• esasen ilk kez 1990 yılında adını duyurmaya başlamıştır ve stuttgart'ta kazandığı ilk tekler turnuvasının ardından çıkışını sürdürerek dünya sıralamasında 9.luğa kadar yükselmiştir. fakat biz onu andre agassi'yle oynadığı 1992 wimbledon finalinden tanırız. tenis tarihinin unutulmazlarından biri olan bu maç beş set sürmüştür ve çok dengeli geçmesine karşın çim kortun yapısına uymadığı düşünülen geri çizgi oyunuyla agassi, goran'a üstünlük sağlar. agassi'nin dördüncü setin sonlarında seti çeviremeyeceğini düşününerek kasten puan kaybetmesi, ilk kez servis kırdığında yaşadığı haklı gurur, galibiyetinin ardından diz çöküp kalması başlı başına bir roman konusudur.

    ivo, o yılın sonunda sıralamada 2.liğe kadar yükselir. renkli kişiliği, saha içi tepkileri, enteresan demeçleri ve inanılmaz servisleriyle dönemin en popüler ve en sevilen oyuncularından biri haline gelir. öyle ki kötü oynadığı zamanlar seyircilerin kendine olan sevgisi artar. raket fırlatması, top toplayıcılara çatması, zeminle kavga etmesi çok eğlendirir korttakileri ve tv'den izleyenleri. raket fırlatmak demişken bir maçta beraberinde getirdiği 4 raketi de kırarak karşılaşmayı yarıda bırakmak durumunda kalmış ve bir ilke imza atmıştır. neden sadece 4 raketle geldiği sorulduğunda, "nasolsa kazanamayacağım için 4 raket yeterli olur diye düşündüm" der. 95'te yevgeny kafelnikov ile oynadığı maç sırasında kırdığı raketi için de "bütün hafta rakete çok iyi davranmıştım. bu kadar kolay kırıldığı için şaşırmış vaziyetteyim. belki bir sorunu vardı, ya da ben çok güçlüyüm, bilemiyorum." yorumunu yapar.

    94 yılında tekrar wimbledon finaline yükselir ve bu kez rakibi pete sampras'tır. ilk iki seti başabaş oynayıp ikisini birden tie-break sonucu kaybedince demoralize olur ve son seti 6-0 kaybederek bir kez daha hüsran yaşar. artık wimbledon onun için bir saplantı haline gelmiştir.

    4 yıl aradan sonra tekrar finalde pete sampras'ın karşısına çıkmayı başarır. bu kez 5 setlik bir mücadele olur fakat yarı finaldeki 15-13'lük bir beşinci setin ardından gelen richard krajicek galibiyetinin verdiği yorgunluk son sette iyice ortaya çıkmaya başlar ve sampras'ın istikrarlı oyununa direnemez. 32 ace atar, ancak yaptığı 20 çift hata pahalıya malolur. nitekim çift hatalarla başı hep dertte olmuştur. servise dayalı bir oyun oynadığından ikinci servisleri de sert atar ve ace yaptığı da sıkça görülebilir, ama aldığı risk tutmadığı zamanlar hem rakibe puan vermiş olur, hem de sinirlenerek oyundan düşmeye başlar. 99'da kötü bir licher german open'ın ardından servisiyle ilgili "kournikova gibi oynadım. maç başına 20 çift hata" yorumunu yapmıştır.

    ivaniseviç'in kendine has enteresan bir de vuruşu vardır. filedeyken top üstüne doğru alçaktan geldiği vakit, iki bacağının arasından yaptığı yarım volelerle puan aldığı görülmüştür.

    kariyerinin en önemli yılı süphesiz 2001'di. diğer turnuvaları pek önemsemediğinden ve omuz sakatlıklarından solayı düzenli tenis oynayamadığından ötürü dünya sıralamasında hayli gerilere düşmüş wimbledon'a katılma şansını kaybetmişti. yine de organizatörler goran'sız bir wimbledon'ın tatsız olacağını bildiklerinden kendisini wild card'la turnuvaya davet ettiler. o da bu davetin boşuna olmadığını kanıtlayarak 4. kez finale yükseldi. özellikle tim henmann'la yaptıkları ve yağmur yüzünden üç gün süren maç inanılmazdı, seyrine doyum olmadı. turnuva esnasında "burda yeni bir final oynayabilirim, ve bir kez daha o aptal ikincilik tabağını istemiyorum. bir gün wimbledon'ı kazanacağım, 40 yaş üstü çiftlerde olsa bile." açıklamasıyla wimbledon hakkındaki saplantısını bir kez daha ortaya döktü. ve nihayet yine 5 setlik dramatik bir maçın ardından patrick rafter'i mağlup ederek hayatının amacına ulaştı. oyuncuların biribirini tebrik ettiği bölüm gerçekten görülmeye değerdi. gözyaşları içindeki ivaniseviç'i, rafter'ın büyük bir hayalkırıklığı yaşamasına karşın samimiyetle tebrik etmesi, biz izleyenleri de ailemizin yanında karizmayı dağıtmayalım diye nezle taklidi yapmak zorunda bıraktı.

    bu maçın yankıları uzun süre gündemi meşgul etti. goran ivaniseviç'in şampiyonluğunu drazen petrovic'e adaması olaya ayrı bir boyut kattı kuşkusuz. agassi'nin tam olarak çeviremediğim "i sympathized with every tear from you" mesajı, 92 finalinden kalma dostluklarının bir göstergesiydi. zvonimir boban da ivaniseviç'in yaşayan en büyük hırvat olduğunu iddia etti. dino radja, bu zaferin kendilerinin kazandığı 89 avrupa şampiyonluğundan daha çok şey ifade ettiğini belirtti. gerçekten bütün hırvatistan için inanılmaz bir an olsa gerek.

    son olarak mcenroe hadisesine deyinmeliyim. john mcenroe, goran'ın en sevdiği ve örnek aldığı oyuncu olarak kalmıştır uzun süre. (lipton 93'te patrick mcenroe'ya* kaybettikten sonra yaptığı "geçen yıl kardeşine kaybetmiştim, şimdi kendisine kaybettim. seneye belki kız kardeşini yenebilirim." açıklamasıyla yarmıştır.) fakat daha sonra john mcenroe goran'ı eleştiren bir demeç verir ve onun tek vuruşlu bir oyuncu olduğunu başka hiçbir vasfı olmadığını belirtir. bunun üzerine ivaniseviç oldukça bozulur ve mcenroe'dan nefret etmeye başlar. wimbledon şampiyonluğu'ndan sonra övgü amaçlı gelen "tanık olduğum en iyi finaldi" demecine, "john mcenroe aptalın teki" lafıyla karşılık verir.

    hâlâ wimbledon turnuvalarına katılmaktadır, ancak eski motivasyonu olmadığından güler oynar havada erken turlara veda eder. zaten kendisi de bunu belirtmiştir:

    "no matter what i'll do until the end of my career, i'll always be wimbledon champion."
  • justine henin'in erken yaşta emeklilik kararına "anlayamadım. kadınsal bir şey olmalı. zaten kadınları da hiç anlayamadım." demiş.. hahaha..

    “i don’t understand it. she was no.1 in the world and she retires. she was such an unbelievable player and could have won more grand slams. i don’t know why she did it. maybe it’s a woman thing. i don’t understand women. it’s very sad for tennis - a big loss.”
    - goran ivanisevic
  • aslında dünya sıralamasında 125. sırada olması sebebiyle wimbledona katılamıyordu. ancak wimbledon'cılar özel olarak davet ettiler o da ortalığı mahvetti. (bkz: canım benim)
  • sampiyon oldugu 2001 yılında tam 213 ace atarak inanılmaz bir rekor kırmıs ,ayrıca da attıgı her ace icin hırvatistandaki bir cocuk yurduna 50 dolar bagıslamayı taahhut edip yerine getiren, wimbledon finalinde takdire deger bir cesaretle macı illa ki ace ile bitirmeye kasıp bunu da basaran coskun tenisci
  • sadece spikerin "advantage ivanisevic" demesi bile hala tüyleri diken diken ediyor.

    edit: imla
  • bugün kızımın kan ihtiyacı için açılan başlığı gördükten sonra hastaneye gelen yazar, daha doğrusu çaylak.
    o denli iyi niyetli ki antibiyotik almasına rağmen şansını denemek istemiş ve "belki alınır veya takas yapılır" umudu ile oraya kadar geldi.
    kendisine de sonsuz teşekkürler. umarım en kısa sürede yazarlığı onaylanır.

    kızlar için özel not:
    hanımlar bu çocuk çok can yakar. genç, dal gibi ve baya yakışıklı adam. yazar olunca kaçırmayın derim. swh
  • 1997 yılı queen's club şampiyonası finalinde mark philippoussis karşısında üst üste sayılar kaybedince arkasında ki top toplayıcı kızdan kendisinin yerine geçmesini istemesi ile tenis kortlarında steffi graf'a evlenme teklifi edilmesinden sonra en sempatik olaylardan birisine sebep olmuştur.

    https://youtu.be/1hhyszpef8a
  • reggie miller basketbol için ne idiyse, goran ivanisevic de tenis için oydu. üçlüksüz basketbol aynı acesiz tenis gibi olurdu.

    aynı reggie'ye şut atmaktan başka bir şey bilmiyor dedikleri gibi goran'a da servisten başka bir şey bilmiyor derlerdi. goran bunlara "i am a genius" t-shirt'ü ile cevap vermiştir 2001 wimbledon şampiyonluğundan sonra.
    finalden önceki tam açıklaması ise şöyledir: "actually i am a genius because people say i can only serve, you must be a genius to be able to be in the finals of wimbledon only able to serve."

    artık ne reggie var ne de goran. ben ise ne tenis izliyorum ne de basketbol.

    edit: eski zevki vermese de yukardaki sporlar tekrar izlenmeye başlanmıştır.
  • wildcard ile bir grand slam kazanan ilk tenisci. tesekkur konusmasinda drazen petrovic e gonderme yapmasi ile kalpleri kazanmistir.
  • oscar camiasında martin scorsese'nin yaşadıklarını tenis camiasında yaşayan sporcu.
    yıllarca gönüllerin şampiyonu olarak kaldıktan sonra anlamlı bir şekilde zafere ulaşmış kişilik.

    bir de ato boldon kırsa şu 100 metre rekorunu, daha huzurlu ölürüm kesinlikle.
hesabın var mı? giriş yap