• galatasaray spor kulübü ve galatasaray spor kulübü'nde aktif olarak yöneticilik yapan kışilere hedef alınarak, bazı kulüp başkanlarından emir alan, kulüp başkanlarının ayağına gidip toplanan medya kuruluşu çalışanlarının kasıtlı olarak yapmaya başladığı ve bundan sonra yapacağı dezenformatif bilgilerle kurulmuş haberlerin adıdır.

    buradaki amaç yapılacak haberler ile, galatasaray spor kulübü ve söz konusu yöneticilerin üzerinde baskı oluşturup, kamuoyu üzerinde etki bırakmak, mevcut durumları olduğundan çok daha farklı gösterip, kitleleri bu şekilde yönlendirmektir. üstelik tüm bunlar yeni planlanmış hareketler değildir.

    yaklaşık bir sene önce prof. dr.mehmet helvacı “değerli galatasaray’lılar bu platformda daha önce yazdığım gibi, fenerbahçe spor kulübü kendi açısından çok doğru bir şekilde, ortaya çıkan olayların ardından kendilerine yakın bir holding nezdinde bir çalışma grubu kurmuş ve her türlü vasıtayı kullanarak bir pr çalışması başlatmıştır.'' demiştir. bu sözler o gün için pek anlam ifade etmese de şu an doğruluğu tartışılmalıdır.

    galatasaray'a karşı başlatılan bu karalama kampanyasının odağındaki kişilerin, mini bir ak parti piyesi oynadığı da gözlerden kaçmamalıdır. zira başbakanla aynı sofrada oturup yemek yiyen gazetecilerin var olduğu bir medya düzeni ile, kulüp başkanının bir lafı ile aynı yerde toplanan, kulüp yöneticilerinin bir telefonu ile haber yapan gazetecilerin var olduğu medya düzeni tıpatıp aynıdır.

    aynı şekilde, kamuoyu tepkisinden kaçmak için gezi parkı olaylarının günah keçisi ilan edilen ''faiz lobisi'' bu leş zihniyetin tornasından geçerek ''galatasaray lobisi'' halini almıştır.

    bunlarla yetinmeyip galatasaray'ı cemaatin bir uzantısıymış gibi gösteren bu hareketin, kendi yönetim kuruluna cemaate yakınlığı ile bilinen kişileri almakta beis görmemesi sorgulanmalıdır.

    başta galatasaraylılar ve aklıselim fenerbahçeliler olmak üzere, futbolla ilişkisi bulunan tüm sporseverlerin kasıtlı olarak oluşturulacak bu haber ve yayınlara itibar etmemesi, türk sporunun bulunduğu bataklıktan daha aşağıdaki bir noktaya çekilmemesi hususunda şarttır.

    edit: her zaman olduğu gibi bazı yazarların ''galatasaraylılar mağdur edebiyatı yapıyor'' şeklindeki yersiz savunmaları ile karşı karşıyayız. burada mağdur edebiyatı yapan galatasaraylılar mıdır? yoksa komut verip, her gazeteye galatasaray'ın kendisini mağdur ettiği ima eden haberleri yaptıran kulüp ve bu zihniyete destek çıkanlar mı?

    ortada 2 senedir oynanan tiyatro usulu oynan bir ''şikeyi geçelim, bizi galatasaray mağdur etti'' edebiyatı dururken, bu tiyatroyu oynayan oyunculara karşı insanları bilinçlendirmek mi ''mağdur edebiyatı'' oluverdi?

    tek koldan yönetilen iki adet medya örneği duruyor önümüzde biri bu öteki ise bu. ikisi de aynı niyeti taşıyor: ayıbı örtmek. bunları görmemek için kör olmak lazım heralde.
  • fenerbahce'nin parali askerlerinin tatilden donduklerine isarettir.
  • şike yaptığı mahkemeler, uefa ve uefa tahkim kurulu tarafından tescillenirken, sabah akşam futbolcusu, yöneticisi, taraftarı bir olup zırlayan tiplerin kendi boklarından kurtulmak için yürüttüğü kampanya.

    türkiye'ye yakışan fenerbahçeli başbakan'ın yönettiği ülkede, şike sürecinde fenerbahçe yöneticisi federasyon başkanıyken, şimdiki başkan yıldırım -fenerbahçemiz- demirören'ken, fenerin arkasını kurtarmak için kanunlar değiştirilip taklalar atılırken, hala galatasaray'ın kollandığını söyleyen şerefsizler de çıkabiliyor tabi.
  • sanırım hayallerde yaşayan bazı fenerliler var hala. insanlar okuduğunu anlamaktan aciz olmamalı bu kadar.

    devlet tarafından kollanıyormuşuz, "tbmm genel kurulunda, sporda şike cezalarını azaltan kanun teklifinin birinci maddesi kabul edildi." kimler için?

    tff tarafından kollanıyormuşuz, mehmet ali aydınlar ile başlayan ve yıldırım demirörenile devam eden yönetimlerde -fenerbahçeyi kurtarmak için çırpınan insanlar- puan eksiltme bile almayan bir takım var. kimler için?

    cemaat tarafından kollanıyormuşuz, arenanın açılışında taraftarın verdiği tepki ortada. yönetim kurulunun hayat hikayeleri ortada. bir de bakılması gereken ihaleler vardır sanırım. kimler için?

    bir halt yediniz madem arkasında duracaksınız. sağa sola saldırmayla olmuyor bu işler.
    sahi ne demişti başkanınız, "ben şike yaptıysam fenerbahçe için yaptım"
    gidin uluslararası kararları okuyun. küçük kozanızdan çıkın ve etrafa bakın.
    fenerbahçe bu işten en az zararla kurtulmuştur, lakin itibarını kaybetmiştir.
    örnek karar olarak şunlar okunabilir http://www.uefa.com/…inary/news/newsid=1477005.html
    http://www.uefa.com/…inary/news/newsid=1658759.html

    taraftar penceresinden bakıp üzülebilirsiniz ama güneş balçıkla sıvanmaz.
    fenerbahçeyi bu hale getirenler ile uğraşın, başkalarıyla değil.
  • pek inandırıcı olmayan iddiadır.
    ben de galatasaray'lılar ile akp arasında yakın bir benzerlik görüyorum. her ikisi de en güçlü oldukları zamanlarda bile sürekli "mağdur".
    ya da öyle olduklarına inanmak istiyorlar gerçekten de.
    veya böyle prim yapmaya çalışıyorlar, kim bilir.
  • varsayıyorum: fenerbahçe şike yaptı.

    önceden bilinen bir şike operasyonuyla en büyük rakibinin ayağına çelme takılmış. bu sürecin baş aktörlerinden ilhan helvacı, lütfi arıboğan, ebru köksal, mehmet ali aydınlar göreve gelmeden önce operasyondan haberdar. bir daha türkiye'de takım çalıştırmayacağını, galatasaray'a dönmeyeceğini defalarca açıklayan fatih terim operasyondan az önce galatasaray'a imza atmış.

    özellikle operasyonun ilk aylarında savcı mehmet berk'in bile '%90'ı yalan' dediği saçma sapan bir çok haber yapılmış. emniyet haddini aşıp yargılama yapmış.

    şike yapan fenerbahçe "madem şike yaptığımıza inanıyorsunuz, düşürün bizi" diye federasyona başvurmuş ve "kendiniz çekilin" gibi absürt bir cevap almış. tecavüzcüler ilk duruşmada serbest bırakılırken aziz yıldırım 1 sene içeride tutulmuş. takım 2 sene arayla 2 kere şampiyonlar ligi'nden men edilmiş. haklı veya haksız, süreci yöneten federasyon üyelerinin üçü galatasaray bünyesine dahil olmuş.

    davalara konu olan - haklı veya haksız - sermaye arttırımlarıyla rakibinin büyük çelmeler yediği dönemde galatasaray atağa kalkmış. dünya çapında transferler yapmış. fenerbahçe'nin ne avrupa'ya gidip gidemeyeceği, ne yabancılarının durumu, ne de federasyonun herhangi bir yaptırımı olup olmayacağı net değil. (bu şekilde başlanan 3. sezon) fenerbahçe'nin şike yapan yönetimi sağa sola güvenip cas davasını geri çekmiş, süreç içinde akıl almaz hatalar yapmış.

    ve galatasaray sezona ikisi de avrupa'dan men edilmiş iki büyük rakiple, sıfır sorunla rekabet edecek şekilde giriyor. ama hala mağdur. hala karalanıyor. hala federasyon fenerli. hala fikstürü fenerbahçe çekiyor. hala medya fenerli. hala herkes galatasaray'a karşı.

    yahu son 2 senede olanlara şöyle bir bakın. herkes fenerbahçeliyse 2011'den bu yana nasıl galatasaray bu kadar güçlendi de fenerbahçe güç kaybetti, bir düşünün be insafsızlar...

    sevdiğim memleketimde herkes fenerbahçeli, herkes hileci, hurdacı. ama en büyük darbeleri hep fenerbahçe yiyor. galatasaray da her zaferinde "rağmen" şampiyon. ne mağduriyetmiş kardeşim.

    yok böyle bir kampanya, yemeyin kendinizi.
  • o kadar gariptir ki galatasaray olmayan iftiraları kabul etse bile şike yaptım ve teşvik verdim özür dilerim demeyecek bir camia ve halen bu özrü istemeyen ya da talebini yüksek tondan göstermeyen bir taraftar topluluğuna karşı ancak bu kadar karalanir. ulan şike yapan biz miyiz siz misiniz dedirtiyor. bu ligin bir salağı sen misin de yakalandın. aziz yıldırım operasyonu diyen başkanını hala nasıl tutuyorsun orada. neden dövdün aziz istifa diyen arkadaşlarını. ne diyeyim yavuz hırsız mısalısınız vallaha.
  • lütfi arıboğan, bu kampanya kapsamında kendisine yöneltilen suçlamalara cevap vermiştir. izlemek için tık
  • varlığını ''galatasaray batıyor yeaağğğ'' benzeri haberler yapmaya adayan gazete görünümlü tuvalet kağıtları ile bir yıl sonra kuruntu değil gerçek olduğu daha net bir şekilde anlaşılan şikeci temelli kampanya.
hesabın var mı? giriş yap