiyonu olması olağandışı değil. zaten o sistem daha çok renk değerleri üzerinden çalışıyor. yani arka fonu kırmızı bir fotoğrafı ararken öncelikli niteliği bu oluyor. orijinali bulması zor mu? rgb değerlerden o kombinasyonu birebir çıkarmak bir makina için zor değil, gayet mümkün hatta. neyse konuyu dağıtmayayım.

    bu reklam işinden önce tüm bilgilerimizi verdiğimiz hesaplar var zaten. yani adam senin telefonuna yüklediğin bütün datayı alabilir. hemen ''internete bağlanmadan siliyom abi ben!'' demeyin, cache diye bi şey var, isterse çok güzel alır. dahası ve asıl önemli olan şu 'izinler' mevzusu.
    bir uygulama sizden izin ister, vermezsiniz ''abi izin yoksa şunu yapamam :('' diye yine ister. arkadaşlar; izin almadan da bunu yapabilir. iddiamı artırıyor ve 'kullanım popülasyonu yüksek her uygulama bunu yapar' diyorum. peki suç mudur? elbette suçtur. korkmamız gerekir mi? evet. fakat bunun da çözümü var: akıllı cihazları -bilgisayar dahil- kullanmamak. burada işi öcüleştiren sadece akıllı telefon değil, onu anlatmaya çalışıyorum. yukarıda bahsettiğim 'tek hesap' mevzusu hemen her elektronik cihazda mevcut. buzdolabı hariç diycem ama onun da akıllısını yaptılar, ona bile güvenmemek lazım.

    bugün sms teknolojisini neredeyse tamamen terk edip yerine her türlü multimedya gönderebildiğimiz whatsapp'ın gelişini bi düşünelim; indirme sayısı 2 milyara yakın bir uygulamadan bahsediyorum arkadaşlar, 2 milyar. hadi bunun bi kısmı benim gibi telefon değiştirip ikince kez yükleyenler olsa 1 milyar diyelim. 1 milyar insanın birbirleriyle konuşması, attıkları fotoğraflar, gönderdikleri videolar tek bir datadan geçiyor. tabii whatsapp'ın sahibi oturup ''ooo ahmet sevgilisine çükünü atmış lan!'' demiyor, bunlar da çeşitli yerlere servis ediliyor. yani sana rutin gelen tüm o işlemler aslında çok büyük bir datanın olağanüstü şüphe uyandırıcı biçimde çalışması demek.

    artık çoğu uygulama telefonun içinde ve gömülü olarak sunuluyor. atıyorum benim telefonumdan twitter silinmiyor, senin telefonundan bilmem ne silinmiyor. adamlar onu işletim sisteminin bir parçası gibi yapmışlar. ha uğraşsam silerim ama bunu herkes yapabilir mi? peki benim hesabım olmasa da twitter benim telefonumdaki bilgilere ulaşamaz mı? çok güzel ulaşır. bu noktada senin telefonundaki 'gömülü' not uygulamasına yazdığın şeye de ulaşır, değerli bir bilgiyse değerlendirmeye alır. telefonu ilk kurduğunuzda hangi ikinci parti uygulamaların -gömülü olmasa bile- yüklü olduğuna bakın, not uygulamaları falan olacak.

    bi de facebook'un doyumsuzca devam ettiği satın alımlara dikkat çekmek istiyorum. google zaten kendi krallığını kurdu, tam bi data merkezi ama instagram ve whatsapp alımlarıyla birlikte facebook iyice bi çılgın atıyor. bana kalırsa meşhur snapchat teklifleri de bu kafada bi hamleydi. insanların kaybolacağını bildikleri görüntülerini birbirlerine gönderdikleri bi uygulama. hmm, leziz.

    başlıktaki konuya gelecek olursak:

    kamera ve mikrofonu olan ve bağlantı protokolleri veri transferine uygun her türlü cihazdaki bilgileriniz paylaşıma açıktır. mesela vhs oynatıcılar buna dahil değildi ya da çamaşır makinalarımız hala değil ama tabletlerimiz açık. hayır işin ilginç tarafı insanları siri'yle konuşmalarına kahkahalar atıp capslerini paylaşıyor ama aynı sistemin onu dinliyor olabileceğine şaşırıyor. e adam bunu gizlemiyor ki? yaptığı şey bu sisteme seni alıştırmak, sonrasında gerekirse konuyu buraya bağlamak. en fazla çıkıp ''ya siri açık kalmış pardon, güncelleme yayınliycaz'' diye geçiştirir.

    özetle buradaki en masum hikaye ''alla alla cips dedim cips reklamı çıktı'' olacaktır çünkü söylediğini bile hatırlamadığın her şey orada kayıtlı.

    edit: günümüz için bundan daha korkunç olanı gps sistemiyle yerinizin tespit edilebilmesidir. sürekli yerimizi gammazlayan bi meymenetsiz gibi elimizde bu cihazlar.
  • kuzenimle sadece hamburger yiyelim muhabbeti yaptık bir büfeyi arayıp sipariş verdik yemek yedikten sonra benim instagramımda kuzenimin facebookunda burger king reklamı direk ekrana düştü
  • konum bilgisini edinmeye, kamera ve mikrofonlara hangi uygulamaların izni olup olmadığını iyice kontrol edin. tablet, telefon ve bilgisayarlarımız malum artık konuşmayı algılayabiliyor. ortamda sürekli mikrofon açık, dinlemede, hazırda komut bekleyen bir cihaz varsa, haliyle konuşmalarınızı duyuyor. tabii bu onca konuşmanın arasından belli bir şeyi seçip reklama adapte etmesini tam açıklamıyor ama, "sadece bir tesadüf"den başka düşünülebilecek tek açıklaması budur herhalde. siri, cortana, google, svoice gibi zımbırtıların ayarlarına bakın. windows 10 kullanıyorsanız, sistemdeki her türlü gizlilik ayarıyla tek tek ıncık cıncık uğraşmanız gerekiyor.
hesabın var mı? giriş yap