geceye bir şiir bırak
-
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
turgut uyar -
kadılar müftüler fetva yazarsa
işte kement işte boynum asarsa
işte hançer işte başım keserse
dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
- pir sultan abdal -
her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? bir güz düşünün ki ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
-
erir içinde ilmik ilmik biriktirip dağ yaptığın ümitler yavaş yavaş,
durduramaz, dur bile diyemezsin
giden gençliğindir ümitlerinle...
bir anı olur içinde yaşadığın her an, anın ardından...
bakakalir el sallarsin taaa uzaklardan... -
en sevdiğim şehri bırakmak isterim ama oldukça uzun bir şiir olduğu için buraya yazma tarafında değilim. en sevdiğim şiir faruk nafız çamlıbel'in han duvarları isimli eseridir.
(bkz: han duvarları)
(bkz: faruk nafız çamlıbel) -
sevipte söyleyemediğim şarkılar var
bir dizesini asla hatırlayamadığım şiirler
keşke, keşke o ben olsaydım dediğim hikaye kadınları
düşlerim var...
uyandığımda yalnızca başını hatırladığım,
ve asla sonuna kadar görmeyi beceremediğim
bir adam var düşümde, tam dokunacakken uyandırıldığım
bir adam, sonumuzun ne olacağını hiç öğrenemediğim
düşümde bir adam var, benim mi bilemediğim
bir adam var diyorum, düşünüp düşümden ayrı kaldığım... -
şairin kanı
kanıdır şairin bu sevilmeyen yüz
gözleri bir köpeğin, bırakmış köpeğini
tanrısız, kimsesiz, her şeysiz biraz
gözleri bir başına insanlar gibi
kanıdır şairin ölümle kımıldamaz
kanıdır, bilirim, şairin kanı
kocaman bir aşk lekesi yıkanmış eski evlerde
kanıdır, bir adam ki düşürüp ellerini
önce yorgun ve asil, sonra mahzun ve ürkek
beyazı unutulmuş orta çağ resimleri
kanıdır şairin, gecenin her yerinden
sevişmeye gireriz korkunç ve bıçak gibi
açılıp yataklara amansız güllerimizle
sanki biz her cinsel olayda biraz gemici
bir gidip bir geldiğimiz o hayal illerinde
yüzüdür şairin kanarsa yalnızlıktan
bir yüz ki upuzun kadınsız günler gibi
ve nasıl bir acıdır ki, acıyla anlatılmaz
bir hiçin bir ağızla duraksız kemirildiği
öyle bir sıkıntı ki ölümle kımıldamaz.
edip cansever -
evet önümüz bahardır biliyorum
leylaklar açacak biliyorum
kirazda çıkacak yakında
iyi şeyler söylemek de gerek biliyorum
sevfilim güzelim bir tanem biliyorum da
şimdilik bağışla...
(bkz: turgut uyar) -
gördüğünü gözün ile
beyan itme sözün ile
andan sonra bizüm ile
olasın mihman didüler
çık sema'a bile oyna
silinsin pak olsun ayna
kırk yıl bu kazanda kayna
dahi çiğsin yan didüler
behey abdal nedir halin
hakk'a şükret kaldur elin
kese gör gıybetten dilin
her kulu yeksan didüler
şah hatayi imdi burda
uğramış onulmaz derde
mürşid açınca perde
gör seni mihman didüler -
halka boynumdan geçti
geçti boynuma kemend
d harfine bak dedim
nasıl da soylu duruyor sonunda kelimenin
harfe bak, harfe dokun, harfin içinde eri
harf ol harfle birlikte kıyam et
harf of harfler ummanına bat
çünkü gördüm ne varsa sonunda kelimenin
çünkü böndür altında kaldığım töhmet
uğradığım kinayeler bön ve berbat.
evet, ilmektir boynumdaki ama ben
kimsenin kölesi değilim
tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya
tarantulaymış benim adım diyecek değilim
tam düşecekken tutunduğum tuğlayı
kendime rabb bellemiyeceğim
razı değilim beni tanımayan tarihe
beni sinesine sarmayan
tabiattan rıza dilenmeyeceğim.
gittim su çektim en derin kuyudan
en hileli desteden
kendi kartımı çektim
yaktım belgeleri
bütün tanıkları yok etmek için
ricacıları öldürdüm
onlar bu dumanlı dünyanın
beni nasıl özlediğini görmüş olabilirdi
gerçekten özlemişti beni dünya öze çekmişti
özüm gelinceye kadar bana temas etmişti
bu dokunuş parlatınca beni
benden biraz dünya
isteyen ricacıları
öldürdüm ve
kıtal bitti.
yazık.
(bkz: ismet özel)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap