• kötü adam: gideceğiniz yere birakabiliriz
    evden yeni kaçmiş kız: yok sağolun
    kötü adam: korkmayin canim biz de sizin gideceğiniz yere gidiyoruz..
    evden yeni kaçmiş kız: ha tamam o zaman..
  • bu harikalar harikası yapımın en hoşuma giden özelliği, senaryosuz çekildiğinden neredeyse emin oluşumdur. bu denli gerçek ve samimi konuşmaların çok ünlü hollywood senaristlerinin elinden çıkması bile oldukça zor gibi gelir bana.
    yolda karşılaşan iki oyuncunun (rıza ve halil) arasında geçen diyalog süresince, cümle sonlarında yaşanan gergin sessizlik, kendilerine sufle edilen bir tekstin yokluğundan ileri gelmelidir.
    (ki adını andığım episodda halil rolündeki aktörün kısa bacakları ve dar bluciniyle* depar attığı sahne harika idi.)
    türkiyede cürüm işleyen herkesin muhakkak birahanede tuzlu fıstık yediği bu enfes yapım bünyesinde anne rolünde görülen balmumu teyze ise her bölümde yine kesin olarak eşini canlandıran ve kayınpederlik vasıflarını tümüyle haiz olan beyefendiye "çay dökeyim mi?" sorusunu sormak konusunda adeta bir eksperdir.

    bu çift arasında şöyle bir konuşma cereyan etmiştir:
    -(delirme efektleri ardından) baltam nerede hanım? (adam otomobil tamircisidir.)
    -banyoda. (manyak mısınız lan siz?)
    -getir onu bana.
    -viyvihiy.
  • ayrıca yine halil vs rıza episodunda rıza halil'in karısına tecavüz ettikten bir gün sonra halil'in "gel abi minibüsle gezelim" teklifini saftirik gibi kabul etmiş, belgrad ormanlarına vardıklarında dahi şüphe göstermeden "güzel bir gün olacak bu ah hah" diyebilmiştir. son derece kel ve deri montlu olan halil ağacın arkasında su dökerken olay mahalline gelen kayınpeder ve iki can arkadaş triosu rıza'yı öldürmüştür filan...

    olayda rıza'nın, halil'in ve minibüsün hukuki durumlarını tartışınız.
    gerekçesiz cevaplar kabul edilmeyecektir.

    (bkz: set)
  • rıza'nın halil'in eşine tecavüz edişinin fade outlanarak sergilendiği sekansta, son derece sarışın ve termit olan eşin altında dapdar kahverengi bir etek bulunması, rıza'nın zekerinin 200 cm olduğu kuşkusunu doğurmuştur.

    son olarak bu rıza, kendi başörtülü ve tombul eşinin kafasına "eaaah bi sus beaa" dedikten sonra öyle bir kırlent atmak ki aziz kedi'nin afallaması.
  • (...)
    "anlatilmaz, ya$anir."

    evet, set gercekten de o gun bir ba$ligin altinda boyle demi$ti. ama daha sonra ba$ina geleceklerden hic ama hic haberi yoktu. bundan sonra olacaklari gelin entry'mizin son bolumunde izleyelim:

    * yeni ie penceresi/ek$i sozluk/login (arkada o benzersiz gercek kesit soundtrack'i)
    * ba$lik-gercek kesit (sigara yakilir)
    * entry penceresi (bira acilir)
    * ve entry: (tuzlu fistik yenmeye ba$lanir)

    kendi capinda i$i gucu olan bir genc olan set, tv'ye kar$i bir turlu ilgi duyamiyordu. aciyor, zapliyor, en guzelinden star'in erotik dizisini yakalamaya cali$iyor, ama yine de icinde o eski cumartesiden cumartesiye heyecanlarini doguramiyordu. bir gun bir programa denk geldi. kanal flash tv'ydi. programin adi ise, sol alt ko$edeki sessiz fakat keskin duru$uyla etkisini bir daha hic silinmemek uzere birakacak olan "gercek kesit" idi. bu yapim set'te garip bir $eyler uyandirmi$ti. adeta, ot yerine yarisi kesilmi$ sigara icine fazladan tutun doldurulmu$ gibi hissediyordu. ya da iceriye kopekler gibi gune$ i$igi girerken "cok gec oldu" yatalim denmi$ gibiydi. veyahut da beyaz coraplarinin o kubur kokusunun uzerine yaktigi sigarasi gibiydi. bir garipti. o an kendini kaptirdi bu programa. ve bir daha kopamadi.

    arkada$lari onu uyariyor, birak o programi diyordu. yanli$ yapiyordu. ama dinlemedi. set her gun daha cok vaktini o yapima ayiriyor, gitgide arkada$larindan uzakla$iyordu. annesi babasi bu i$e anlam verememi$ti; tek evlatlarinin hayatta tek amaci cocuk sahibi olmak olan hastalikli bir e$ bulmasi tek dilekleriydi. ama biricik cocuklari bunu yapmak yerine bir reality show'la geciriyordu gunlerini. kaleci sacli adam ona dost; sik sik teyze ona anne; saribiyik'sa ona agabey, karde$, baba, dayi, doktor, esnaf, emlakci, patron, piskopat, cocuk, evlat olmu$tu. set nasil bir sona suruklendiginin farkinda degildi.

    ve bir gun, kendisi gibi olanlari fark etti. onlar heryerdeydi. i$te, okulda, evde, sozlukte... o andan sonra anne babasinin cirpini$larinin bo$una, kendisininkilerin ise sonuna kadar ayarinda oldugunu anladi. o aslinda hep dogrunun, hep ictenligin, hep samimiyetin pe$indeydi. gercek kesit buydu. hayatin ta kendisiydi. ve set de cay bahcesiyle, sigarasiyla, sokaklariyla, kurgusuyla, the simpsons'in moe's'ununkinden bile daha karanlik meyhanesiyle bu dunyanin bir parcasi olmak istiyordu - tipki digerleri gibi.

    ve sari biyik'a son bir soz: unite us! unite the clans!
    dunyanin her yanindaki gercek kesit'ciler: birle$in!

    * entry biter
    * gercek kesit ending theme calmaya ba$lar
    * ve:
    set.. kendini kaybettigi icin cezaevine girdi. $imdi orada surunuyor. aziz kedi.. cezaevine girdi. surunuyor. arioch.. cezaevine girdi. surunuyor. minibus.. cezaevine girdi. suruluyor*.
  • fidan adlı bölüm, zannımca gerçek kesit bilmeyen birine izletilmesi gereken en baba bölümdür.. fidan'ın evden bir tokat sonrası kaçışı, kaçar kaçmaz murat 124'lü abilerin gelişi, fidanı gideceği yere bırakmaları, ormanda temiz hava alırken şoförün fidana gülüşü, okan ve arkadaşları ile tanışması*... bunlar kesinlikle yazı diliyle anlatılabilecek şeyler olmayıp, sakin bir günde sakin bir kafayla oturup bünye kaldırabilecekse tek hamlede izleyip sindirilmesi gereken şeylerdir.. fidanı kırmadan önce düşünecektiniz şeklinde bir anafikir olabilir mi ya? naptiniz abi siz..?
  • (durduramıyorum kendimi)

    "cesi" lakabıyla maruf kovboy çizmeli, iğrenç gömlekli, şalvar kotlu, kısa bacaklı (casting için bir ön şart bu!) ve künyeli kötü adam, sarı bıyık'ı allem edip kallem edip tavlar ve sarı bıyık bunu "abi bana iş bulcektin" diye günün birinde arar. binbir indiana jones'likten sonra işe alınan sarı bıyık, telefonlara bakmaktan ibaret bir mesaisi olduğunu görür. ancak cesi bir türlü ne iş yaptığını bizimkine söylemez. şimdi gelin sarı bıyık'ın ısrarlarının nasıl sonuç verdiğini dramamızın son bölümünde izleyelim:

    -abi ne iş yapıyosun sen allahın adını verdim artık yaa?
    -sus oğlum zamanı var.
    -ama abi lütfen abi.
    -aramızda kalacak ama.
    -ayıbettin cesi.
    -pezevengim olum ben.

    (seni görsel sanatların en müstesna ödülü olan "the fulden uras" a layık gördüm ben cesi bee.)
  • bir sahnede eğer bir kişi bir mekana girdiyse sahne o kişi mekandan çıkmadan kesilmez. örneğin ahmet mehmet'in iş yerine gider. diyeceklerini der.. aaa mutlaka çay söylenir. sonra çay yeni gelmiş olsa bile. "neyse ben kaçayım" şeklinde herifin gidişiyle sonlandırılır. dolayısıyla bu şahsımı hasta eder. kes şurdan bağla abi hastamısın diye insanın debelenmesine neden olur.
    ayrıca bir bölümde bir çiftin sorunları işlenir, işlenir.. sonunda birşey olacak diye beklersin... ama herif bir piknikte diz boyu suda boğulur. nasıl yani..
  • kanalın genel izlenme oranını daha da artırmak için artık random saatlerde yayınlanmaya başlayan belgesel.
hesabın var mı? giriş yap