• gazeteci yazar fatih altaylı, dış politikada türkiye'ye kurulan tuzağı detaylı bir biçimde anlatmış. avrupa ve abd'de radikal islamcı grupların türkiye tarafından destek görüp, finanse edildiğine yönelik bir algı yaratıldığını söyleyen altaylı, böyle giderse ve bu şeytani plana dur denilmezse türkiye'nin iran benzeri bir hale dönüştürülüp, ambargo yiyerek izole edileceğini ima etmiş.

    avrupa ülkeleri bu grupları sınırdışı ederken ve arap ülkeleri bile oturum vermezken, türkiye'den oturum ve vatandaşlık alabiliyorlarmış.

    yani nato'dan kovulmak, ambargo yemek, haydut devlet muamelesi görmek. galiba başımızdakilerin istediği de bu. vahdettin'in yapamadığını yapıp, anadolu islam cumhuriyeti benzeri bir ucubeyi hayata geçirmek.

    --- spoiler ---

    türkiye’nin şu an dünyada mücadele etmesi gereken çok ciddi bir algı var.

    bu algı adım adım, ağ gibi örülüyor ve türkiye de bu algının oluşmasına bilerek veya bilmeyerek destek oluyor.

    “terörü destekleyen ülke” algısı.

    farklı islamcı grupların türkiye’de kendine güvenli bir ortam bulması, avrupa’dan çıkartılmak istenen bazı radikal isimlerin türkiye’den oturma izni talep etmesi ve türkiye’nin bunlara yeşil ışık yakan ülke gibi görünmesi türkiye’nin dünyadaki algısını bozuyor.

    bunları yaptıkça istediğimiz kadar avrupa’daki terör saldırılarını kınayalım, istediğimiz kadar terör ile islam bir araya gelemez diyelim, istediğimiz kadar terörün her türlüsünü lanetleyelim sonuç değişmez.

    türkiye’nin, türk halkının yüzde 99’unun bu işlerle uzak yakın ilişkisi olmayacağını, bunları desteklemeyeceğini ben bilirim, siz bilirsiniz ama bunu kimseye anlatamayız!

    bunun sonucunda önce siyasi ilişkiler yara alır, sonrasında ticari ilişkiler ve türkiye’ye yönelik yatırımlar durur...

    sonrasını ise düşünmek bile istemem.

    bu yüzden türkiye, bu grupların türkiye’deki faaliyetlerini bir an önce durdurmalı, bunları ülkeden dışarı çıkarmalı ve yenilerinin ülkeye gelmesini engellemeli.

    başta göç idaresi başkanlığı olmak üzere tüm kurumlar bunlardan uzak durmalı.

    “bunlar din kardeşlerimiz” falan diye de kimse bana maval okumasın.

    din kardeşi dediklerinizden neler çektiğimizi unutmayalım.

    hem içerde, hem dışarda.

    şunu da hatırlatayım.

    yukarıdaki yazıdaki fikir bu konuda da geçerli.

    yani zamanında yapmak lazım ne yapılacaksa.

    geç kalınırsa, geçmiş olsun!

    --- spoiler ---

    link
  • bahsi geçen öfkeli gençler, suriye'nin pkk'sı öso, fransa'nın kafatasçı cihatçısı, mısır'ın teröristi müslüman kardeşler falan kendileri açısından terörist değildir. bu durumda uyarısı da boşa gitmiştir.

    o zihniyet için terörist bağıra bağıra terörist demekten utanmadıkları, kendilerine oy vermeyen ve ülkenin yarı nüfusunu oluşturan halktır. onları da destekledikleri falan yok zaten...
  • şimdi niye söylüyor bu apaçık gerçeği merak ettirendir. mağduriyet mi yaratılacak yine? hani bakın dünyada böyle bir algı var, daha da kenetlenelim allah peygamber diye düşüncesi ile tayyip etrafında?

    zaten amaç islamı bu şekilde kullanmak. tayyip de islamı kendi çıkarları için kullandı ve tebaasiyla saraylarda yaşıyor ve asgari ucret 300 usd alti (yani fiilen avrupa'nın en tehlikeli gücü olan türk gençliğini fiilen bitirmiştir), hem de dünya bu islamı yeri gelince kullanacak. bunda anormal olmayan bir durum göremiyorum. ama neden şimdi fatih? hep böyleydi bu.
  • günaydın fatih.

    algı değilki, gerçek. bu hükümet o dediğin şeyleri yaptı.

    dönülmez yolun sapağındayız.
  • jeton paraşütlü tabi. anca düşüyor.
  • fatih altaylı'nın "bana eşek dediii", açıklaması

    yaratılan bir algı yok fatih bey. şu ara tam olarak bunu yapıyor bu devlet. bütün kariyer başvurularını kabul ediyoruz.

    geç kalmak demiş. son tren partili cumhurbaşkanı ile kaçtı bile.
  • çok doğru tespitler. ülke afgan radikal islamcı göçmenlere "gel sınırdan geç " muamelesi yapmıyor mu? amaç ne sizce?

    amaç bütün dünyayı iran gibi kendisine düşman edip, iranlilar kadar cahil seçmenine " yedi düvele karşı savaşıyoruz" izlenimi verip seçmenlerini bir safta toplamak.

    akp iktidarı, ekonomi, eğitim, dış politika konusunda, artik iyileşmesi mümkün görünmeyen yatalak hasta gibi görünüyor. oy kaybını önlemenin tek yolu düşman çoğaltıp, iktidar desteğini yitirmemek.
  • tanım: geç anladığını gösterir yazı.

    tanım: oraya sürükleneli çok oldu. ya kendisi de farkında ya da hükümeti ve taraftarlarını karşısına almak istemediğinden gerçekleri söyleyemediği durum tespiti.

    askeri davalar hukuktan kimsenin kaçamayacağını gösterirken hukuk adına umut veriyordu da kumpasa dönünce cılkı çıktı. sen yoktun!

    anayasayı tanımam, diye başlayan sürek (?) -süreç, bilinçsizliği dışarıda bıraktığında kullanılmamıştır- anayasa mahkemesinin tanımaması ile son buldu. senle beraber halkın yarısı yok.

    2010 referandumundan sonra hükümetin fetö ile devletin kadro pazarlığına girdiğinde haber verecek kimse yoktu,
    tape denilen birçok usulsüzlüklerin döndüğü ve devleti kadrolarının birbirine girdiği gösteren veriler yayınlanmadan önce bunları kamuoyuna bildirecek, doğrulatacak kimse yoktu.

    darbe girişiminde başrolleri üstlenenlerin, iktidar ve darbe yanlılarının siyasal islamcı ve liboş olması tesadüf müydü?

    işid için, komşularla sıfır sorun politikasının mücidi zamanın başbakanı şimdinin muhalifi, “birkaç kızgın çocuk” demesi tesadüf müydü?

    birkaç kızgın çocuğun elini kolunu sallayarak terör eylemlerine girmesi neyin nesiydi?

    ülkenin suriye politikası küçük bir bölgede sıkıştırılan radikal islamcıları korumaya dönüşünmesi öngörülemez miydi yoksa bilinçsizlik mi?

    neo osmanlıcılık diye, osmanlı politikasının yıkılma sürecindeki eylemlerini bugün yükselme adına yapılması da cabası. imparatorluğun bu aşamasında onu bir arada tutacak başka bir değer sistemi yoktu, federasyon gibi bir siyasal sistemi oluşturacak öngörü de , bürokrasi de, lider de yoktu. aydın kadrolar da sürgündeydi. aynı bugün gibi. geriye kalan din teması bügün yükseliş için kullanılması bir rüya, dünya liderliği rüyasını görenler de, hafif tabirle rantçı, ancak tv lerde programlarını onları uyandırmayı seçmek yerine mastürbasyon yapıp onları ve kendini tarihe gömmekte tercihti, bugünlerin ise tuzu biberi.

    90’ların domuz bağıyla insanları gecekondu bahçelerine gömenleri serbest bırakıp, ve onun gibileri suriye iç savaşı sürecinde kendi ülkene getirirsen, çıkacak olaylara davetiye çıkarırsın. bu insanların terör eylemlerinin ardından söylenenler de sadece halkı kutuplaştırmaz. içeride ve dışarıda yöneticiler hakkında algıyı değiştirir.

    seçim için yabancı ülkelerin -nazi söylemi gibi- hesaplaştıkları geçmişleriyle suçlar, şova dönüştürürsen, aynı tavrı onlardan görürsün , üstelik hesaplaşmadıklarını -ermeni tehciri gibi- ve söylevlerini -islamcı terör olmaz gibi- eleştirilir, yetinilmez, kendinize söylenmesini istemediklerinizi, söylerler. şaşırmazsın.

    okumuş diye çevrene müridleri toplarsan söz sadece merkezde olana değil, çevreye de ulaşmaz. sözün ulaşmadıklarına eylem de ulaşmaz. küçülen de sadece rantın dağıtımı olmaz.

    bugün, yazının ve yöneticilerin akibeti budur. yarın ise, çok sevdiğin tarihin içinde kültürel mastürbasyon aracına dönüşecektir.

    ek: süsleme yapılmıştır.

    ek: yakın tarih bu sürecin başlangıcını marshal yardımları iken, eisenhower doktrini ülkemizin bugüne gelmesin tetikledi. necmettin erbakan’ın türemesi; 61 darbesini getiren kadrolardan bazılarının abd deki eğitimleri; milliyetçi köylü partisinin türkeş’le milliyetçiliğin yanına islamcılığın entegre edilmesi; kuranla miting yapan general eskisi kenan evren’le yükselişe geçen siyasal islam. türkiye için biçilen gömleğin düğmeleridir. düğmelerin kapandığı “bop başkanlığı” yakası ile bugündeyiz işte. kaç muhalif geçinen, programlarında ve yazılarında bu süreci anlattı ki, şimdi konuşuyorsunuz. ( bir çaylak bunları yazmış ama kaç yıldır hala çaylak, düşünün! ekşi bile aynı.
    (bkz: #67641653) )
  • beyaz türklerin korktuğu şeylerden bahsetmiş. 10-15 sene önce vardı bunlar hatırlarsanız. “yaw türkiye’de film çekmişler sadece çarşaflıları türbanlıları göstermişler.” ulan ülkenin gerçeği bu.

    zaman değişiyor. iran’ı etiketlemeleri 1970-80’ler de oldu.

    artık işler değişiyor, uluslararası ilişkiler ve politika teorileri de evriliyor.

    baksanıza tayyip elindeki mültecileri, nükleer bomba dan daha etkili kullanıyor. 2015’den buyana avrupa’da en büyük gündem.

    fatih beyin anlattıkları olana kadar avrupa müslüman ve özellikle yiyecek sektörünü arapların yönettiği bir birlik olabilir.

    ekleme fatih beyin bu yazısının sebebi olan adam şuanda avrupa’da yaşıyor. dikkatlerinizden kaçtı galiba..
hesabın var mı? giriş yap