• introsunda böyle distortion yüklü bir bass var bu tool eserinin. ilk dinlediğimde "ulan bu nasıl bir gitar soundu, bu nasıl bu ses lan?" diye delirdim durdum ben. ne zaman ki teknoloji gelişti, bu parçanın canlı versiyonunu izledim, o zaman anladım o seste justin şerefsizinin payı olduğunu..
    sözlerine bakınca ise, daha doğrusu sözlere bakmadan şöyle bir dinledikten sonra sözlere bakınca inanasım gelmedi. sanki bir aşk şarkısıymış havası var. "maynard, senin ağzın ne diyor yahu?" diye sordum kendime.. cevab alamadım tabi.
    sonra aklıma "snake" geldi.. parçada geçen.. tabi teknoloji geldiğinde ve parçanın canlı versiyonunu izlediğimde distortion bass intronun dışında tool'un o efsanevi görsellerinde ouroborosu da gördüm.. hani şu sürekli kendi kuyruğunu yutup duran haeyvancaaaz.. hah işte dedim, bir işaret.. bir ipucu.. onun izinden gitmeye başladım ki birden şaşkınlığım kat kat arttı.. tabi şimdi tutup bunu burada anlatmayacağım, aklımı seviyorum ve şalterlerim atsın istemiyorum*
    böyle bir parçadır diyeyim de tam olsun.
  • http://www.youtube.com/…frklgflpmw4&feature=related

    ulan günün birinde bi' çocuğum olursa eğer, o da böyle olsun!
  • canlı bir şey geliyor içimden.
    elinde bir ayna.
    şarkılar söyleyen bir şey daha var, bir yılan
    ve yanlışlarımı doğruya çevirmeye niyetli.

    ikisi de nefretten tamamen arınmış,
    ama yine de beni aynı şekilde öldürüyorlar.

    ardımdaki yılan tıslıyor
    zararım ne olabilir ki?
    kendi kanım, önümde bana yalvarıyor
    yeniden açıyor kalbimi.

    ve bir fırtına gibi yeniden yaklaştığını hissediyorum.
    belli belirsiz.

    zehirli sesi beni cezbediyor
    sömürüyor, kanımı emiyor,
    yerçekimi gibi kendine çekiyor,
    geriye ise yenik ve boş bir ben kalıyor.

    ardımdaki yılan tıslıyor
    zararım ne olabilir ki?
    kendi kanım, önümde bana yalvarıyor
    yeniden açıyor kalbimi.

    ve yeniden yaklaştığını hissediyorum, bir fırtına gibi.
    ve yeniden yaklaştığını hissediyorum, bir fırtına gibi.

    senden kaçamayacak, uzaklaşamayacak
    kadar çok bağlıyım sana.
    günler boyunca ve hâlâ daha
    beni değiştirirken,
    hissettim seni, dokunurken bana.

    nazikçe öldürüyorsun beni.

    derim yüzülmüş yatıyorum burada,
    fırtınanın dibinde,
    bu gözyaşlarının altında,
    duvarlar üstüme yıkılıyor.

    ve yılan boğulurken
    ve ben gözlerine baktığımda,
    korkularım yok olmaya başlıyor
    tüm o zamanları hatırlatırken bana.

    ağlayabilirdim o anda.
    ağlamalıydım o anda.

    ve duvarlar yıkılırken
    ben gözlerinin içine bakarken,
    korkularım yok olmaya başlıyor
    tüm o zamanları hatırlarken.

    daha önce öldüm.
    ve öleceğim.
    sorun değil.
    umrumda değil.
    önemli değil...

    senden kaçamayacak, uzaklaşamayacak
    kadar çok bağlıyım sana.
    günler boyunca ve hâlâ daha
    beni değiştirirken,
    hissettim seni, dokunurken bana.

    nazikçe öldürüyorsun beni.
    nazikçe
    öldürüyorsun beni.

    tool - h
  • h. bagimliliktir. belki (h)eroin'dir gunden gune olduren, belki insandir korkutuk baglanilan. belki iyiyle kotunun bitmeyecek mucadelesinde kotunun zaferidir, tum kaos icerisinde yeniden hissettirecek bir mesih, bir kurtarici beklentisidir gecmis suclari bagislayacak. (my blood before me begs me. open up my heart again)
    patolojik bir vakanin kabuslaridir...
    zehirli yilanlar, ciyanlar dolasir dururlar dinleyenin beyninde. oradan kanimiza islerler, zehirlerler.

    yikici bir tutkudur, vazgecilemeyen. yok edilecegini, kendinden eser kalmayacagini bile bile siktirolup gitmeyi basaramayan bir beceriksizin kendini yok etmesidir belki de nihayetinde.

    ya da maynard ayakta uyutmustur bizi. oglu devo h. keenan icin yazdigi, babasiyla gecen orselenmis bir gecmisin korkusunu tasirken kendi kanindan olan ile ayni seyleri yasama korkusuna bir agittir.

    umrumda degil ulan!
  • h.; vakti zamanında dinlemekten aşındırdığımız bir tool şarkısı olması dışında, 2015 yapımı bir filmin de adı.
    film, homeros'un ilyada'sından bir söz ile açılıyor;

    "ölümümüz kesin olduğu için her şey çok daha güzel. şu anda olduğundan daha sevimli olmayacaksın. bir daha burada olmayacağız.”

    "2015 bağımsız ruh ödülleri gözlerinizi ayırmayın ödülü"nü alan filmin kısaca konusu ve fragmanı da şöyle;

    "h.’nin merkezinde new york yakınlarında bir kasabada yaşayan iki helen var. birisi 60 yaşında, roy adında bir adamla evli ve bir oyuncak bebeğe gerçek bir çocukmuş gibi bakıyor. diğer helen ise hamile bir sanatçı; sevgilisi alex ile başarılarla dolu bir hayat sürüyor. iki hayat da büyük bir değişimin eşiğinde, çünkü şehre bir meteor çarpmak üzere. nihayetinde insanlar kayboluyor, esrarengiz şeyler yaşanmaya başlıyor. doğaüstü bir olayla birlikte yerle yeksan olan hayatı, tekinsiz atmosferiyle anlatan h., bilimkurgu ile gerilim arasındaki çizgiyi zorluyor."

    https://www.youtube.com/watch?v=0hw7os6pre0
  • "then i feel this coming over like a storm again."
    schism'in gelişi bu şarkıdan bellidir.

    "i am too connected to you
    to slip away, fade away.
    days away i still feel you
    touching me, changing me,
    and considerately killing me."

    dedikçe maynard şerefsizi; "i have died and will die" diye inlemeye devam eder yüreği insanın.
  • en sevdiğim kısmı "i am too connected to you
    to slip away, fade away. "dır bu şarkının, yıllardır playlist'in demirbaşlarından olmuş çok gaz bir tool parçasıdır.
  • gidişatı ile sürekli tetikte bekleten ve sonlarına doğru abartıp insanı kopartan müthiş vokale sahip tool şarkısı.
    "still feel you
    touching me
    changing me
    and considerately killing me"
  • olağanüstü bir tool şaheseri. sakin sakin ilerler, yavaştan insanı alıştırır. sözler kendi hayatınızdan tanıdık gelir, şarkının içine daha bi girersiniz.

    ve sonrasında gelen o i don't mind çığlığı... off...
  • ne zaman uzaylılar var mı diye bir tartışmanın içine girsem h. açasım gelir. insan olan böyle bir eser yapamaz. o ritimler... o davullar... o vokalin narinliği ve çığlıkları...
hesabın var mı? giriş yap