• (bkz: aşk) *
  • gözünün içine baktığınız insana esirsiniz demektir. onun sevinci, üzüntüsü, keyfi, keyifsizliği, kızgınlığı, takdiri hepsi sizin için haddinden fazla ehemmiyet taşıyor ve belirleyiciniz oluyor. bir müddet sonra hayat zaten kendisi yeterince zor olunca bir başkasının zorluklarını da yüklenmek taşıyabileceğinizden fazlasını yüklenmek oluyor. işte o an geldiğinde, gözünün içine baktığınızın gözünün içine bakmayı bırakmak yapabileceğiniz en iyi şey. hem kendinizi azad etmiş olursunuz, hem de karşı tarafın nefsini köreltirsiniz. karşılıklı bir itidal olur bu.
  • gerçekten sevdiğiniz insanla birlikte olduğunuzda ,yapmadan duramayacağınız aktivite..
  • göz doktorlarının, gelişen teknolojiyle beraber kimi aparatları da kullanarak, sıkça başvurduğu eylem.
  • bir insana çok değer vermek
  • susarak yapıldığında,düşünülen pek çok şeyi çok açık olarak ortaya dökebilen eylem
  • güven verir.
  • tonguçcan : ya cırtlakiye gömleklerimi bulamıyorum
    cırtlakiye :<capslock> dolaba bahsanaaaaa </capslock>
    tonguçcan : yok işte yok!!!
    cırtlakiye : al işte dolabın gözünün içinde
    tonguçcan : ama sen dolaba bak dedin gözünün içine bak demedin ki
    cırtlakiye : salaksın tonguçcum
  • bir türlü gitmek bilmeyen misafirlere uykusu gelmiş ev sahibinin bakışıdır bazen.
  • içine içine bakarsınız gözünün yalan söyliyip söylemediğini anlamak için karşıdakinin. bakışınıza göre anlamı değişebilir bakışın. "senden nefret ediyorum" bakışıyla* nefretinizi gözünün içine kusabilirsiniz de. korktuğunuzu, umursamadığınızı*, aptallaştığınızı, ve aşık olduğunuzu* anlatabilirsiniz içine içine bakarak pek tabiki.
hesabın var mı? giriş yap