• tüm film harika. nihilizm, anarşizm, kapitalizm eleştirisi, tüketim toplumu eleştirisi, isyan, terör, yıkım ... ohşş hepiciği var.
    mest olmuş izlerken filmi bir an ayıldım; la bu film de bir kapitalist ürün. bir avuç asi züğürt bağımsız sinemacı çekmemiş ki, holivud işi production, akıl veren de brad pitt, herif paranın ebesini belliyorken, o lafları onun ağzından dinlemek, ne bileyim nuri alço'dan namus söylevi dinlemek gibi.
    filmin kendisi bir meta, izlediğin yer ya bir avm içinde parayı bayıldığın sinema ya da evde plazma tv-kanal d. yani diyeceğim o ki, eğlenceli bir film, izleyin, hoşça vakit geçirin, o kadar.
    izledik ve ne oldu? yattım-kalktım, traş oldum, arabama bindim, işe geldim.
    bu film de dahil hepsi afyon lan.
    ben gidip bi çay içiyim.
  • hakkında ne diyeceğimi bilemediğim kitap ve film. genelde en büyük eleştiri filminde bir hollywood prodüksüyonu olduğu ve bu yüzden aslında filmin bizi kandırdığıdır. bu ne kadar doğru olsada fight club aslında bir film değil kitaptır ve kitaplar insanların hayatını değiştirebilir, anlam katabilir veya yeni bir perspektif sunabilir. yoksa niye kitap okuruz ki...
    filmin ergen malzemesi olmasına bende çok üzülüyorum ama bence bu kitabın değerinden birşey düşürmüyor. chuck palahniuk'un tartışmasız en iyi eseri ve sanıyorum yıllar sonra klasikler arasında yerini alcak. kapitalizm ne kadar acımasızlaştıkca bu kitabında değeri o kadar artıyor. kitabın içindeki öğretiler deyim yerindeyse kapitalizme karşı modern kutsal kitap öğretileri gibi ve tyler durden da bir peygamber, etrafındakilerde müritleri...
    o değilde en çok bu filmi dövüş filmi olarak gören ve izleyip izleyip birbirimize dalıyorduk diyen tiplere üzülüyorum...
  • izledikten sonra hayatınıza çok şey katabilen film.
    kitabını da okudum fakat beni filmi kadar etkileyemedi,belki senaryoyu daha önceden bildiğimden ya da çeviri kitapların samimi olmamasından kaynaklı da olabilir bu.
    özellikle sonunu bilmiyorsanız benim ağzım açık kalmıştı.
    biraz psikolojik bir çalışma ve kesinlikle çok başarılı.

    izlemeyen herkese izlemelerini tavsiye ederim,en azından brad pitt hatrına bile izlenir.
    (bkz: i'm jack's broken heart)
  • filmi izlemeyenler için çok ciddi spolier içerir. yok abi sana demedim, sen zaten kitabı herkesten önce okudun. lotr, game of thrones filan. evet, kitaptan çok farklı abi yaa, hiç bi şeyi aktarmamışlar filme. abime bi çay verin. geç abim, buyur. evet abi, hıhı, evet. anasını sikmişler kitabın beyazperdeye aktarıcam diye. ..ya abi hiç sorma, o konuda ben de çok kırgınım çak abiye. sen git kapitalizmi hicvet, anasını sik; sonra milyon baloncuğa senaryo yaptır hicivnameden.

    bakim, hah okumayı bıraktı galiba. bu pezevengi savuşturduğuma göre asıl konuma döneyim. filmi sinemada izleyen şanslı azınlıktanım. yaşım 13-14 filanken anansiki dövüş filmi diye çığlık çığlığa girmiştim sinemaya. tabii film temelinde dövüş olsa da pek beklediğim formatta değildi. işin asıl dramatik tarafı, yanımda da birader var. çocuk 10 ya da 11 yaşında. aslında şimdi düşünüyorum da ne bileyim +16 filan bi film olması lazım sanki fayt kılabın. öhm, neyse. filmin, kitabın başyapıt olması haricinde bir de üstüne ergenliğimin en yoğun testesteronlu döneminde izlemiş olmamın tezahürü büyük oldu haliyle. hala bile ara ara aklıma geliyor fayt kılab kurmak. sayısız denemeden sonra anladım ki bizim memlekette kurulmaz bu fayt kılab.

    geçen gün bir sözlük arkadaşımla ip tespit etmek, evden aldırmak filan diye bi meselede geyik yapıyorken birden moda girdim. birilerini daha kapitalist düzenden kurtarmalıydım. "ne olmak istiyordun ha adamım. ne olmak istiyordun. eğer 4 hafta içinde ne olmak istiyorsan, ne yapmak istemişsen de yapamamışsan, o yönde bir adım atmzsan ve dostum tanrı şahidimdir ki en ufak bir adım dahi atmazsan, geleceğim ve böbreğini çalacağım. ip adresini tespit ettim" diye mesaj attım buna. "ya benim öyle hayalim filan yok ya. allah'a çok şükür memnunum halimden. hem gel çay demleriz" diye cevapladı lan. böyle tepki alınca kapitalizmi yıkma planlarımdan da bahsedemedim. tevekkülden bahsettim. şükretmek lazım yani, ne halde insanlar var sonuçta.

    sonra dedim bu böyle olmayacak. toplum buna hazır değil. gideyim de bar çıkışı kendi kendimi döveyim, soran olursa "bu benle tahir'in arasında" deyip şizofrenimle ilgili ufak tüyolarla insnaların meraklarını cezbeder ve cemaatçiler gibi "kardeş akşam kaavede sohbet var. geliyorsun di mi?" filan diyerek yürürüm dedim. 4 gün gece gündüz dövdüm kendimi de bi allah'ın kulu da yiğenim neyin var demedi ya lan. sonra ağız burun çarşı pazara dönmüş eve giderken bi abi çevirdi, yiğenim ne oldu sana dedi. abinin samimiyeti beni benden aldı. bütün planlarımı, kulübü nasıl işleteceğimi filan anlattım. büyük bir dikkatle dinledi beni de "la olum değer mi la bi tane kulüp için. anlıyorum delikanlı adamsın, kanın kaynıyor ama artık ekmeğini eline almanın, ev yuva kurmanın zamanı gelmedi mi yiğenim?" dedi.

    adama hak verdim, takside girdim lan. bir antikapitalist kahramanı daha doğmadan öldürdüler amına koyim.
  • karanlık görüntü takıntılı yönetmen david fincher ın zihinleri karıştıran, bradd pitt, edward norton ve unutulmaz marla singer karakterini canlandıran helena bonham carter ın başrolde olduğu film. yine güneş ışığı çok az görünür, ekonomik sisteme, dünya düzenine büyük eleştirinin yapıldığı, tüketim toplumuna zorlanmış insanoğlunun içler acısı halini hissettirmeden işleyen yapıttır, görsel olarak sürprizler bekler, yanılsamalar, depresif ruh halleri, halüsinasyonlar. edward norton ın ne denli büyük oyuncu olduğunun aynı zamanda da david fincher ın nasıl geniş bir vizyona sahip olduğunun kanıtıdır..
  • ''eğer kapitalizm eleştirisi bir film, dünya sinema tarihine damga vuracaksa onu da amerika yapar'' gerçeğini yüzümüze fark ettirmeden çarpan fim.
  • filmi final sahnesiyle orta bir yerde bitmiş gibidir. filmin kendisi 2-3 filmlik bir serinin ilk filmiymiş gibi koca bir introductiondı bence.

    o binalar patladı tamam ama devamı ne? ülke çapında kurulmuş cemaatimsi bir ordu var mesela ne olacak o orta sınıf ordusu?

    çok rahat bir devam filmi gelebilir, gelmelidir.
  • seni, beni, bizi anlatan filmdir.

    --- spoiler ---

    hepimiz saçmasapan işlerde çalışıp ihtiyacımız olmayan şeyler alıyoruz.giderek daha mutsuz, eşyalara daha bağımlı hale geliyoruz. bununla beraber bir yanımız da isyan ediyor bu düzene, haksızlıklara, adaletsizliklere,insan doğasına aykırı birisi haline getirilmemize. hepimizin içinde birer tyler durden var aslında ancak, kimisi çok derinlerde, kimisi bir arkadaşa bakıp çıkıyor vs.

    --- spoiler ---
  • reklamlar bizi arabaların ve giysilerin peşine düşürdü; ihtiyacımız olmayan şeyleri satın alamabilmek için nefret ettiğimiz işlerde çalışıyoruz. biz tarihin üvey evlatlarıyız. hayatta ne hedefimiz var, ne yerimiz. biz ne bir büyük savaş yaşıyoruz, ne de büyük buhran. bizim savaşımız ruh dünyamızda; bizim büyük buhranımız, kendi hayatlarımız. televizyonla büyütüldük ve bir gün hepimiz milyonerler, film yıldızları veya rock yıldızları olacağına inandırıldık. ama olmayacağız ve bu gerçeği yavaş yavaş öğreniyor ve feci şekilde asabımız bozulmuş durumda…

    tyler durden / fight clup
hesabın var mı? giriş yap