• insanlar acaba toplum içerisinde, dünya nüfusuna filan bakıldığında insanların yüzde kaçının güzel olduğunu düşünüyor? yüzde elli mi sanıyorsunuz nedir?

    bir toplumda "güzel" denebilecek, üzerinde az çok uzlaşılabilecek insan sayısı %10 bile değildir. bu sebeple, normal dağılım gösteren herhangi bir grupta (yani mankenler, film yıldızları gibi bir grup değil de, mesela "iranlılar, türkiyeliler, amerikalılar" ya da "mühendisler, doktorlar, öğretmenler" gibi gruplar kursak) da insanların sadece %5-10'unun güzel olması, kalanının "orta", kalanının "çirkin" olması tuhaf olur mu? (ruslarda bu oranın arttığını zannedenlere rusya'nın bozkırlarına şöyle bir çıkıp mujik'lerle tanışmalarını tavsiye ederim.)

    şimdi bu durumda, çeşitli ülkelerden, meslek gruplarından gelenlerden oluşan feminist bir toplulukta, neden güzel kadın oranı dünyadaki güzel insan yüzdesinin üstünde-altında olsun ki? elbet normal dağılım gösterecek.

    sakın sizin "valla feministlerin arasındayım şimdi, bak vallaha çok azı güzel" demenizin ardında "ehe ehe bak işte, çirkin kadınlar errrkek bulamıyorlar, ondan feminist oluyorlar" ya da "zaten feminizm kocayı buluncaya kadardır şekerim, koca bulsa bitecek, koca bulamamış ondan!" demeye çalışmanız gibi zavallıca bir sapıklıktaki düşünceleriniz yatıyor olmasın? "güzellik" denen olguyu bu kadar fetişleştirmek, bir kişilik bozukluğudur uyarayım, acilen bir psikologa görünseniz iyi olacak.

    neden "güzel" olmak zorundalar meselesine hiç girmedim dikkat edersen, zira "kadının güzel olmak zorunda olması" mefhumu başlı başına sorunlu. insanlar güzel olursa olur, bu büyütülecek bir şey değil. sorsanız her biriniz "güzelim öyleyse herkes bana yardımcı olmalı, her şey ayağıma serilmeli" tavrındaki kadınlardan çok rahatsız oluyorsunuz, ama dediğinizle yaptığınız tutmuyor, farkında mısınız? hem böyle davranan kadınlardan şikayetçi olup, hem de bunun böyle olduğunu doğruluyorsunuz sözlerinizle, davranışlarınızla... tutarsızsınız beyler, hanımlar!

    güzel olup olmamak kimsenin elinde değil, bu yüzden çirkin kadını /erkeği aşağılamanız, sizin kompleksli ve insan sevgisinden uzak yapınız hakkında çok bilgi veriyor bana. sanırım kardeşleriniz içerisinde en güzel olanı en çok seven anne-babalar tarafından büyütüldünüz, ki yazık, üzülürüm bu durumda size (zira yapan anne-babalar var ne yazık ki, çocukların hayatı kararıyor, yıllarca tedavi görüyorlar. bunun bir diğer ucu da "en başarılı çocuğu en çok sevmek" ki, güce tapan bireylere sebep oluyor.).

    veya anne babanızda sorun yok, gayet normaller, fakat küçük yaştan itibaren kapitalizm illeti sebebiyle vücut ve yüz güzelliği pazarlamalarına öyle maruz kalmışsınız ki, kişiliğiniz bozulmuş. durum yine aynı, bir psikologla görüşmenizi tavsiye ederim.

    not: tüm bu yazdıklarım için "ehehe belli ki sen de çirkin bir feministsin" diye mesaj atan herkese bir adet fatmagül berktay kitabı hediye edeceğim, sevgiler.
  • "güzel kadın az bulunan bir nimettir" tarifi aslında sıkıntılı bir şey. olay tam olarak böyle bir şey değil. güzel kadın olmak durumu bir mesai alanı ve feminist kadınların ciddi bir kesiminde bunun reddi söz konusu. güzel erkek olmak için de aynı şey geçerli, ama modern hayatın fetiş nesnesi güzel kadın olduğu ve bunun da böyle dönemsel, modaya yönelik bir mesaisi olduğu için pek de dikkate alınmıyor. feministleri güzel bulmamak, birincisi onların güzel bulunmak istememesi, ikincisi onlara bakanın güzellik anlayışının odağının şapşırmış olması ile ilişkili.

    dur, o adonis kası için çalışmayı bırakma; ben bu fikirde değilim. bence insanların güzel olmak için mesai harcamasında sorun yok; sorun dönemsel olana takılıp kalmakta ve bunu olduğundan fazla önemsemekte, kozmetik sektörünün, modanın köpeği ve kölesi olmakta. güzel kadınlar ve güzel erkekler çeşit çeşittir. yiğit erkeğim, türk kaslı bebeğim; sırf beğendiğin top modelleri (bile) düşün: hepsinin farklı fiziksel özellikleri var fark ettin mi? güzelliğin değişkeni senin aşkındır.

    dekolteli feminizmin, vücut geliştirme salonuna giden entelektüel erkeklerin, makyaj yapan akademisyen kadınların, epilasyona giden sol görüşlü adamların olduğu bir dünya, o kadar da kötü bir yer değil. kendini beğenmek ve seksi olmak istemek kötü bir şey değil. (wiggle wiggle wiggle wiggle wiggle yeah)

    görüyorum ve arttırıyorum:
    "bir kısım" feminist kadınlar sadece güzel olmuyor; maalesef naz da yapıyor ve "hatta yolunu yapayım o teklif etsin", "pazardan getirdiğim poşetleri herif kaldırsın" gibi tutumlardan da vazgeçmiyor; iyisi, kötüsü tercih meselesi bunların sonuçta.

    çünkü, feminizm de, insan kadar çeşit çeşit yiğidim. hatta feminizmin konusu, böyle tercihleri yapabilme özgürlüğünde olan kadın ve erkeklerin yaşadığı cinsel ayrımcılığa dayanmayan bir dünya filan. (to burn the fucking flag)
  • şu yaşa kadar "boşuna isyan etmeyeyim, bu benim doğal çirkinliğim" diye rahat rahat otururken, duyduğum anda bünyemde deprem etkisi yaratmış önermedir.
    taşlar şimdi yerine oturdu..
    ama sormaz mıyım şimdi hikmetinden sual olmaz allaama, niye beni feminik yarattın diye..
  • ekşi'nin düşük profilli entry'ciler tolaşmışlar, kahvehane geyiği çeviriyorlar gene. ne oldu lan! kadın azıcık güçlü durunca, fikirlerini sesli söyleyince delleniyorsunuz ezik tayfası! bir de bel altından vurmaya çalışıyor, aklı fikri zikinde olan az gelişmiş insanımsı. sesisimiz daha çok çıkacak, delirin, kudurun aq!. testestorana boğduğunuz dünyanın hali ortada, tecavüz, şiddet, savaş, doğa katliamları, kapitalizm... bu dünyayı sizin eğemenliğinizden kurtarmadıkça, böyle boka batmış bir şekilde yaşayıp gideceğiz... kalbi, ruhu, zikri çirkin yaratıklar sürüsü sizi!
  • "oluşturulan efsaneler kadınların isyanının çığlığı haline gelen feministlerin 'çirkinliği' ile ilgilidir. feministlerin 'dişiliğinin yitirmiş', 'erkek düşmanı', 'koca/sevgili bulamayan', 'saldırgan' ve 'cadı'; dolayısıyla çirkin kadınlar olduğu mitleri yayılır. bunun nedeni ataerkil iktidarın temellerinin sarsılmasında yatmaktadır. çünkü feministler dişiliğini yitirmiş ya da erkekleşme çabasında olan/ataerkinin iktidarına sahip olmaya çalışan kaınlar değil, aksine kadın ve erkeklerin eşit olduğunu savunan, doğal insan haklarının ancak erkeklere ait olabileceğini düşünen ataerkil düşüncenin karşısında olan kadınlardır. feministler, erkek düşmanı yada koca/sevgili bulamamış kadınlar değil, eril tahakkümü doğallaştıran ve bunu hayatın tek gerçekliği olarak sunan her türlü baskıya karşı direnen kadınlardır. feministler, saldırgan ve agresif değildir. bu muktedirin söylemidir. çünkü muktedir, iktidarı elde tutabilmek için muhalif söylemleri dezenformasyona uğratarak yanlış/arızalı olarak gösterir. dolayısıyla feministler itaat eden, hanım hanımcık, şefkatli, anlayışlı ve yumuşak olmadıkları için bu şekilde resmedilirler.

    kirpinin yavrusunu 'pamuğu' diye sevmesi misali ataerkinin dayatması içinde yaşamayı kabullenenler ve sesini çıkarmayanlar 'güzel' rolünü üstlenirken feministler 'çirkin' olmayı kabullenirler. daha doğru bir deyişle feministler; patriyarkanın kadını yok eden politikalarına karşı çıktıkları için, aaterkinin kölesi olmadıkları için, birer 'kuluçka makinesi' olarak görülmeyi reddettikleri için, ev içi karşılıksız emeğin ücretlendirilmesini istedikleri için, aile dışında da hayatın olduğunu bildikleri için, kadına şiddeti görünür kıldıkları ve bu şiddete karşı çıktıkları için özetle kadınların isyanını dile getirdikleri ve ataerkinin iktidarına karşı çıktıkları için iktidar tarafından çirkin görünmeyi tercih ederler."

    elif kutlu, cadılar neden çirkindir?, amargi, sayı:29
  • erkeklerin isine gelen durumdur. zira hem cok guzel hem feminist bir kadın erkegi kilibik eyler.
  • homofobik abazan antifeminist seksist erkek algısı ile saptanan bişi.
  • oluşturulmak istenen algıyla desteklenmiş efsane. şöyle ki, masallarda olsun -başka bi yer gelmedi aklıma- masallarda olsun iyi ve kötü kalpli karakterlerin fiziksel özellikleri de bunlara bağlı olarak geliştirilir. türkçede de sıklıkla kullandığımız gibi "kalbinin güzelliği yüzüne yansımış" ifadesinin başka bir şekilde vücuda getirilmeye çalışılmış hali denilebilir. daha açık anlatmak gerekirse, bir romandaki ya da masaldaki -aha başka bir örnek daha- baş kötü karakter, aynı zamanda fiziksel olarak da çirkindir. çünkü kötü olabilmesi için çirkin olması gerekmektedir. masallardan buna uymayan bir örnek olarak aklıma pamuk prenses ve 7 cücelerdeki cadı geliyor. kendisi de gayet taş, bazı animasyonlardan ve kitaplardan gördüğümüz kadarıyla. lakin iş elma vermeye gelince ağzı gözü yamuk, kambur bir cadıya dönüşüyor. tıpkı cadı denildiği zaman bizde oluşan algıdaki gibi feminist dendiğinde de insanların gözünde efenim bir freak, bir cadı canlanıyor. çünkü neden? çünkü feminist dediğiniz zat, ortalığı karıştırmaya çalışan, bin yıllardır süregelen bir düzeni yıkmaya çalışan bir mikserden başka bir şey olarak görülmüyor. düzen bozucu olduğu için en azından bu şekilde hatırlanması ve akılda kalması gerekiyor. demek istediğim bu bir komplodur. bu oyuna gelmeyelim arkadaşlar.
hesabın var mı? giriş yap