• asistanligini yaptigim ve kendisiyle ingilizce dersi yaptigimiz hoca gecen hafta bana "buradaki hocalarla sorun yasadin mi hic?" diye sordu. "nasil bir sorun?" diye sordum ben de haliyle. "mm, sana kotu davranan, hayatini zorlastiran oldu mu?" diye acti sorusunu. o zaman fark ettim tam olarak ne sormak istedigini. zorbaliktan, ozelinde de akademik zorbaliktan soz ediyordu. hayir, yasamamistim. yasayan arkadaslarim vardi ama. soz gelimi, bir yabanci arkadasin hocasi, onun bu ulkede kalmasini istemedigini ve ancak kendi ulkesine dondugunde ona referans mektubu verecegini soylemisti. lab arkadaslarinin onunde bagirip cagirdigini da biliyorum. bunlardan soz ettim hocaya. hoca biraz cekinerek kizinin hocasinin ona kotu davrandigini ve azarladigini anlatti ki kizi da bizim universitede okuyor. ne yapacagini bilemedigini soyledi. acikcasi ben de bilmiyordum. kafasini kurcaliyordu bu sorun. o gun daha fazla konusmadik bu konu uzerine.

    cumartesi gunu yaptigimiz derste ingilizce konusuyoruz. hoca da oldukca konuskan oldugundan bir konu belirlemeden dogaclama gidebiliyoruz. kendimden bir seyler anlatiyorum. annemleri, kardesimi, yasadigim seyleri anlatiyorum hocaya. o da bana kendisinden ve ailesinden parcalar anlatiyor. gecen hafta da kizina iliskin daha once anlattiklarina devam etti hoca. labinda calistigi hocanin kizi herkesin onunde azarladigini, lab arkadaslarinin kizin hatalarini onun yuzune vurup onu utandirdigini, ama kizinin da hep dikkatsiz oldugu icin cok fazla hata yaptigini soyledi. ne yapacagini bilmedigini, kizinin neden boyle oldugunu anlayamadigindan yakindi. daha once anlattiklarini animsadim hocanin. kizi universiteyi ucuncu girisinde kazanmis. ailesi onun tip okumasini cok istiyormus; ama kiz tibbi kazanamamis. "calismiyor pek. caba harcamiyor." demisti hoca bir keresinde, ben kardesimin annemlerin beklentisinden cok farkli bir yol izlediginden ve okulu da uzatmis oldugundan soz ettimde. "beklentimiz cok yuksekti; ama olmadi iste." demisti.

    gecen hafta da "bu kiz niye boyle oldu? tamam hocasi kiziyor da o da cok dikkatsiz." dediginde hocaya "stres altindayken hata yapmak cok olagan bir durum. hata yapmasinda bir sakinca yok ki hocam. ben buraya geldigimde neler yaptim bir bilseniz? hala her gun hata yapiyorum zaten. onun da yasi daha kucuk. o da ogrenir ve zamanla daha iyi olur." dedim. "nasil yani? sen ilk geldiginde sorun mu yasadin?" diye sordu inanamayarak. epey bir gulumseyerek "degil evden cikip hayata karismak, yataktan cikmak bile istemiyordum ki. her sey benim icin fazlasiyla zordu ve her gunum hata yaparak gecti. birakip donmeyi bile dusundum; ama devam etmeyi sectim. birakmak kolay. her zaman birakabilirim; ama denemek istedim." dedim. daha baska bir seyler de dedim. "keske kizim da senin oykunu duysaydi." dedi hoca. bunu duyduguma sasirsam mi sevinsem mi bilemez halde "haftaya kizinizi da getirin isterseniz. onunla da tanismiz oluruz." dedim ben de. kiziyla gelmesini beklemiyordum.

    kiziyla geldi bugun. sabah buyuk bir saskinlik yasadim. "ona da anlatir misin gecen hafta bana anlattiklarini?" dedi bana. anlattiklarimin bir onemi oldugunu dusunmemistim bile.

    cok ama cok tatli bir kizdi. hic cekinmeden insanin gozlerinin icine bakip gulumseyerek, sakince anlatti neler yasadigini, yasadiklarinin ona dusundurduklerini ve hissettirdiklerini. hocasinin onu azarlamasindan korktugunu, laba girip diger insanlarin arasina girmeye cekindigini, insanlarin birbirlerine karsi neden bu kadar acimasiz davrandigini anlayamadigini anlatti. turkiye'de durumun tam olarak nasil oldugunu bilmesem de zorbaligin burada yaygin oldugunu ve insanlarin stres altindayken, stresi gerekce gostererek birbirlerine kotu davrandiklarini, bazen birini topluca disladiklarini, hatalarini yuzune vurduklarini, asagiladiklarini biliyorum. bu ulkenin en ciddi sorunlarindan biri ne yazik ki. bu kiz da buna maruz kalmis ve bu yuzden de hocasini ve bulundugu labi degistirmek zorunda kalmis. yeni hocasi ve lab arkadaslariyla arasinin nasil olacagi, yeni labdaki makinelerin nasil calisacagi, yeni arastirma konusunu anlayip anlayamayacagi konusunda fazlasiyla kaygiliydi. "gitmek istemiyorum. korkuyorum." dedi. "ya yine hata yaparsam..." dedi. kendime her ne diyorsam ona da aynisini soyledim: "hata yaparsan, yine denersin. bugun basaramazsan yarin denersin. yarin basaramazsan oteki gun denersin. denemeden yapilmiyor. hata yapmadan dogrusunu yapamiyorsun. hata yap. dunyanin sonu degil." "nedir senin devam etmeni saglayan peki? nasil vazgecmiyorsun?" diye sordu hoca. bunu arada dusunuyorum. "hayallerim var hocam. yasamdan beklentilerim var. sonlu bir canli olarak yasamimi en iyi bicimde degerlendirmek istiyorum." dedim. "zihinsel olarak nasil bu kadar guclusun?" diye sordu bu sefer de. guclu muyum? bilmiyorum ki. "dogamiz itibariyle mukemmel olmadigimizi kabullendim. neyiz ki? en nihayetinde insaniz ve kusurluyuz. her gun bir suru hata yapiyorken disari 'hep gucluyum; hic hata yapmiyorum' diye yansitmayi dogru bulmuyorum. yeri geldiginde hatalarimi, kusurlarimi ve zayifliklarimi da paylasiyorum insanlarla. onlar da benim. ilk geldigim yil hicbir seyi duzgun yapamaz, dili konusamaz, dersleri anlamaz haldeyken kendimi tam bir gerizekali hissediyordum. o kadar cok hata yaptim ki onlar da benim bir parcam oldular. hepsinden ogrendim. yapmak istedigim seyler varken hata yapmaktan korkarak yasarsam yapamam ki." dedim. kiza donup "ilk geldigim yil kendime 'bu yil kendime izin veriyorum. senin kafa iznin. kendine zaman ver. iyi ol ve yeniden basla.' dedim. kendime izin verdim. sen de kendine izin ver, eger gereksinimin varsa." dedim. aglamaya basladi. o aglayinca ellerinden tutup ben de agladim. bazilarimiz icin, belki de cogumuz icin insanlarin icinde olmanin aslinda cok zor oldugunu, cogumuzun kendi icinde yapayalniz kalip nasil basa cikabilecegimizi bilmedigimizi fark ettim yine. insanlarin uyum sorunu, dislanmislik ya da basarisizlik hissi yasamalari icin yasamlarinda cok buyuk bir sorunla karsilasmak zorunda olmadiklarini, cehennemin baskalari oldugunu bir kez daha animsadim. hata yapmaktan korkarak yasayinca cemberin icinden dunyayi izlemekten baska bir yere varilamadigini anladim. dunyanin her yerinde anne babalarin kendi isteklerini cocuklarina yansitabildiklerini, cocuklar istedikleri bir alanda basarili olabilecekken istemedikleri bir baska alanda yeterince basarili olamayip, bazen de basarisiz olup guvensizlik hissettiklerini gordum. insanlarin dunyanin her yerinde ayni olduklarini gordum. bazilari digerleri icin cehennem olurken, bazi insanlarin ise birbirleri icin cennet olabilecegine yurekten inandim.

    bugun cok anlattim ve cok dinledim. deneyislerim, hatalarim, basarisizliklarim, arada bir gelen zaferlerim, saskinliklarim, kavrayislarim, duraksamalarim ve ilerleyislerim... kisacasi insanlik hallerimden baska bir sey degildi aslinda anlattiklarim. insanin duymaya gereksinimi oluyor bazen. paylasmak istedim.
  • "yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

    oğuz atay - tutunamayanlar
  • biraz da şanslı olmak lazım tabii. misal bir insana güvenmek, yani kendin dışında birine de güvenerek harekete geçmek ciddi risklerden biridir her zaman. ben bu konuda ezelden beri ürkektim. şöyle bi döngüm oldu:

    hata yapmaktan korkarak kimseye fazla güvenmemek... hata yapmaktan korkarak kimseye fazla güvenmemek... "hata yapmaktan bu kadar korkma" diyenlere uzak ufuklara bakıp "bilmiyorum ki..." demek... risk alıp güvenenlerin mutluluğunu görüp bi şeyleri mi kaçırıyorum diye hayıflanmak... hata yapmaktan korkarak kimseye fazla güvenmemek... risk alıp güvenenlerin mutluluğunu görüp kendi pimpirikliliğine uyuz olmak ... "hata yapmaktan bu kadar korkma" diyenlere "valla mı" demek... hata yapmaktan korkarak kimseye fazla güvenmem... öehh sikerler değişicem risk alıcam deyip güvenilirliğini ispatlamış birine nihayet güvenerek hareket etmek. sonra o kişinin hiç karşılaşmadığın nevde becerikli bir sosyal dolandırıcı çıkması... hata yapmaktan korkarak artık kimseye biraz bile güvenmemek... herkes öyle değil risk almaktan korkma diyenlere uzak ufuklara bakarak siee demek...
  • şebnem ferah'ın öğretisine sadık kalmak gerekirse yapılmış en büyük yanlışlardan biridir.
    (bkz: korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin)
  • hata yapmamayı hayatının ideali haline getirip, stres ve ardılı anksiyeteyi kendine yol arkadaşı edinmek. yolun sonuna gelmen, bir damarının tıkanmasına bakar. yapma!

    mezar taşına ne yazacaklar sanıyorsun ki; "sıfır hata ile bu hayatı tamamladı, tebrikler!" filan mı?
  • bir de bendeniz ekleyeyim: bir şeyin hata olduğunu bile ancak onu yaptıktan sonra anlarsınız. bir kimsenin yapıp çok güzel sonuçlar aldığı bir girişim, siz yapınca içinde bulunduğunuz şartlar, zaman ve kişiler dolayısıyla hataya dönüşebilir. bilerek yapmadığı sürece hiçbir eylemi hata olarak görmemelidir insan. hata dediğiniz şey nedir? denersiniz ve olmaz.
  • sakınan göze çöp batar. hataları yüceltmiyorum elbette de, hata yapa yapa buluruz yolumuzu.

    gerçi bazı hataları iyice anlamak, sindirmek için birden fazla yapmak gerekiyor; güvenmek gibi, sevmek gibi, önyargısız olmak gibi...
    o kadar kusur kadı kızında da olur deyip, hata yapan insandan değil, hatasından pişman olmayandan çekinmek gerek. hem bazı hatalar en güzel doğrulardan daha çok mutlu etmez mi insanı?

    bir tane yaşamımız var, korkmamak lazım yaşamaktan. yaşam biraz da, hatalarımızın toplamıdır. tüm açılardan değerlendirdiğimizde aslında aşk bile, evet aşk bile, hata olarak çıkmaz mı karşımıza? peki kim vazgeçti, sırf en eski hata diye aşktan?

    tabi neye göre ve kime göre hata kısmını da gözden kaçırmadan...
  • nihayetinde hata yapmaktır. korktuğunun başına gelmesi durumudur. yaşam boyu korkulacak bir şeyler bulmakta üstüne olmayan insanoğlu yine yapmıştır yapacağını, bir yandan da yaşamıştır. ya hata yapmaktan korkarak yaşa(ya)mamak olsaydı?
  • yaşamamak, sadece hayatta olmaktır.
  • hayat boyu kafada soru işaretleriyle yaşamaktır.
hesabın var mı? giriş yap