• kolelerin kurdugu ilk ve tek ulke.
  • bugun ki milliyet gazetesinde hakkinda cikan haber yalandir, abartidir. oncelikle haberin kisa ozeti ve linki.
    http://www.milliyet.com.tr/…/01/30/yasam/yas08.html
    ozet : ulkede princ fiyatlari 7 katina cikti, halk yiyecek bulmakta zorlaniyor bu nedenle camurdan yapilan kurabiyeleri yiyor.

    evet ulkedeki princ fiyatlari zamlanmistir aslinda ulkedeki butun yiyecek maddelerine zam gelmistir. ornegin princin fiyati neredeyse 2 katina cikmistir ama kesinlikle 7 katina cikmamistir. halkin camur yemesi ise bu zamlarla yiyecek bulamama ile alakli degildir. kaldi ki nasil olur da insanlarin camur yedigine inanabilirsiniz camur bu . aslinda bahsedilen kurabiye camurdan degil kil den yapilmaktadir. icerisine baska yiyecek maddeleri katilarak yapilir az da olsa yiyen vardir ama bunun sebei kesinlikle aclik degildir. isin gercek tarafi insanlarin bu kurabiyelerin icinde mineral olduguna inanmasidir. ozellikle hamile kadinlarin arasinda yaygindir. bu kurabiyeler ile bolca mineral aldiklarina inanmaktadirlar. buradaki nokta aslinda kilin icinde bolca mineral olduguna inanilmasi ve kili saf haliyle yiyemeyen hamile kadinin icinde baska besin maddeleri katip yenilebilir hale getirmesidir.
    milliyet gazetesinin haiti de bir kaynagi olmamasi cok dogaldir oradan gelecek haberler konusunda cok detayli bilgi sahibi olmamasi nedeniyle bazi hatalar yapmasi muhtemeldir ama nasil oluyor da camur yiyorlar yaziyorsun. haiti tabi ki fakir bir ulkedir fakir birakilmistir ama yine de bu sekilde kotu haberleri hak etmemektedir. yabanci basinda cikan turkiye haberleri olur bazen arkadaslariniz gosterir yalan dersiniz anlatirsiniz ama bir cok insanin hakkinda boyle seyler kalir onyargilar olusur, baskalarinin bize yaptiklari hatalari en azindan biz yapmamaliyiz en azindan bizden daha kotu durumdaki ulkelere dunyanin oteki ucunda olsalar bile.

    ek : bu haberin ardindan bir sekilde haberi yapan gazeteci ile tanisma firsatim oldu. kendisi amerikali genc bir gazeteci adini hatirlamadigim bir amerikan gazetesinin haiti ayagi. zaten kendini gazeteci olarak tanitinca "yoksa haberi de yapan sen misin?" dedim evet cevabini aldim biraz haberden konustuk ve adama direkt seni buraya zorla mi gonderdiler yoksa buraya gelmek istedin mi diye sordum zorla gonderildigini ogrendim. gonulsuz gotten bok dogar seklinde annemden sikca duydugum sozu ingilizceye cevirecektim ama sonra bir de benim hakkimda yalan haber yapar diye cenemi tuttum. haber bilerek yapmis kendisi yalan oldugunu hala kabul etmiyor halbuki her gun ayni markete giderek fiyatlarin 7 katina cikmadigini da goruyor. ozellikle sordum ki insanlar bu haberi yerdeki camuru yiyorlar seklinde yorumladi neden oyle yaptin hala evet oyle zaten diyor. kendisine pis laflar hazirladim ama bosverdim sonra; kisacasi annemin dedigi gibi gonulsuz gotten bok dogmus.
  • eger yasli , gobekli ve parmaginda yuzuk olmayan beyaz bir erkek iseniz kadinlar arasinda cok populer olabilirsiniz. hatta kaza eseri kolunuz bacaginiz sakatlanirsa bu populerlik katsayinizi arttirabilir. ulkede bir cok yerde avrupali, amerikali erkeklerin kendilerinden cok cok kucuk kizlarla birlikte gormeniz mumkun zaten ulkedeki bir cok kadinin amaci beyaz bir erkek bulmak onunla evlenmek en azindan bir cocuk sahibi olmak. hatta aksamlari disari cikildiginda luks lokantalarda daha ergenlige yeni girmis erkek cocuklarini beyaz erkeklerle yemek yerken gormek sasirtici bir durum degildir halk tarafindan da yadirganmaz. eger haitiyi merkez alip bir daire cizerseniz o dairenin icinde ne kadar ada,ulke varsa haiti'nin durumu hepsinden daha kotudur. hatta ayni adayi paylastiklari dominik cumhuriyeti ile bile aralarinda buyuk farklar vardir. cennet sayilabilecek guzellikteki bir cografyanin icinde nazar boncugu gibi durmakta ve isyan ederseniz boyle olursunuz mesajini vermektedir. aslinda halkin durumuna bakildiginda da bu dersin ise yaramis oldugu gorulur. zira halk kendini bu hale getiren ulkelere hayranlik duyar hatta o ulkelerin kapisinda vize bekler. gunde yuzlerce insan vize kuyrugunda randevusu 100 dolardan ellerinde hic bir evrak olmadan bir umut diyerek vizeye basvururlar. bugun basvurmak isterlerse siranin kendinlerine gelmesi 6 ay surecektir cunku 100 dolari olan herkes bu parayi elcilikten randevu almak icin harcar. ote yandan hemen otelerinde bulunan bugune kadar bu ulkeye herhangibir zarari dokunmamis kuba'ya ise nefret duyarlar hatta bu ulkede sefalet icinde yasarim da kuba gibi olmam diyerek tercihlerini net bir sekilde belirtirler.
  • uruguaylı tarihçi ve yazar eduardo galeano’nun 28 eylül 2011’de uruguay’ın başkenti montevideo’da gerçekleştirilen haiti konulu forumda yaptığı konuşmayı yayınlıyoruz.*

    istediğiniz ansiklopediye bakın. amerika kıtasında bağımsızlığını kazanan ilk ülke hangisiydi diye sorun. hep aynı yanıtı bulacaksınız: amerika birleşik devletleri. halbuki amerika birleşik devletleri bağımsızlığını ilan ettiği sırada topraklarında bir yüz yıl daha köle kalmaya devam edecek 650 bin köle yaşıyordu ve ilk anayasada siyah bir bireyin, beyaz bir bireyin ancak beşte üçüne denk olduğu hükme bağlanmıştı.

    ve eğer herhangi bir ansiklopediye bakıp köleliği kaldıran ilk ülkenin hangisi olduğunu sorarsanız daima aynı cevabı bulursunuz: ingiltere. oysa ki köleliği kaldıran ilk ülke ingiltere değil, bu onurun ceremesini hala çekmekte olan haiti’dir.

    haiti’nin siyah köleleri napolyon bonapart’ın şanlı ordularını yenilgiye uğrattı ve avrupa yaşadığı bu büyük utanç nedeniyle onları asla affetmedi. haiti, bağımsızlığı nedeniyle suçlu yerine konularak fransa’ya yüz elli yıl boyunca devasa bir tazminat ödemek zorunda kaldı ama bu bile yeterli olmadı. o büyük küstahlık bugün bile dünyanın beyaz efendilerinin ağrına gitmeye devam ediyor.

    * * *

    bütün bunlar hakkında ya pek az şey biliyor ya da hiçbir şey bilmiyoruz.

    haiti görünmez bir ülke.

    ülke ancak 200 binin üzerinde haitili’nin ölümüne yol açan depremden sonra ünlendi. ülke, haber medyasının ön sayfalarında ancak yaşanan trajedi sonrasında kısaca yer kaplar oldu.

    haiti, ne atık malzemeleri büyücü misali güzelliğe çevirmeyi başaran yetenekli sanatçılarıyla, ne de köleciliğe ve kolonyal boyunduruğa karşı verdiği savaşımdaki tarihi kahramanlıklarıyla meşhurdur.

    sağır kulaklar duyabilsin diye bir kez daha yinelemekte fayda var: amerika’nın bağımsızlığının temelini atan ve dünyada köleciliği bozguna uğratan ilk ülkedir haiti.

    içine düştüğü güçlükler nedeniyle dile düşmekten çok daha fazlasını hak ediyor.

    * * *

    şu an benim ülkeminki dahil olmak üzere muhtelif ülke ordularının işgali altında haiti. peki bu askeri işgal nasıl gerekçelendirildi? haiti’nin uluslararası güvenliği tehdit ettiği iddiasıyla...

    bunda yeni bir şey yok.

    haiti örneği 19. yüzyıl boyunca, hala kölelik düzenini sürdüren ülkelerin güvenliği için tehdit oluşturdu. thomas jefferson’ın da dediği gibi, isyan musibetinin kaynağı haiti’ydi. örneğin kuzey carolina’daki yasalar, gemisi limana yanaşan herhangi siyah denizcinin kölecilik karşıtı salgını yayabileceği tehdidiyle hapse konmasına cevaz veriyordu. ve brezilya’da söz konusu salgın haiticilik diye adlandırılıyordu.

    haiti, 20. yüzyılda da güvenli olmadığı gerekçesiyle yabancı alacaklılarının deniz kuvvetlerince işgal edildi. işgalciler gümrüklerin yönetimine el koydular ve ulusal banka’yı new york’taki city bank’a devrettiler. ve bir kez adaya adım attılar mı orada tam 19 yıl kaldılar.

    * * *

    dominik cumhuriyeti ile haiti arasında bulunan geçit el mal paso [belalı geçit] adıyla bilinir.

    belki de bu isim bir uyarı işaretidir: siyah dünyaya, kara büyüye, cadılığa doğru yol alıyorsunuz...

    köleler tarafından afrika’dan taşınan ve haiti’de ulusallaşan vudu dini, bir din olarak adlandırılmayı bir türlü hak etmemektedir. uygar dünyanın bakış açısına göre vudu karadır, cehallettir, geriliktir, saf batıl inançtır. katolik kilisesi’nin inananları arasında kutsal azizlerin tırnaklarını ve cebrail’in kanatlarını satmak gayet yaygın bir teamülken aynı kilise, hakkında kimsenin fikir sahibi olmadığı bu batıl inancı 1845, 1860, 1896, 1915 ve 1942 yıllarında yasaklamıştır.

    ancak son yıllarda haiti’deki batıl itikada karşı savaş açma misyonunu evanjelik protestan tarikatler devralmıştır. bu tarikatler binalarında 13. kata, uçaklarında 13. koltuk sırasına yer vermeyen ve tanrının dünyayı bir haftada yarattığına inanan uygar hıristiyanların yaşadığı amerika birleşik devletleri’nden gelmektedir.

    aynı ülkede yaşayan evanjelik vaiz pat robertson, 2010 yılında gerçekleşen deprem hakkında bir televizyon açıklaması yaptı. söz konusu ruh çobanı, siyah haitili’lerin fransa’dan bağımsızlıklarını, haiti cangıllarının derinliklerindeki şeytandan yardım almalarını sağlayan bir vudu töreni sayesinde kazandıklarını vahiy etti. onlara özgürlüklerini kazandıran şeytan şimdi bu depremle faturasını yolluyordu.

    * * *

    yabancı askerler haiti’de daha ne kadar kalacak? oraya istikrar kazandırmaya ve yardım etmeye gittiler; ama zaten yedi senedir oradalardı ve onları istemeyen bu ülkeyi yardımsız bırakmak ve istikrarsızlaştırmaktan başka bir şey yapmamışlardı.

    haiti’nin askeri işgali birleşmiş milletler’e yılda 800 milyon dolara mal oluyor.

    birleşmiş milletler o fonları teknik işbirliği ve sosyal dayanışma için kullanmış olsaydı, haiti yaratıcı enerjisini geliştirmek için kuvvetli bir destek almış olacaktı. ve bu sayede kendini, tecavüz etmeye, cinayet işlemeye ve ölümcül hastalıklar saçmaya pek yatkın silahlı kurtarıcılarından kurtarabilirdi.

    haiti’nin artık topraklarına gelinip felaketlerinin kat kat artırılmasına ihtiyacı yok. kimsenin hayırseverliğine de ihtiyacı bulunmuyor. eski bir afrika atasözünde büyük isabetle belirtildiği gibi veren el, alan elden daima üstündür.

    ancak haiti’nin, uluslararası para fonu, dünya bankası ve diğer hayırsever kurumlar tarafından yerle bir edilen gıda egemenliğini yeniden tesis edebilmek için dayanışmaya, doktora, okula, hastaneye, gerçek işbirliğine ihtiyacı büyük.

    biz latin amerikalı’lar için dayanışma bir şükran borcudur: 1804 yılında gerçekleştirdiği o bulaşıcı eylemle bizlere özgürlüğün kapılarını açtığı için bu ufacık muazzam ulusa teşekkür etmenin en iyi yolu dayanışma olacaktır.

    * çevirinin yapıldığı kaynak: lo-de-alla.org

    http://haber.sol.org.tr/…-uzerine-tarih-dersi-47042
  • haiti deyince, biraz cografyaniz varsa ve de wiki okuyorsaniz "fakir, zenci, fransizca" diye siralarsiniz. gidene kadar ben de o sekilde siralardim ama gordum ki "fakir" demek bu adamlarin fakirliklerini anlatmaya yetmiyor.
    bizim gordugumuz fakirlik gayet yalin;
    paran yoktur camiiye gidersin, dilenirsin vs.. bir sekilde karnina bir kac lokma gider. bu adamlar dilense de dilendigi insanlar kendinden de fakir. dunyanin en yardimsever insani olsalar bile (ki degillerdir kesin) verecekleri bir seyleri yok.
    bence bu adamlar ispanyollara* savas ilan edeceklerine mutlu mesut karayip'in en zengin ulkesinde* yasasalardi hem diktator manyagi olmazlardi, hem de kolelik bir yerde dururdu.
  • 1915-1934 tarihleri arasinda abd i$gali altinda kalmi$, demokrasi ve özgürlükten dibine kadar nasibini almi$tir.
  • depremden sonra haiti'ye en buyuk miktarda yardim yapan kurumlar arasinda zynga da var, hatta tamamen zynga'nin yaptirdigi bir okul da mevcut. bu yuzden, sirket toplantilarinda haiti'deki durum hakkinda bilgilendirme yapiliyor, oradaki insanlarla roportajlar..vs. yayinlaniyor. bunlardan birinde haiti'li bir kadinin soyledigi sey oldukca etkileyici:

    - "buradaki durumu anlayabilmeniz icin size soyle bir ornek verebilirim. bir an icin, su an birden bire bir milyon dolara sahip oldugunuzu dusunun. hayatinizin nasil degisecegini dusunun. bunun sizin hayatiniza yapacagi etkiyi algilamaya calisin. iste bu etkiyi, bir haiti'liye sadece yirmi dolar ile yapabilirsiniz. evet, sadece yirmi dolar bir haiti'linin hayatini tamamen degistirebilir."
  • çetelerin, ülke başkentinin yüzde 80'ini ele geçirdiği söylenen failed state. kenya'ya yardım dilenmeye giden haiti başbakanının, dönüş yolunda ülkesine inişine izin verilmediği, önce dominik cumhuriyetine yöneldiği, oranın da kabul etmemesiyle porto riko'ya indiği bildiriliyor.

    barbekü kod adlı jimmy cherizier isimli eski polis memuru yeni çete lideri teröristin, ülkedeki tüm çeteleri bir araya getirerek, inanılmaz bir güce erişerek adeta bir suç imparatorluğu kurduğu söyleniyor. öyle ki, haftasonu yaptıkları hapishane baskınıyla binlerce katil, hırsız, tecavüzcü mahkumun yanı sıra, 2021'de katledilen eski haiti devlet başkanı jovenel moïse'i öldüren suikastçileri de serbest bırakarak kendi ordusuna katmış.

    bu gibi olaylar uzun zamandır abd'nin yanı başında ama abd'den bağımsız gerçekleşiyor. pek çok yerin aksine, dıj güjlerle alakası yok kendi kendilerini sikiyorlar. hiçbir devlet geleneği, kurumları ve demokratik kültürleri olmayan bu gibi halklara bağımsızlık verirsen sonuç bu olur. birileri bunlara adeta alın lan madem çok istediniz, bokunuzda boğulun, biz çekiliyoruz demişler.

    haiti'deki son gelişmelerin sözlükte gündem olmaması da enteresan. gerçi niye olsun ki.
  • kuzey yarım küredeki en yoksul ülke imiş. demin ayna programı gösteriyordu, adamlar buldukları bir küfenin üstüne ilaçları dizerek seyyar eczacılık yapıyorlar. ilaçların kutusu falan yok drajeler ile satılıyor. bazı drajeler kullanılmış, üstünde ne son kullanma tarihi var ne bir şey.
    sunucu, çocukların olduğu bir yere gidip bisküvi dağıtıyordu. ilk önce almaya çekindiler, sonra aldıkları bisküvileri çabuk çabuk yediler. hala buraları sömürüp, dünyaya insan hakları satan namussuzlar var.
  • haiti olmaktan kurtarılan başka bir ülke ve onun kahramanı için,

    (bkz: nayib bukele/@puura)

    solcu sıçmığı için,

    "yea insanları şartlar kötü yapar, yoksa bütün insanlar aynıdır, maya, gen, kültürel aktarım etkisi falan yohdir. eğitim, beslenme, fakirlik cart curt yüzünden insanları öldürüp cesetlerini yakıp yiyorlar bunlar, bir de sömürülmüş ya bunlar, o yüzden yani"

    gerçeği,

    (bkz: subhuman)
    (bkz: primat)
hesabın var mı? giriş yap