• siktir lan oradan, ben ne yatacağım demeyin, okuyun. halen yargılandığım bir dava nedeniyle ülkemizin iki farklı tip (e tipi ve f tipi) ceza evinde yatmış bir abiniz, kardeşiniz veya ne olarak adlandırırsanız adlandırın biri olarak size tüm çıplaklığıyla anlatmaya çalışacağım öğütlerdir.

    günümüz türkiye' sinde her an ceza evine girecek bir durumla karşılaşabilirsiniz. birinci ve en önemli öğüt kesinlikle hayatta yapacağınız tüm hamleleri ceza evine girmemek için atın. arabanızı yavaş kullanın, borcunuz için kapınıza dayanan alacaklınıza taahhüt vermeyin, kavga etmeyin ve en önemlisi öfkeliyken karar vermeyin. ne yapın edin, yerin altı mezarın üstü olan o dehlize girmeyin.

    nasıl olduysa oldu, birinci öğüdümüz göz ardı edildi ve bir suçtan dolayı göz altına alındınız.
    1. sakin olun.
    2. ifade vermeden önce göz altına alındığınıza dair mutlaka bir yakınınıza haber verin.
    3. tarafınıza isnat edilen suç ne olursa olsun hafife almayın ve mutlaka avukat isteyin. cezaevleri gerçekten masum (veya kendini iyi savunamamış) insanlarla dolu. savunma gerçekten bilgi ve birikim isteyen ciddi bir iştir. sizce suç olmayan bir şey samimi ikrar olarak nitelendirilebilir. oldu avukatınız yok, isnat edilen suç baronun zorunlu avukat göndermesini gerektirmeyen bir şey, ifadenizde sizin söylemediğiniz ama polis memurunun yazdığı herhangi bir şey varsa o ifadeyi imzalamayın. (genellikle öyle yazıyoruz, merak etme bu standart bir ifade gibi şeyler diyeceklerdir, yemeyin)
    4. savcılığa sevk edilirseniz mutlaka avukat isteyin. avukatınızla görüşmeden savcıya ifade vermeyin. savcının sizi parmağında oynatacağını unutmayın.
    bunları özellikle yazdım. hala oraya girmemenizi istiyorum.

    ne olduysa oldu, hakim karşısına çıktınız, tutuklandınız veya savcı o gün sizi serbest bıraktı, sonra açıktan yargılandınız, mahkeme hakkınızda bir cezaya hükmetti ve yargıtay' da bu cezayı onadı. içeri gireceksiniz.
    1. kesinlikle çok sakin olun. içeri o kadar korkulacak bir yer değil. oradakilerde senin benim gibi insan ve çok gariptir koğuşa girdikten on dakika sonra oraya alışacaksın. (tabi toplumda infial yaratmış bir suçtan içeri girmediyseniz) insan su gibi gerçekten, girdiği yerin şeklini alıyor, sizde alacaksınız.
    2. kendinizde teslim olsanız, yakalansanız da hakkınızdaki karar hakim tarafından yüzünüze okunacak ve kolluk kuvvetlerince o yer ceza evine gönderileceksiniz. (bazı ufak cezalar için açık ceza evine gönderirler ben onu anlatmıyorum.)
    3. cezaevinin kapısından itibaren başka bir dünyaya gireceksiniz. yine sakin olun. bu yeni dünyanızın eski dünyanızla en önemli farkı duvarlarla çevrili olması. yoksa içeride dışarıdan daha çok temiz adam var. sizi teslim alan gardiyandan (infaz koruma memuru diye bir şey yoktur. onlara gardiyan denir.) başlamak üzere cezaevi personeli soru sormadıkça onlarla konuşmayın, gereksiz soru sormayın, ahbap olmaya çalışmayın. ceza evinde birinci kural soru sormamaktır. size sorulan cevaplara düzgün cevap verin.
    4. artık her adımınızda kolunuzda birileri olacağı için buna alışın. (ben mesela eşim dahil koluma girilmesini sevmem, çocukluktan beri hep bir fiziki sınırım olmuştur insanlarla, bu kola girme çok rahatsız ediciydi) dik durun, suçunuz ne olursa olsun başınızı öne eğmeyin. sizden içeride çok var. (tecavüz, çocuk istismarı, toplumda infial yaratan sapıkça ve canice işlediğiniz bir suçtan dolayı içerideyseniz başınızı bir tarafınıza sokacakları için serbest bırakın.)
    5. içeriye bir şey sokmaya çalışmayın. sizi özel bir bölmeye alıp sadece iç çamaşırınız kalana kadar soyunduracaklar, (arama maksatlı) (uyuşturucu suçlarından hükümlülerde makat ve vajina kontrolü de yapılabiliyor) ağzınızın içine ve elbiselerinizin dikiş yerlerine bakacaklardır itiraz etmeyin.
    6. özel bir durumunuz varsa (sürekli ilaç kullanımı, kronik bir rahatsızlık, tik, ruhsal bozukluklar vb) mutlaka kayıt kabuldeki gardiyana bildirin.

    kayıt bölümünden sonra sizi malta denilen ve ceza evinin bloklarını birbirine bağlayan insanda sonu olmayan bir tünel hissi yaratan koridordan ilk bir kaç gün kalacağınız geçici odaya alacaklardır. bu malta denilen koridorda gardiyan başınızı kaldırmamanızı isteyecektir, (bazı yerlerde uygulanmıyormuş) (diğer mahkumları görmemeniz, kavga, olay çıkmaması ve kamera noktalarının mahkumlarca öğrenilmemesi için yapılıyor) siz de kaldırmayın. gri bir koridor zaten görmesen de olur. sonra seni başka bir gardiyan daha dar olan blok maltası denilen koridora alacak. (burada her kapı önünde içerideki mahkumların vesikalık fotoğrafları bulunduğu çerçeveler var yine bunlara bakmayın.) başınız önünüzde ilerleyin, başınız önünüzde koğuşa girin. artık yeni bir dünyadasınız, hoş geldiniz.

    geçici oda (bkz: tecrit) ceza evine kaydı yapılan (nakil gelen, tutuklanan, hüküm giyen) veya sevke tabi (cezaevinden ayrılacak olan) mahkumların kısa süreli barındırıldığı koğuştur. yaklaşık yirmi kişilik olup, cezaevinin bulunduğu yer, mahkum sayısı, adli dönem vb nedenlerle doluluğu anlık bile değişiklik gösteren yerdir. yani asıl koğuşunuza girene kadar tutulacağınız yerdir. gelen giden çok olur, zaman hızla geçer. ancak burada cezaevinin yazılı olmayan kurallarını öğrenmeniz gerekir. (buraya biraz önce yukarıda saydığım suçlardan hüküm giyenler alınmaz. o suçlardan tutuklanan veya hüküm giyenler hücreye alınırlar) nedir bu kurallar, onları madde madde anlatayım.

    1. kafanızı kaldırın, ama bunu bir efelenme olarak değil dik durma olarak yapın. korkak görünmeniz içeridekilerine sizi ezme hakkı verir. güçlü görünün, ama dayılanmayın.
    2. sizi koğuş mümessili denen, cezaevi yönetiminin has adamı olan yavşak bir mahkum karşılayacaktır. sorduklarına (suçunuz, mesleğiniz, memleketiniz vb) doğru cevap verin, zaten doğrusunu biliyordur. yalan söylemek ilk intiba olarak kötü algılanmanıza neden olacaktır.
    3. koğuşun doluluk durumuna göre size bir yatak göstereceklerdir, (yatak yerine betonu, sandalyeyi veya tuvaletleri de gösterebilirler) itiraz etmeyin. doluluk durumundan ziyade hırsızlar, gaspçılar, dolandırıcılar tuvalete, çek ve senetten gelenler, borç nedeniyle girenler (nafakayı ödememe, taahhüt ihlali) ile böyle boktan sebeplerle girenler sandalyelere, haklı nedenlerle işlenmiş (bunu nasıl açıklasam bilmiyorum, namus cinayeti, anama küfretti cinayetleri gibi düşünün, yani cezaevinde "yapmasan iyiymiş ama olmuş bir kere" denen olaylardan) fiillerle girenler yataklara, uyuşturucu satıcıları (ağa babaları değil, torbacılar çoğunlukla), defineciler (toprağı kazanlar, zengin tarihi eser kaçakçıları değil) beton zemine sevk edilirler.
    4. üçüncü maddeden de anlaşılacağı üzere burada ilk suça göre ayrım yapılmaktadır. suçunuz ceza evinde genel kabul görmüş suçlardan değilse ezileceksiniz. bunu ilerleyen kısımda biraz açabilirim.
    5. geçici odaya girdiğinizde hangi dine inanıyorsanız inanın mutlaka selamın aleyküm deyin, aleyküm selam cevabından sonra da allah kurtarsın deyin. merhaba, hay vb kelimeler hoş karşılanmaz, beni dinleyin.
    6. size nere gösterilmişse oraya oturun, sigara tutarlarsa içiyorsanız mutlaka alın, içmiyorsanız uygun bir dille yine söyleyin.
    7. size bir şey sorarlarsa yine cevaplayın (çok özele girmeden, muhtemel suçun ne, memleket nere vb sorulara) ama kimseye aynı soruları sormayın. içeridekiler zaten anlatmak isterlerse anlatırlar.
    8. konuşma esnasında konu ne olursa olsun gülmeyin, ağlamayın. sizin güldüğünüz bir şey bir diğeri için ağlanacak, ağladığınız şey ise komik olabilecektir. ayrıca yine gülmek devrimci bir eylem olmakla beraber daha yatacağı yıl sayısı fazla olan mahkumlarca küfür olarak algılanmaktadır. bu cezaevinin en önemli kuralıdır. siz en iyisi hiç gülmeyin, zaten cezaevi gülünecek en son yerdir.
    9. avluya (avlu dediğime bakmayın 7 adıma 7 adım bir boşluk) (havalandırma da deniyor) çıkmak için acele etmeyin. içerisi çok kalabalık ise sadece cezası fazla olan mahkumlar çıkıyor olabilir, içerideki genel duruma göre hareket edin.
    10. içeride dışarıdan daha çok avukat var, hepsini dinliyormuş gibi yapın ama söylediklerini sallamayın, sallamadığınızı da çaktırmayın. kendi avukatınız duruşma günü öncesi gelir, onunla konuşun, onun söylediklerini kafanıza yazın.
    11. buradaki arkadaşlarınız muhtemelen kısa süreli olacaktır. kimseyle fazla samimi olmayın, kimseyle de konu ne olursa olsun tartışmayın. özgür değilsiniz, özgür bir ortamda değilsiniz ve fikirleriniz çoğu kimse tarafından siklenmeyeceği için dikte etmeyin...
    12. ilk gece zaten zor geçecektir, insanların suçunu mümkün mertebe öğrenmeyin. ben öğrendim, üstümdeki yatak, yanımdaki ranza, diğer baştaki ranzadakiler hep cinayet nedeniyle yatıyorlardı, bu korkmanıza neden olur. aslında en iyi mahkum cinayet mahkumudur (bakın bu yukarıda saydığım, toplumda infial yaratan adamlar değil, böyle namus -yusuf abi vardı mesela kardeşine sarkan birini öldürmüştü- , kavga dövüş nedeniyle, alacak verecek meselesinden cinayet işleyenlerden bahsediyorum. yani en genel anlamıyla cinayeti kendince mantıklı bir sebeple işlemiş ve pişman olmuş kişilerden). cezasını bilir, kimse için oraya girilmeyeceğini çok acı şekilde öğrenmiştir. ama siz de benim gibi yanınızda birini öldürmüş bir kişiyle bulunmaktan korkuyorsanız (ki herkes korkar) en iyisi bilmemektir.
    13. burası cezaevinin imkanları en kısıtlı bölümüdür. çay, televizyon, gazete, kağıt, kalem, vb hiçbir şey yoktur. şaşırmayın, kimseden bir şey istemeyin, zaten buraya alınanlar sıkı bir aramadan içeriye girdiklerinden ellerinde de sizin isteyeceğiniz şey yoktur.
    14. yemeğe burun kıvırmayın. (ben yatarken çok kötü değildi. bulunduğum e-tipi ceza evinde mahkumlar yapıyordu. nispeten temiz, yeterince lezzetliydi.) bir sonraki yemek içerideki insanlara yetmeyebilir, gerçekten yenmeyecek halde çıkabilir, açlıktan bayıla bilirsiniz.
    15. cezaevi yönetimiyle, gardiyanlar aracılığıyla değil, koğuş mümessili aracılığıyla iletişim kuracaksınız. kapıya vurup, mazgala vurup gardiyanı çağırmaya kalkmayın. derdiniz her neyse önce yanınızdaki mahkuma nasıl olacağını sorun, eğer söylenmesi gereken bir şeyse o sizi mümessile, mümessil de gardiyanı zamanı geldiğinde bildirecektir.
    16. mümessil sayım dediğinde diğer mahkumlarla beraber sıraya geçin. günde iki defa sayılacağınız bu odada, sayıma gelen gardiyanların yüzüne bakmayın, konuşmayın, elinizi kolunuzu sallamayın. başınız önünüzde, rahat hazır ol karışımı bir şekilde, solundaki mahkumun söylediği sayının bir sonrasını söyleyip ser gardiyanın allah kurtarsın demesine kadar aynı şekilde kalın. eğer olur da en başa geçmişseniz ser gardiyan omzunuza dokunacaktır. kafanızı kaldırıp bakmayın, sayıma tokatla başlamayın.
    17. hırsızlarla, dolandırıcılarla, gaspçı ve torbacılarla mümkün mertebe ilişki kurmayın. nasıl anlayacağım diyorsanız, kendinizi öldürün. (siz öldürmeyin ben söyleyeyim: ceza evinde en apaçiler torbacılardır. dolandırıcılar sürekli gülenlerdir, sinsi sinsi etrafı kesenlerden yavaş hareketliler hırsızlar, her an koşacakmış gibi duranlar yankesicilerdir. aynı dışarıdaki gibi eşofman takımı -üst kapşonlu-, spor ayakkabı kombini olanlara selam dahi vermeyin) bunların tipi aynıdır, bu tiplerden uzak durun.
    18. gizli gay olabilirsiniz, feminem erkek olabilirsiniz, bu beni rahatsız etmez. ama çok özür dileyerek söylüyorum oraya girecekseniz tüm bu şeklinizden kurtulun.

    ama bunlardan da önemlisi maddi durumunuz iyiyse, içeride size para yatıracak birileriniz varsa, babanız bir mafya babası değilse, içeride tanıdığınız bir mahkum, gardiyan ve cezaevi personelinden kimse yoksa, maddi durumunuzla ilgili kimseye bilgi vermeyin. bana anam para gönderecek, sevgilim bakar, kardeşim aslandır falan demeyin. ortakçı çıkabilir, gereksiz taleplerle karşılaşabilir, canınız sadece paranız olduğu için sıkılabilir.

    bunların bir çoğu koğuş içinde geçerli olacağı için mümkün mertebe kafanıza kazıyın, unutmamaya çalışın. buradan en fazla üç gün (bazı cezaevlerinde haftada bir koğuşlara dağıtım yapıldığı söyleniyor, bilemiyorum.) kalacaksınız bu süreyi kimseye bulaşmadan, sorulana kısa cevaplar vererek ve kimseyle samimi olmadan geçirin. asıl ceza evi hayatı buradan çıktığınızda başlayacak.

    dağıtım gününüz geldiğinde veya cezaevinin o günkü durumuna veya suçunuza göre bu geçici odadan alınacak (veya hiç girmeden direk) koğuşunuza gönderileceksiniz. bu koğuşa götürülmeden önce bir gardiyan veya idare memurunun odasında bir kaç form dolduracaksınız ve sizi suçunuz, eğitim durumunuz, suç işleme alışkanlığınız gibi çok değişik faktörlere göre sıralayıp cezanızı çekeceğiniz koğuşa gönderecektir. nedir bunlar açıklayayım...

    siyasi ve terör suçluları koğuşu, (buralar her yerde artık yok ve genelde f tipi cezaevlerine sevk edilmeden önce terör ve siyasi suçluların kaldığı koğuşlar)
    işçi koğuşu, (cezasını maddi imkanlarının olmayışı, kendi isteği, idarenin isteği gibi nedenlerle mesai saatleri içerisinde temizlik, yemek, çay dağıtımı vb cezaevinin genel işlerini yapan mahkumların kaldığı bölüm)
    memur suçları koğuşu, (memurken işlediği suç veya dışarıdayken memur olup cinayet benzeri ağır suç haricinde bir suçtan içeri giren memurların bulunduğu koğuş -bir çok cezaevinde en az bir tane vardır, istanbulda bildiğim kadarıyla ayrı bir cezaevi olması lazım)
    damat koğuşu, (tecavüzcülerin, kız kaçıranların bulunduğu, çoğu kişinin az çok bildiği koğuş)
    diğer adli koğuşlar (hırsızlar, katiller, mali suçlar, kısa süreli suçlar vb)
    birde suç bakımından karma olup kişisel istek üzerine oluşturulmuş, sigarasız, ülkücülerin, islamcıların vb gibi koğuşlar bulunmaktadır.

    eğer ceza evinde işe yarayacak bir mesleğiniz varsa (elektrikçi, sıhhı tesisatçı, kaloriferci, boyacı, aşçı, garson, çaycı vb) bunu mutlaka belirtin ve işçi koğuşuna kapağı atmaya çalışın. (f tipi cezaevlerinde yoktur) bu koğuş cezaevlerinin en rahat koğuşu olup, kalabalıktır, herkes çalıştığı için belli bir saatte uyunur, kalkılır, cezaevinin ilerde sayacağım çok az olan sosyal etkinliklerinden en fazla yararlanır. bazı cezaevlerinde bu koğuşa girebilmek için ciddi torpil yaptırılmaktadır. eğer bu koğuşa giremiyorsanız ikinci en iyi koğuş memur koğuşudur. genelde aklı başında adamlar vardır, temizliğe önem verirler, çok fazla sirkülasyonu yoktur. ayrıca zimmet, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma ve banka zimmeti suçluları çok olduğu için muhabbetleri her zaman güzeldir. akşam çayında bankanın parasını zimmete geçirip hep tek maçta yatan gişe görevlilerinin mackolik.com'un forumunu aratmayan sohbetini dinleyip, diğer tarafta devletten yürüttüğü paralarla karı kız alemlerinde parayı bitirecekken yakalanan şansız memurumuzun dine dönüşünü şuhu içerisinde izleyebilirsiniz.

    diğer koğuşlar birbirinin aynıdır, ülkücüyseniz ülkücüler koğuşuna gitmeniz, dinle fazla haşır neşirseniz sınırsız tespih namazı kılabileceğiniz islamcıların koğuşuna, sigaradan rahatsız oluyorsanız (koğuş uyuma saatine kadar bir kahvehaneden farksızdır) sigara içilmeyen koğuşa mutlaka belirterek gidiniz.

    terör-siyasi suçlar koğuşları için herkes zaten bir şeyler bildiği (hakkında onlarca kitap bile yazılmış) için tekrar yazmaya gerek yok.

    genel olarak geçici odadaki kuralların tamamı bu yeni gireceğiniz koğuş içinde geçerli olmakla beraber bu yeni yaşam alanınıza da şöyle anlatayım.

    koğuşunuza alındıktan sonra sizi meydancı denilen, genellikle dışarıda bakanı edeni olmayan gariban bir mahkum karşılayacaktır. meydancı haftalık bir paket sigara karşılığı, koğuşun genel temizliği, belli saatlerde çay ve yemek dağıtımı, dilekçelerin ve kantin isteklerinin dağıtımı gibi koğuşun genel işleriyle ilgilenen mahkumdur. bu mahkum sizin eliniz ayağınız olacağı için mümkün mertebe iyi geçinin. zaten o işleri garibandan başka kimse yapmayacağı için genelde mazlum ve ağırbaşlı olurlar, ama ona yapacağınız ters bir hareket tüm koğuşta gözlerin size çevrilmesine neden olacağı gibi idareyle de aranızın bozulmasına, huzursuz geçireceğiniz gecelere sebebiyet verebilir. kural bir diyelim, meydancı ile iyi geçin.
    meydancı size varsa yatacağınız yatağı, koğuşta vardiyalı yatılıyorsa yatağınızı kiminle paylaşacağınızı gösterecektir. yatak seçimi zordur, temiz yatak bulmak imkansızdır. bu nedenle kantin listenizin başına nevresim takımını eklemeniz gerekebilir. artistlik yapıp ben bu yatakta yatmam gibi şeyler söylemeyin, hem siklenmeyeceğiniz gibi hem de başka yatakta yatamayacağınızdan sike sike o yatakta yatarsınız. burası yerin altı, mezarın üstüdür. her şeyin kuralı vardır.

    yatağınızdan sonra size yemek yiyeceğiniz, oturacağınız, televizyon izlerken, çay içerken, dinlenirken bulunacağınız masanızı gösterecektir. ilk başta masa seçimi meydancı veya mümessilce yapılsa da sonra değiştirebilirsiniz. koğuş içinde oluşan arkadaşlık grupları masalarda boy verir. ancak yemek yerken gösterilen masadaki yerde yemeniz gerekir. eğer masanızdakilerden hoşlanmadıysanız zaman içinde koğuşta arkadaşlık edindikçe dediğim gibi masanızı değiştirebilirsiniz.

    kimsenin masasına oturmayın, oturacaksanız da destur isteyip öyle oturun. bu koğuşlar e ve f tiplerinde alt kat yemek, dinlenme salonu üst kat yatakhane olarak dizayn edilmiştir. kimsenin yatağına oturmayın, hele hele uzanmayın. bu ciddi bir kavga sebebi olarak görülür ve yatağa "karı" olmak için geldiğiniz düşünülebilir.

    koğuş mümessilini unuttum, bu lavuklar genelde ya paralı mahkumlardır yada cezası fazla ve dışarıdayken güçlü olan adamlardır. mutlaka koğuşta adamları vardır. aynı geçici koğuştaki gibi idareyle koğuşun arasında bilgi alışverişini ve cezaevi yaşam kurallarını denetleyen ve yön veren adamlardır. ayda bir paket sigara isteyebilirler, verin gitsin... mümessille mümkün mertebe iyi geçinin, isteği çok anormal değilse (bunları saymıyorum, çünkü bu istekler de bazıları için normal olan anormal, anormal olan normal karşılanabilir) uyun.

    ağzınız bozuk olabilir, tarzınız farklı olabilir, konuşmanız şekil olabilir. ancak cezaevinin tek bir konuşma şekli vardır, sor sorulunca cevap ver, sohbet ederken kimseyi, suçunu, memleketini küçümseme ve fazla soru sormadır. entellektüel biri olabilirsiniz ama mümkün mertebe anlaşılır bir dil her zaman iyidir. diğer mahkumlar genelde anlayamadığı bir kelime nedeniyle bozuk atabilirler. unutmayın burası bir cezaevi ve cezaevinde ruh sağlığı normal insan bulmak zordur.

    yemeği zamanında ve tüm koğuşla beraber yiyin, çayı da yine aynı. televizyon genelde koğuş mümessili kontrolünde olup, flaşh tv ben yatarken çok popülerdi. gülmemeye çalışın çünkü dilber ay cezaevlerinin fenomenidir. hala var mı bilmiyorum ama kadere mahkumlar isimli programda çalan bir parçaya hafif sırıttığım için az daha linç ediliyordum. bu ve benzeri programlara mektup yazanlar var keza onlara da gülünmez, bulaşılmaz, karışılmaz.

    sosyal etkinlik
    cezaevlerinin genelinde ebru, kumaş boyama, kilim, el işi vb gibi kurslar bulunuyor. bunlara yazılın, zaman geçirmek için idealdir. (yönetmelik gereği disiplin cezası almamanız gerekir) sinema ve tiyatro gösterisine cezaevi yönetiminin seçtiği mahkumlar katılabiliyor. bunlara katılım için mümessile fazla sigara almanız gerekebilir. sonra cezaevi kütüphanesinden ayda belli bir sayıda kitap alınabiliyor. ayrıca yakınlarınız kitap gönderebiliyor. sıkıntılı mahkum değilseniz sayı önemli değil. diğer mahkumlar adına alabilirsiniz.

    bir de daha önce buradan da sorulduğu için söyleyeyim. herhangi bir enstrüman çalıyorsanız savcılığın izniyle cezaevinde çalabilirsiniz. bu hem sizi hem de koğuş arkadaşlarınızı mutlu eder. arkadaşlıkları pekiştirir. ancak isteklerle baş edebilirim diyorsanız yanınızda götürün.

    ayrıca futbol müsabakaları olmaktadır, turnuva gibi bir şey. ben bir defa katıldım, kimseye tavsiye etmem. çünkü savcının (cezaevi savcısı) olmadığı her maç olay çıkıyordu. cezaevindeki en iyi sosyal etkinlik, gündüzleri kitap okumak, mektup yazmak, akşamları televizyon izlemektir. diğer tüm etkinlikler koğuş dışında olduğu için sıkıntılıdır.

    damat koğuşu: bu koğuş her türlü tecavüz suçları ile gönüllü olsa dahi (benim yattığım yerde çok vardı. yaşı küçük kız kaçırma, turist kızların ailelerinin şikayeti nedeniyle tutuklanma) şikayet nedenli cinsel suçlar ile her türlü taciz mahkumlarının tutulduğu koğuşlardır. küçük yaştaki çocuk tacizcileri ile toplumda infial yaratmış, çok bilinen tecavüzcüler bu koğuşlara alınmaz. cezaevinin en boktan koğuşlarıdır. her türlü saldırı, dayak, işkence vardır. görmedim ama tecavüz olduğu bile söylenmektedir. gardiyan ve arama amaçlı içeri giren askerlerin her türlü pis tutumuyla karşılaşırlar. arama günlerinde bağırtıları cezaevi içerisinde yankılandığını çok duydum. bu koğuştaki mahkumlar hastaneye geç götürülür, yemekleri tükürülür (en basiti budur, yemek dağıtan loğuş arkadaşım çok daha beteri yaptığını zevkle anlatmaktaydı. ben inanmıştım), kantinden her istediğini alamazlar, sosyal etkinliğe katılamazlar. bu mahkumlara böcek kadar değer verilmez.

    sübyan koğuşu: çocuk cezaevi bulunmayan yerlerde bir veya iki adet bulunan koğuşlardır. ssç (suça sürüklenen çocuk) denilen mahkumların kaldığı alanlardır. bağrıltısı gürültüsü eksik olmaz. benim yattığım cezaevinde ben yatarken cinsel istismara uğradıkları gerekçesiyle çocuklar intihar etmişti.

    hücre: tecavüzcüler ile disiplin suçu işleyen (yönetmelikte belirtilen bir fiili işleyen mahkumlar) ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan hükümlülerin kaldığı, cezaevinin ayrı bir bloğunda bulunan yerlerdir. içinde bir ranza, küçük bir masa, sandalye ve tuvalet bulunur. yedi sekiz metrekarelik yerlerdir. buradaki tecavüzcüler ile gardiyan veya askere karşı işlenmiş bir disiplin suçu nedeniyle girilmişse günlük dayak vardır. her gün aynı saatte bağırtı gürültü eksik olmaz. yemek gelmeyebilir, kantin yazdırılmaz. (ben sağlık sorunlarım nedeniyle ceza evi savcısının izniyle sadece uyumak amaçlı iki gece kaldım.)

    sormak istediğiniz veya entry de bulunması gereken bir şey varsa yeşillendirebilirsiniz.

    önemli linkler:
    hükümlü ve tutukluların hakları
    ceza infaz kurumlarının tipleri ve özellikleri
    ülkemizde işlenen suçlar ve şehirlere göre dağılımı
  • oz' u izlemeden girmeyin.
  • amerikada hapise düşenler için hapise girmeden bir kaç dua ezberleyip içeride müslüman zencilerin koruması altına girebilirsiniz. müslümanım demekle olmuyormuş en azından birkaç dua duymak isterlermiş.
  • bir çok amerikan menşeili filmlerde görüldüğü üzere, siyahi arkadaşlar var ise; götünü duvara ver. duvara, diyorum. pişman olmazsın. hadi bakalım.
  • nazim hikmetin muazzam dizeleri. gözleri kapalı dinlemek ve hayal etmek ve mutlu olmayı denemek, insanlık kokusu duymak için bir nebze :

    "
    ...

    içerde bir tarafınla yapyalnız kalabilirsin
    kuyunun dibindeki taş gibi fakat öbür tarafın
    öylesine karışmalı ki dünyanın kalabalığına
    sen ürpermelisin içerde
    dışarda kırk günlük yerde yaprak kıpırdasa.

    içerde mektup beklemek
    yanık türküler söylemek bir de
    bir de gözünü tavana dikip sabahlamak
    tatlıdır ama tehlikelidir.

    tıraştan tıraşa yüzüne bak
    unut yaşını
    koru kendini bitten
    bir de bahar akşamlarından.

    bir de ekmeği
    son lokmasına dek yemeyi
    bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.

    ...

    yani içerde on yıl on beş yıl
    daha da fazlası hattâ
    geçirilmez değil
    geçirilir
    kararmasın yeter ki
    sol memenin altındaki cevahir."

    [mayıs 1949]
  • sabunu dusurmemek'in girebilecegi liste
  • hapishaneye aşağı yukarı üç saatliğine girmiş biri olarak(ki (bkz: tango)(bkz: paşa kapı cezaevi)); çocuğunuz, bebeğiniz varsa kesinlikle yanınıza almayın. oyun alanlarına, parklara kanmayın. devlete verin, sokağa atın ama yanınıza almayın.
  • sakın michael scofield triplerine falan girme, sikerler.
  • konuyla ilgili meşhur bir söz vardır;
    "insan beyni değirmen taşı gibidir, ne koyarsan onu öğütür, boş bırakırsan kendini öğütür."
hesabın var mı? giriş yap