• hakim ve savcilar icinde hukuk kurallarini cigneyenlerin az oldugunu varsayanlari ortaya cikaran durum. bu hesaba gore imamlarin da cok az gunah isliyor olmasi gerekir ki bu konudaki dusuncelerimiz oldukca net saniyorum.
  • halı sahayı boşaltmayan öğretmenleri gözaltına aldıran adamlara sıkıysa trafik cezası kesin.
  • hakim ya da savcıyı korumak için değil ceza yazan polis memurunu korumak için konulmuştur.

    kendinizi bir polis memurunun yerine koyun, adam size savcı kimliğini gösterdi. bu durumda cezayı yazabilmeniz düşük bir ihtimal.

    ama sonuçta karşındaki de savcı kamu düzenini koruyor, yazmazsan da olmaz. şimdi polis napsın bu durumda.
  • önedit: amiyane tabirle; bu (yargı) mahallesinin raconunu bir tek (mahkeme) keser. burada (polis vs.) başkasının borusu ötmez düşüncesinden oluşan ve sonucunda trafik cezasının hakim ve savcıya kesildiği yasal prosedürler zinciridir.

    açılın hukuki mütalaamı vereceğim.

    uygulamada hakim ve cumhuriyet savcılarına doğrudan trafik cezası kesilemez ama ceza tutanakla aşağıda anlatacağım şekilde mahkeme tarafından uygulanır.

    neden?

    ast, üste ceza uygulayamaz. ( not: yürütme erkinin, yargı erkine karşı üstünlük kuramaması anlamında kullanılmıştır.) (bkz: montesquieu)

    mantıklı mı? bence mantıklı ve hakim ile savcı bağımsızlığına uygun bir hüküm. türkiye’de yargı bağımsızlığı olmadığı için güleceksiniz ama bu kurallar, zamanın kralları tarafından, polis gücüyle yargıçlar sindirilemesin diye konulmuştur.

    ama

    hukuk devletlerinde herkes yargılanmalı değil mi?

    o zaman ne yapacak sevgili kolluk.

    ilgili trafik cezasına ilişkin tutanağı tutup, adalet bakanlığına bildirim yapacaktır. ilgili tutanak, hakim ve savcının görev yaptığı yere bağlı bölge adliye mahkemesinin bulunan başsavcılığına gönderilir. başsavcılık söz konusu tutanağı, görüşünü yazarak ağır ceza mahkemesine gönderir. ve ağır ceza mahkemesi tutanağı trafik cezasına dönüştürür ve görevdeki hakim ile savcıya tebliğ eder.

    uygulamada bu cezalar bu şekilde hakim ve savcılara uygulanıyor. hiçbir sıkıntı yok. ayrıca yükselmelerine aykırı bir durum da oluşturmuyor. (neden oluştursun ki?)

    peki hakim savcılar bu cezalardan kurtulmak için ne yapıyor?

    cezayı yerken polislere hakim ve savcı olduğunu söylemiyorlar. ya da arkadan yazılan cezalarla ilgili aynı yöntemi uyguluyorlar. böylece cezayı iptal için görev yaptıkları sulh ceza hakimliğine iptal için başvuruyorlar. gerekçe ne? “tutanak tutulmadan doğrudan cezai işlem uygulanması”

    iptal alıyorlar mı? bilemiyorum ama yöntemlerden birisidir. hakimler ve savcılar kanununa aykırı şekilde kesilen ceza iptal edilebilir. ama ilkeli bir sulh ceza hakimi cezayı iptal edip cezayı yiyen hakim savcının görev yaptığı ilin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinde bulunan başsacılığa ceza yazılması amacıyla dosyanın örneğini gönderirse, yandı gülüm keten helva. neyse en azından benim aklıma geleni budur. (çözümler bitmez)

    hakim savcı olsam; görevimi söylemeden, cezamı yer paşa paşa da öderdim. çok mu zor bunu yapmak bilmiyorum ama ülke insanımızın kalitesiyle eş değer bir durum. neticede, hakim ve savcıları marstan getirtmiyoruz.

    altta yazanlar için edit: şu entryi sonuna kadar okuyun arkadaş ceza uygulanmaz diye bir ibare mi var? sadece kötü niyetli yürütme erkinin, yargıyı etki altına almaması için; ceza işlemini yargı içerisine taşıma düşüncesidir. ve bu da haliyle prosedürü arttırıyor. adam çavuş er örneği veriyor. orada ast-üst ilişkisi erkler / kuvvetler arası yani yargı erkinin yürütme erkine karşı dirayeti ve gücüne ilişkindi.
  • tarafik polisi bir akrabam anlatıyor:

    uygulama noktasında seyir halindeyken, emniyet kemeri takmamış bir vatandaşa ceza yazacaktım, ben felan yerde doktorum, emniyet müdürü arkadaşım kendini zora sokma dedi. ben de selam söyleyin dedim yazdım cezayı.. bir gün sonra amirim beni çağırıyor adamın söyledikleri gerçekmiş. keşke yazmasaydın niye yazdın derken dedim ki, jandarmaya yazma, polise yazma, hakime, savcıya yazma, doktora yazma üst düzey bürokratlara zaten yazma geriye asgari ücretliler bir de emekliler kalıyor onlara yazacaz o zaman dedim. yapacak bir şey yok dedi.

    hep diyoruz burjuva devletinde ceza alt sınıfa işler. bu her alanda böyledir.
    kapitalist devletin tanımı; burjuvanın, yasalarla alt sınıfı baskı altına aldığı araçtır.

    “köle çalıştıranların ellerindeki kamçının yerini şimdi gözcülerin elindeki ceza kitabı alıyordu”

    (bkz: karl marx)
  • "sen benim kim olduğumu biliyor musun?"un yasalarla kağıda dökülmüş hali. burada hakim ve savcılar yasayı kullanır başka yerde başkaları bu yasayı dayıları saysinde kullanır. işte bu yüzdendir ki polisler sadece sıradan vatandaşa ceza kesebilir. hatta polis sadece gözüne kestirip, sindirebileceğini düşündüğü kişilere ceza kesebilir türkiye'de.
  • http://www.milliyet.com.tr/…010/1297965/default.htm

    bu ülke, ulaşmaya çalıştığımız dünya değerleri olan demokrasi, insan hakları, özgürlük anlayışıyla yönetilmiyor. yazıklar olsun.
  • suistimalini bizzat gözlemlediğim.
  • ülkede adaletin halini gösteren durum.
    trafik cezası kesilmesinin saygınlıkla ne alakası var. asıl saygınlığa zarar veren trafik kuralını ihlal etmektir. cezası da caydırıcılık için verilmelidir. kurala uymayan kişi hakim savcı olmamalıdır. hakim savcı kalkıp bütün millete kanunlara uymadığı için ceza veriyor soruşturma açıyor sonra da o kurallara o uymuyor. mantıklı mı? değil. hakim ve savcılar herhangi bir kanun, yönetmelik, kural vs.'ye aykırı davranırlarsa normal vatandaşın aksine daha çok yaptırıma tabi olmalılar.
  • işte böyle yapa yapa bunların götleri arşa eriyor. kendilerini allah zannederek adaletin anasını sikiyorlar.

    x2 x3 ceza kesilmesi lazım hatta. kötü örnek olmasınlar topluma.
hesabın var mı? giriş yap