• mevcut siyasi partilerin bu konuda yıllardır somut adım atmayıp vaatler ve kırk yılda bir sunulan önergeler bazında kalmaları neticesinde kurulma ihtiyacı hissedildiğini düşündüğüm parti. zamanla bir cok siyasi partinin "konuyu ihmal etmisiz" demesine neden olabilir. umarız sadece gündeme getirme çıtasında kalmaz.
  • ileri demokrasi ortamında kurulma cesareti göstediği için tebirk ederek ,doğuştan üyesi ve hastası olacağım oluşum.
  • (bkz: kedi partisi)
  • hayvan refahcısı bi oluşum.

    hitlere gidip "abi gaz odalarını çok dar yapmışınız. hem ne öle üst üste yığıyorsunuz insanları. şu odaları bi geniş tutun" demek gibi bir şey hayvan refahcılığı.
  • bugün bi kanalda üç üyesini gördüm, bir tanesi de arkadaşımdır, üstüne nişanlık bir kıyafet giymiş çıkmış, önemli şeyler. neyse bir diğeri dedi ki "türkiye'de islam olduğu için hayvanlara karşı genel bir ilgi, sevgi var, zirâ yaradılanı sevin yaradandan ötürü gibi bir anlayış var". tam o sırada boğazıma bir şey takıldı, aksıra tıksıra, bağıra çağıra "hasssiktir ordan!" diye bağırdım. hayvanla partisiyle falan alakası yok tabii, öksürük yapınca öyle oldu.
  • isimden kaybetseler de, bir an önce tek başına iktidar olmalarını can-ı-gönülden istediğimiz parti. (bkz: hepimiz hayvanız)
  • partinin internet sitesindeki "kimler üye olabilir?" kısmında şartlardan biri olarak "(...) bir insanın ölümüyle bir kedinin, bir eşeğin, bir fesleğen bitkisinin ölümü arasında aslında perspektif haricinde pek de fark olmadığını görebiliyorsanız" denilmiş.

    kurucu üyesi ise "insanların kendi hayvanlarını kesme hakkı vardır" diyor.

    "darbe yapan köpektir" diyen mümtaz'er türköne'nin ağzına biber sürmeye gerek yok bu durumda.
  • kurban kesimine dini ritüel olduğu için saygı duyulması gerektiğini düşünen oluşumdur.

    verdikleri röportajda şöyle diyor kurucu üyesi, ''önce insanlar sonra hayvanlar gibi bir hiyerarşiye inanmıyoruz. dünyayı bu kadar insan merkezli görmek 'önce benim çocuğum, sonra hayvanlar' gibi bir şey olduğuna inandırıyor insanları. buna inanmıyoruz biz. '' o saygı duydukları din ise şöyle diyor, ''şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik." hizmetinize verdik diyor bak, burada hiyerarşi yok diyebilir misin? diyemezsin ama saygı duyarsın. saygı duyarsın ama sonra kalkıp hiyerarşiye inanmıyoruz dersin. yine aynı kişi birkaç sene önce köpeklerin belgrad ormanı'na terk edilmesi ile ilgili sorulan soruya şu yanıtı veriyor, ''farklı bir canlı türü gelip de bunu insanlara yapsa olay olur. insanlığa sığmayacak bir şey.'' kurban konusunda ise “insanların kendi hayvanlarını kesme hakkı vardır'' diyor. merak ediyorum; ilkinde insanlar ile kıyaslıyorlar ve kabul edilemez buluyorlar da ikincisinde neden aynı mantıkla hareket etmiyorlar? insanları aç susuz terk etmek insanlığa sığmaz, insanların başına aynı şey gelse olay çıkar, evet. ama ilk örnekte yaptığın gibi insanın sahip olduğunu (çocuğu gibi) kesmesi durumunda da olay çıkar? birincisinde onun yerine koymak mantıklı iken ikincisinde neden yapmayalım?

    ben tepki çekmemek adına böyle bir cevap verdiklerini düşünüyorum. aksi ise, durum daha kötü demektir. ama madem böyle bir işe giriştiniz, gelecek tepkileri de göze almanız lazım. bu dinde hayvan hakları diye bir şey yok. dolayısıyla hayvan haklarından bahsediyorken buna saygı duyuyor olmak hayvanseverlerin sizi ciddiye almasını engelleyecektir.
  • hayvan partisi, ittihatçiler tarafından 1910 yılında "çağdaşlaşmak" amacıyla istanbul sokaklardından topladıkları 80.000 köpeğin sivriada'da katledilmesi anısına 3 haziran 2012'de bir sivriada'ya çıkartma yapmıştır, bu çıkartmanın videosunu; http://vimeo.com/43390011 adresinden izleyebilirsiniz...

    *bu arada sivriada katliamından istanbul'da çıkan büyük yangın, köpeklerin ahının tuttuğuna yorulmuştur halk arasında, bundan dolayı da halk sivriada'ya hayırsızada demeye başlamıştır..
hesabın var mı? giriş yap