hayata dair iç burkan detaylar

• elimle hayır dediğim halde yine de arabamın camını silen çocuğa camımı bile açmadım. ışık yeşile dönene kadar bekledi, yeşil yanınca "canın sağolsun abi" dedi ve arabamdan uzaklaştı. ben mi çok fakirim yoksa o mu çok zengin hala çözemedim...
• dün akşam hayat dolu, birbirini çok seven bir çift tanıdım. birkaç ay sonra 15. yıllarını kutlayacaklarını anlattılar, hatta kutlama için fikir bile ürettik beraber. daha genç çiftlere dönüp şakalaşmaya başladılar. kadın gözlerinde anlık bir hüzünle:
  
  - hayatta hiçbir şeyi ertelememek lazım; sonra insan geç kalıyor, dedi.
  
  sonradan öğrendik ki; kadın çok uzun süre evlenmek istememiş. sonra da meme kanseri atlatmış. çocuk çok istemişler; ancak, doktor kanserin ardından bir süre yapmamalarını önermiş. bu uzun sürenin ardından da yaş sebebiyle olmamış.
  
  çocuklardan bahsederken gözlerinin içi gülen, birbirlerine onca yılın ardından hala sevgi dolu bakabilen çift benim canımı çok yaktı.
• (bkz: ihsan hala)
• 70 yaşlarında bir adamı, boynuna astığı eski bir tansiyon aletiyle 'tansiyon' diye bağırırarak sokakta dolaşırken, ki aslında bağıramazken gördüm. böyle bir iş varmış ben bilmezdim, nasıl bileyim yani sonuçta 70 yaşında bir adam. sonuçta artık hep modern tıp, her yerde eczaneler hep. ama 70 yaşında bir adam geçiyor yine de önümüzden olur a iş çıkar diye. düşse tansiyonum şuracıkta hemen keşke, düşmüyor zaten adam da geçip gidiyor.
  
  şu dünyayı beraber anlamak, birbirimizi anlamaktan daha kolay.
• eğitimin olmadığı yerde 'hayalin nedir?' sorusuna : "hayalim yok" diye cevap veren bir çocuk ve öteki yandan aynı soruya saçma bir dizide basit bir rolüyle ünlenen çocugun "basketbolcu, manken , oyuncu vs. olmak istiyorum" demesi.
  ne kadan da ironik
• çoğu iç burkan detayın parasal sorunlarla ilgili olması.
• mesela biyolojik saatin gereği zaten 5-6 gibi yatıyosundur bi de öğleden önceye sınav koyduklarında artık gözlerin açık kalamaz olduğundan neyse bari bi saat uyuyayım demişsindir ve tabiki sınava giremeyip koştur koştur rapor almaya giderken yanından geçen arabadan duyulan 1.3 saniyelik müzik "shame on me noooww" olunca ister istemez bi için burkulur
• karadeniz'de küçük, şirin bir köy okulu. ilk okul ve orta okul aynı binada eğitim görüyor. bina dediysem gözünüzde büyük bir yapı canlanmasın, iki katlı, içinde 6-7 sınıf, bir de derme çatma öğretmenler odası bulunduran mütevazı bir eğitim yuvası.
  
  içinde bulunan orta okul haliyle imam hatip orta okulu, 5. sınıfa kadar aynı sınıfta eğitim gören çocukların o yaştan itibaren aynı sınıfta olmalarının tehlike doğuracağı ihtimaline karşı tedbir alınmış. 6-a sınıfında 15 kız var, 14'ünün başı kapalı. bu 14 kızın büyük çoğunluğu din kültürü öğretmeni, kalan küçük bir kısmı ise sınıf öğretmeni olmak istiyor.
  
  başı açık olan kızın ismi fidan. beyin cerrahı olmak istiyor. ona bir konu söyleyin, 5 dakika içinde gözlerinizi dolduracak kadar güzel şiir yazıyor. ingilizcesi de çok iyi, gerçi gerçek bir ingilizce öğretmenleri yok, beden eğitimi öğretmenleri kendine faydası olmayan ingilizcesiyle 40 dakikayı doldurmaya çalışıyor. ama fidan ingilizceyi çok sevdiği için kendisi evde de çalışıyor. 1-2 saattir tanıdığı, muhtemelen hayatında bir daha görmeyeceği abileri ve ablalarına sevgi ve umut dolu gözlerle bakıp "yine gelin, bizi unutmayın" diyor.
  
  şimdi herkes "ne güzel, inşallah kendini kurtarıp çok iyi yerlere gelir, doktor olur" diyordur içinden. gerçekte olacakları öğrenmek canınızı acıtacaksa yazının buradan sonrasını okumayın. fidan sınıfındaki arkadaşlarının ve onların velilerinin yaptıkları mahalle baskısı yüzünden yakın zamanda başını kapatacak. en iyi ihtimalle lisedeyken "yeter bu kadar okuduğun" denilerek okuldan alınıp ev işlerinde annesine yardım etmeye, yaşı da geldiği için artık münasip bir koca beklemeye başlayacak. genç yaşta çocuk sahibi olup hayatının geri kalanını çocuklarına adayacak. eğer bir kızı olursa onunla her yalnız kaldığında "ben okuyamadım sen oku, okumazsan sana hakkımı helal etmem" diyecek. kızının okuması için kocasıyla kavga edecek, belki dayak yiyen yüzlerce köy kadınından biri olacak.
  
  biz mi, bizse şehir hayatının gündelik sıkıntılarından şikayet edip duracak, her eve geldiğimizde bizi birkaç dakika geciktiren trafiğe söveceğiz. hadi trafik neyse de hafta sonu takımımız maçını kaybettiyse sıkıntı büyük, hem futbolla ilgilenmeyene erkek mi denirmiş canım.
  
  bir fidan daha büyüyemeden yok olup gidecek. bizse instagram'a koyduğu son fotoğraf az like aldı diye morali bozuk olan şımarık özel üniversite kızlarıyla aynı havayı solumaya devam edeceğiz. unutmadan, kızlar ve erkeklerin 5. sınıfa kadar aynı sınıfta okumaları da göz ardı edilemeyecek kadar ciddi tehlikeler barındırıyor, okul müdürü bu konuyla ilgili çalışmalarının olduğunu söyledi, içiniz rahat olsun.
• burak yılmaz'ın çok para kazanıyor olması.
• iç burkan detay odur ki sağ elin verdiğini değil sol el herkes goruyor gösteriliyor ve de dramatize ediliyor olmasidir.. mendilci çocuğun gözleri gulerken birinden de iki damla süzülüyorduymus. neyse allah kabul etsin.