• (bkz: akçay) ile (bkz: altınoluk) arasında bulunan sayısız tatil beldelerinin en büyüklerinden birisidir. adını sahilde bulunan deniz fenerinden almakta olup gençlerin eğlenebileceği herhangi bir fasiliteye sahip değildir. anlıycanız emeklilerin mekanıdır kısa adıyla fener. ilginç bi sahili vardır. bi tarafında denizin hızla alcaldıgı ve 6-7 metre açıldıktan sonra yerlisinin 'uçurum' tabir ettiği korkunç bi derinleşme söz konusu iken, bir burunla ayrılan diğer tarafta uzun bi mesafeyi yürüyerek kat edebilirsiniz ve kumdur. yılda en az iki kez bu kumluk tarafta boyu 3 metreyi bulan dalgalar oluşur. işte bu zamanlar tam bir coşkuyla, nerdeyse karnaval havasında geçirilir. insanlar çılgınca dalgalarla boğusur. kimi kafasını taşa vurur, kiminin mayosu kaybolur, kimileri kanoyla açılır da kanosuz gelir! eğer fener'e uğrarsanız pide salonunda körfezin en iyi pidelerini tatmadan geçmeyin derim...
  • eski adi to fanari dir.
  • halicin en senlikli mahallesi imis bir zamanlar, bogazda ki arnavutkoy un haliç muadili imis. piyasayolunun uzun olmasının da payi varmis. bunda. mehtapli yaz gecelerinde yüzlerce genc kızın yaptigi gezintiler ise gorulecek sey miş.
  • (bkz: fener alayi)
  • küçükken akşamları tek eğlencemizin, banklarına oturmak ve geleni geçeni gözlemleyip,dinleyip onların diyaloglarını kendimizce devam ettirmek olduğu; bir nevi rehabilitasyon merkezi kıvamındaki sakin bir tatil sitesi.
    (bkz: zamanın geçmek bilmediği yerler)
  • kendimi bildim bileli yazlarimi gecirdigim, tum cocukluk ve ilk genclik anilarimin ve kabuslarimin gerceklestigi, uzun bir sure ekip olarak "burda bi bok yok yaaa" diye serzenip nefret ettigimiz yer. iki gun sonra yine oraya gidiyorum ama bu sefer kufretmek icin degil oranin sakinligini ve huzurunu yasamak ve dinlenmek icin.. bu arada hicbirseyi fenerin eylulune degismem..
    (bkz: kiymeti gec anlasilan yerler)
  • trabzon'dan rize merkeze gidilirken geçilen sahil mahallesi.
  • tadına doyum olmaz eski istanbul mahallesi.

    gündüz vakti ardına kadar açık duran ev kapılarıyla tam bir mahalle havası yaşanırken, gece vakti ise cumbalarının altında sımsıkıya sürgülenmiş rengarenk kapıları görmek alışıldık bir durum. zira çok da tekin bir mahalle değildir uyku vaktinde.

    eski adıyla phanarion, ortodoks'ların merkezi konumundaki fener rum patrikhanesi'nin bu mahallede yer almasından ötürü, osmanlı dönemi'nde ağırlıklı olarak rum ailelerinin yerleştiği bir semt olmuş. bugünlerde ise rum nüfus, neredeyse yok denecek kadar az.

    ızgara planlı bir sokak yapısına sahip olan mahalle, kargir evlerden oluşan renkli bir mimari dokuya sahip. istanbul'un yedi tepesinden birinin üzerine kurulduğundan, bir hayli dik yokuşlu sokaklara sahip renkli fener'i gezerken soluk soluğa kalmamak mümkün değil. soluksuzluğunuzun yanına kattığınız hayranlık duygusu da cabası!

    muhakkak görülmeli.

    bkz 1: http://farm4.static.flickr.com/…01_6a7b69e381_o.jpg
    bkz 2: http://farm4.static.flickr.com/…2013_9f895e95eb.jpg
  • özlem sitesinin buludugu guzide mahalle.
  • altınolukla akçay arasında kalan, adını gerçekten doğru çalışıp çalışmadığını bilmediğim fenerden alan garip mahalle. gariptir çünkü tüm çocukluğum oradaki 'başarkent' sitesinde geçti, sırasıyla sitedeki 'meydan'da oynadık. zaman geçti, 'altınkent'in oralardaki çimlerde oyalandık. sonra sahile indik. daha sonra 'özlem' sitesinin kayalık diye anılacak kısımlarında içtik. sonra sonra fener'in dibindeki poyrazı yedik gitarlar çıktı, şarkılar söylendi. sonra mı büyüdük sıkılmaya başladık. zaten hayat yazlık arkadaşlarını çok daha az görmene sebep oldu. gene de bu sene eylül'de buluşucaz oğlum. nabeeer?
hesabın var mı? giriş yap