• lefkoşa ara bölgede bulunan tel boşluklarından kolumu soktuğum yer.
  • lefkoşa'ya gittiysen, çarşı içinde insanların ellerinde torbalarla sıraya girdiği bir sokak göreceksin. orası kuzey ve güney arasındaki sınır kapısı.

    türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak güney kıbrıs'a seyahat edebilirsin, eğer schengen vizen varsa.

    bu iki veriden, kuzey kıbrıs'a zaten gidebildiğini, schengen vizen de varsa güney kıbrıs'a girip, dolanıp türkiye'ye dönebileceğini düşünebilirsin. ama dev yanılırsın.

    lefkoşa'daki sınır kapısından güney'e geçiş, türkiye cumhuriyeti vatandaşları haricindeki herkese serbest. yani o kapıyı, güney yönünde kullanamazsın. güney kıbrıs'a girmek için yapman gereken, atina, londra vb. üzerinden larnaka'ya uçmak.

    larnaka'dan güney'e girerken ise, oradan nasıl çıkacağını da ispatlaman lazım. teoride güney'den kuzey'e geçebiliyor olsan da, çıkışını güney'den yapacağına dair bir bilet göstermen lazım. azmedebilirsin ve larnaka dönüşlü bir bilet alıp bileti yakabilirsin ya da esnek bir bilet alıp, güney'e girdikten sonra iptal edebilirsin. neden? çünkü kuzey'e geçmen teoride mümkün.

    gel gör ki işte bu sadece teoride mümkün. konuştuğum taksi şirketleri bugüne kadar güney'den kuzey'e geçen hiçbir tc vatandaşıyla karşılaşmamışlar. muhtemelen kapılardaki insanlar da karşılaşmamış olacaklarından güney kıbrıs kapısından çıkmana izin vermeyebilirler.

    çok eğlenceli lan. denesem mi acaba?
  • rus milyarderlerinin karaparalarını aklayan banka ve sisteme sahip totodan bölge.bi bok üretmeden lüks içinde yaşarken bi sıkıntı yoktu de mi lan, hem de adanın kuzeyi yoksulluk içinde yaşarken. bizim yavşak humanistler de hemen savunmaya geçmiş. bir üzüldüm bir üzüldüm anlatamam.
  • iflas edince onların yıllardır türkiye'nin iflas etmesi için elinden geleni yaptığını unutmamız gereken ülke. apo'ya pasaport vermiş, ab yolunu bloke etmiş falan düşünmemeliyiz. bir tek vicdan bizde olmalı. onlar bu ülkenin evlatları daha iyi yaşamasın diye çırpınırken biz onların hayat standartı biraz düşecek diye kahrolmalıyız. (ölecekleri falan yok, en fazla olacak olan bu). niye? çünkü biz faşistiz. onlar önce türkleri sistematik olarak boğazlayıp sonra mağdur rolü yapabiliyorlar. o zaman faşist değiller. mantık iyi.
  • duvarlarinda en iyi türk ölü türktür sloganini gördügüm, resmen tanimadigimiz icin cok mutlu oldugum, hircin, simarik, bencil bir dolu insanin yasadigi ülkecik.

    edit: bunun yaninda elbette sevimli ve müzakere edebilen insanlari da vardir mutlaka ama ben henüz tanismadim. yalniz bbc worldde yayinlanan bir belgeselde, sinirda taskinlik yapan, eoka uzantisi asiri milliyetci rum genclerine yaklasip, sizden utaniyorum deyip, yüzlerine tüküren bir rum teyze vardi ki bulsam elinden öpücem.
  • "teröristlerin güvenli limanı, pkk'nın sığınağı, saddam'la silah ticareti ilişkileri(zamanında), usame bin ladin bağlantıları, pek çok kara para aklama şirketini'nin merkezi" ; (bu başlıklar kıvanç galip över'in;" tassos papadopulos/ kıbrıs'ta rumlar vadisi"kitabından alınmıştır. hepsi belgeli, tanıklara dayanan, bilgiler yer almaktadır...) olan bir yönetimdir...

    üstelik avrupa birliği'ne bırakın üyeliğini, başvurması'nın bile yasal olmaması gereken hukuki durumu (ab kriterlerinden en önemlisi, sınır komşularıyla sorunu olmamaktır) vardır.(dı!)

    tassos papadopulos gibi, 32 yıl önce, " türk filosu kıbrıs'ın 12 millik karasularına girerse, hesabımıza göre askerlerin adaya gelirken katedeceği 75 dakikada, bütün türkleri temizlemeye kararlıyız. bunu gerçekleştirmek için gerekli planımız ve olanağımız mevcut." diyen bir eoka'cı lidere(!) sahiptir.
    ( tassos, bu sözü, 22 haziran 2006 tarihindeki eleftherotipia gazetesi,'ndeki habere göre, abd'ye gönderdiği mesajla söylemiştir. kendisi tarafından bu güne kadar en ufak bir açıklama gelmemiştir bu konuda, yalanlanmamıştır!)

    hoş, şimdi bunları bile dile getirmek suç oldu. yeni nesil, (türk-kıbrıslı)bunları bilmeden, "yes be annem'lere inanarak yaşıyor...okumadan, araştırmadan maalesef...evet bence de, girne, güzelyurt(ki annan planına göre elden gidecek en önemli bölge) kadar güzel olabilecek yerleri yok...
  • yeni faşizm kriteri hayırlı olsun: kıbrıs'ı eleştirmek faşizm sınıfına alınmıştır. eleştirilemeyen şeyler yaratmak daha faşist bi tavır gibi geliyor bana ama neyse, öyle diyorlarsa bir bildikleri vardır. faşist olma itaat et, biz sana eleştirebileceklerinin listesini sonra vericez.

    o değil de bu ab ne kolpa teşkilatmış arkadaş. 10 sene önce tam üyeliğe kabul ettikleri ülkeye bak. politik olarak korkunç sorunlu, ülkenin %35'inde egemenliği yok, ekonomisi off-shore banking, kara para aklama olayına dayalı.
    biz de tam üye yaparken kılı kırk yarıyorlar sanıyoruz.
  • bugüne kadar çok kıbrıslı rum arkadaşım oldu garip bir şekilde. zaten bunlardan biriyle tanışırsanız devamı hatırı sayılır miktarda geliyor. ve hepsinin söylediği ortak şey şuydu; kıbrıs'ın birleşmesi bir hayaldir, bu birleşmenin politikacılar tarafından oluşturulması mümkün olsa bile, bu bir halk sorunudur. kıbrıs rum'u kıbrıs türk'ünü kendinden saymaz ve onlarla kesinlikle aynı sınırlar içinde aynı vatan kavramını benimsemek istemez. bunu da en açık şekilde yapılan referandum göstermiştir. bir allahın kulu bile farklısını söylemedi (kendilerinin bu düşüncede olmadığını vurgulayarak). yani bundan sonra hala bizi politikacılar ayırıyor anacım, yoksa biz kardeşiz diyen olursa ciddiye alınmaması gerekir diyorum. ha elbette gaza gelen halkların tepkisi de denilebilir, ancak durum böyledir. hatta diğer dedikleri şeyler, kıbrıslılar türk'ü sevmez, onu sevmez, bunu sevmez, hatta kıbrıslıyı bile sevmez. işleri güçleri kimin daha çok parası var diye 7/24 sidik yarışında olup banka kredileriyle ev, araba almak imiş. söyleyenlerin yalancısıyım.nokta.
  • çiller, ecevit, denktaş ve mümtaz soysal'ın insanüstü çabalarıyla tek başına ab üyesi yapılmış, sik kadar boyuyla bugün ab yolunda türkiye'ye taş koyan ülke. birileri ne kadar kendini kandırsa da kıbrıs cumhuriyeti. (bkz: kına yakmak)
  • uzun zamandir ab konusunda yazmaya kendi kendime direnmeme ragmen;

    ab tarafindan son derece haksiz bir sekilde mesru kibris hukumeti olarak taninan bu yonetim, binbir diplomatik manevra ile turkiye cuhmuriyeti tarafindan da ab cizgisinden taninma koparmaya, abyi de bu paralelde kullanmaya calisiyor.

    yoneticisi kim? esitlikci(!), tarafsiz(!) avrupa birliginin hirvatistan ile muzakere surecine baslamayi reddetmesine sebep olan cunku hirvatistan'in henuz yerini bulup, uluslararasi savas mahkemelerine teslim etmeyi reddettigi (halkin %90 i buna karsi) ante gotovina adli generalin, yaninda, insan haklari koruyucusu kesilebilecegi bir katil. katil olmaktan ote, bir katil cetesinin yoneticisi olan tasos papadopulos. omru boyunca oldurdugu turk/musluman sayisi ile ovunen sapik bir zihniyetin yoneticisi.
    bu yonetici, 24 ulkeyi daha eline almis, onlarin kendi hesaplarini tamamen kendi cikari icin kullanabilmeyi becerebiliyor ve birakin insan haklari, esitlik, uygarliklarin bulusmasi gibi etik degerleri -kendileri icin zerre onemli degildir zira-, kendi cikarlarinin bile verdikleri kararlar icin son derece tehlikeli oldugunu farkedemeyecek kadar stratejiden yoksun avrupali liderler suskunluk icerisinde, bu fasistin agzinin icerisine bakiyor.

    bilmem farkinda misiniz, turkiyenin son derece hakli oldugu bu davanin savunuculari dun ne halde idi su an ne halde? benim adim ozgur. adimi enosisin engellendigi ve turkiyenin soguk savas gibi son derece hassas bir uluslararasi konjektur icerisinde buyuk risk alarak, buyuk fedakarliklarla carpistigi bir savasin sonucundan;kibris turkunun ozgurlesmesinden, bu savasin bitmesinden bir kac hafta sonra dogmus olmamdan aliyorum. ailemin kibris ile alakasi yok, adimin kibris olaylarina referans edecek sekilde secilmis olmasi tamamen o gunun turkiyesinin icerisinde bulundugu psikolojinin bir gostergesidir. oysa ki, aradan gecen onca yilda biz turk halki olarak kibris uzerindeki varligimizdan utanir, cekinir ve vazgecer olduk, oldurulduk. bize istedigimiz birsey karsiliginda bu vazgecis, bedel olarak konmaya calisiliyor, sanki bu istedigimiz sey bir ortaklik degilmis, bu ortakliktan tek yararlanacak olan da bizmisiz gibi.

    ben bireysel olarak ab hedefini savunmak ile birlikte turkiyenin abye girebilmek icin bedel odemesine sonuna kadar -sonuna kadar ile bahsedilen, surecin durdurulmasi evet- karsiyim, karsi olunmasi gerektigini dusunuyorum. cunku vermenin sonu yok. turkiyenin yumusak yuzu goruldu, habire isteniyor... ticaret yapmaya, limanlarin acilmasina direnis olmadigi goruldu, son dakika hamlesi ile cerceve belgesine "kibris'in uluslararasi orgutlere katiliminin engellenememesi" de eklenmeye calisiliyor, turkiye bunu kabul ederse bir sonraki tavizin tabaninin bundan asagi olacagini mi saniyorsunuz? cok az sey kaldi zaten "atiniza binip orta asyaya donun" seviyesine gelmemize.

    turkiyeden isteden, kibris adinda tanimadigimiz bir ulkenin natoya girmesine izin vermesi, bunun kabul edilmesini bir kenara koyun teklif edilebilmesi dahi kustahlik iken, 70 milyon nah hareketini, $iiirrrak sesini hak eder iken, bunu isitip "aslinda haklilar, bu konusulabilir" diyecek kose yazarlarinin var olabilecegine inanmak istemiyorum.

    kibris adli ulke, turkiye tarafindan sona erdirilmedi, turkiye tarafindan da isgal edilmedi, abye uye olmayi isteyen bir ulkenin sinir sorunu olmamasi eger bir onsart ise, ab derhal kibris adinda kabul ettigi ulkenin uyeligini askiya almalidir ve bir an once ingiltere ve ispanya arasindaki cebelitarik sorununu halletmelidir. ha degilse, turkiyenin muzakerelerine baslamali, kibris adindaki ucube uyesine de "kes sesini" demelidir. turkiye bunlarin hicbirini hak etmedigi gibi, kabul etmek zorunda da degildir. ab uyesi olan bir turkiye tabii ki ab uyesi olmayan bir turkiyeden yegdir fakat sadece turkiye acisindan degil ab acisindan da yegdir.

    turkiye icin abnin vazgecilmez oldugu izlenimi tamamen sanaldir, oyle oldugu halka empoze edilmektedir cunku ab icin turkiye vazgecilmezdir, zamanin bu son derece iddiali cumleyi nasil da dogruladigini hep beraber gorecegiz. bu asamada ben isime gelmiyor ise, cikarlarima ters dusuyorsa bir ortakligi kabul etmem, bu kadar basit.

    ayrica son derece eminim ki, turkiyenin ab ye verecegi "baska uyelere onsart olarak konulmayan, haksiz uygulamalarin sonucunda ab uyeliginin yeniden dusunulecegi, bu surec icerisinde de ab uyeligine hazirlik olarak kabul edilen gumruk birligi uygulamasinin askiya alinacagi" gibi bir bildirimin, dengeyi tam ters yone cekecegi ve kibris sorununun cozumunu saglayacagi da cok aciktir. dogrudur, bu turkiyeye de zarar verir, ama su an verdiginden daha fazla degil.

    vermenin sonu yok.
hesabın var mı? giriş yap