hayata dair iç burkan fotoğraflar
-
http://www.geodergi.com.tr/…s_fot101-2,22@2400.html
"kıpkırmızı, tatlı mı tatlı hayat; hayatın üzerinde de zincirlerin gölgesi var. ama zincirlerin kilidi yok! sanatçının deyimiyle bu bizim kendi ürettiğimiz bir esaret" diye girip başka başlığa entry yazmaya başlıyordum ki hüzünlendim; içim burkuldu. ilk defa tek bir kareye* bu kadar anlamın* sığdırıldığına şahit oluyorum. hem yalın hem karmaşık hem estetik... önünde eğiliyorum. -
-
iç burkmasının yanında "vay be" de dedirten fotoğraflardır. ciddi şekilde bir örneği için:
buraya tıklayın -
pulitzer ödüllü bir tanesi
http://achievementgap.files.wordpress.com/…ning.jpg
hakkında bilgi için; http://en.wikipedia.org/wiki/thích_quảng_đức -
üniversite 2. sınıftayım. roman dersi için araştırma yapmak üzere kütüphaneye girdim. yalnızım. kendi bölümüme ait koridorlar arasında kaybolmuşum. hemingway, kerouac, dickinson, melville, hepsi bir olmuş kendine has kokularıyla kitaplar arasından asık suratlarıyla bakıyorlar gözlerimin ta içine. sıkılıyorum. aradığım konuyu zaten bulamamışım. karşı koridora yönleniyorum. o kısım benim, orayı ayrı bir seviyorum. ansiklopedik boyutta kitaplar içinde, ünlü fotoğrafçıların en güzel fotoğrafları var. bugün bakmaya başlasam, 3 ay sürer hepsini bitirmek. fotoğraf makinem yok. ama delice bir tutkum var bu meret sanata.
toplam ağırlığımın neredeyse yarısı kadar eden bir kitabı güç bela çıkarıyorum raftan. sürükleyerek boş masaya bırakıyorum. sayfalar. kuşe kağıt. neredeyse benden önce bakan başka biri olmamışcasına gıcır gıcır. fotoğraflar! her birinin içinde kayboluyorum. insan kütüphanede delice mutlu olur mu? - olmalı.
sayfaları çeviriyorum ve birinde takılıp kalıyorum.. saatlerce, hatta belki yıllarca o fotoğraftayım.
afrikalı bir kadın. kucağında bebeği..
fotoğraf bu.
altındaki not ise, oturulup üzerine kitaplar yazılacak, filmler çekilecek cinsten. resmen kalp kırıcı! resmen içinde bulunulan hayata her türlü küfrü aynı anda basabilme sebebi. adını sanını bilmediğim (hatırlamadığım) o fotoğrafçıyı günün birinde bulur isem şayet, yakasına yapışıp soracaklarım var.
"i saw a woman feeding her baby,
her breasts were old and empty"
dediği için.
şiir gibi fotoğraf diye, ben ona demiştim ömrümde ilk defa işte.
sonrası dickinson, millay, poe filan yalan olmuştu bende...
not: dizelerin manası şöyledir (her ne kadar çevrilince ahenk mahenk kalmasa da)
"bebeğini emziren bir kadın gördüm,
göğüsleri yaşlı ve bomboştu" -
bazen ölen bir yakınınızın ya da sevdiğiniz herhangi bir şahsiyetin, hala size hayat dolu baktığı, gözbebeklerinden yaşam taştığı, aslında hiç de ölümü hatırlatmayan fotoğraflarıdır. fotoğraftaki kişiye dokunarak özlem gidermek yetmez, içiniz o suretin hatırlattırdıklarıyla örselenir, güzel anılar gibi hüzünlü, hüzünlü şarkılar gibi hatıralarla.. öyle kayıtsız gülüyordur ki hayata, öldüğünden haberi yoktur fotoğraflarının.. *
http://sansal.20m.com/bodrumkale.jpg -
-
http://www.boston.com/…0_in_photos_part_3_of_3.html 9,11,14,20,21,34,38 no'lu fotograflar.
-
-
sevdiklerini henüz kaybetmemişken, kaybetmek aklının ucundan bile geçmezken çekilmiş; bütün çocukluk masumluğuyla kocaman gülümsediğin o eski fotoğraflar.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap