• metalden gitgide soğuduğumu fark ettiğim şu günlerde geleceği hakkında derin kuşkularım var. dünyanın en klişe yaklaşımı, hayattaki her şeyde geçerli olan "eskisi gibi değil" temelli biraz, evet ama haklılık payı var bu sefer. yıl 2010, metal dünyasının en çok para kazanan, turneleri full dolan, albümleri satan en büyük grupları metallica ve iron maiden. bu ikisine yaklaşan "yeni" grup da yok. hani yeni derken 2000'lerde değil 90'lardan gelen grup bile yok. bir düşün, 2011'den sonra ortalıkta sadece 90 sonrası kurulan gruplar kalıyor diyelim. metal dünyası ne halde olur acaba. problemin kapsadığı sınırlar oldukça geniş olduğundan "ahanda şu yüzden" diyemem tabi ama günümüzün metal dünyasının beni en çok rahatsız eden yönü sadece bugüne odaklanması. "modern metal" mevzusunda değil de, gruplar artık zamansız bir müzik yapmaya çalışmıyorlar sanki. 2010'da çıkan en iyi metal albümünün 2020'de dinlenebilme olasılığı yok gibi bir şey. yeni death metal gruplarını dinliyorum mesela, inanılmaz teknik sololar, rifler, vokaller falan. ama ortaya çıkan eser atıyorum bir moonshield'in yarısı kadar bile evrensellik taşımıyor, bugün dinliyorsun evet ama yarın dinlemeyeceksin. bunu kırmak için daha avangart, daha progresif yollara düşüyor gruplar, ama bana bu çözüm gibi gelmiyor. "türleri karıştır, şarkıları uzat" formulü her zaman işe yaramıyor. işin ironik yanı bence "modern" metal dünyasında yeni bir şey yapabilmiş evrensellik adına en büyük grup olan opeth'in müziğinin en temel tanımı bu "türleri karıştır, şarkıları uzat" muhabbeti. bu sebeple belki de çoğu grup biraz opethleşmeye başladı, ancak tamamen kağıt üzerinde derinlemesine düşünüp taşınmadan üzerlerine bu kimliği oturtmaya çaıştıklarından belki de opeth'in seviyesine ulaşabilen grup bulmak zor. grupların en büyük ikilemi de bu zaten, müziği bir sonraki adıma taşımak için progresifleşmeye çalışıyorlar ancak bir çoğunda sakil duruyor. atıyorum evet black metal şarkısında pop nakaratı kullanırsan enteresan olur, ancak bu durum ortaya çıkacak müziğin kaliteli olacağı garantisini vermez. folk/doom/thrash metal grubu kurarsan evet ilgi çekersin, evet tanım itibariyle "progresif" olursun ama bu müziğin "işleyeceğini" göstermez. djent biraz buna örnek, tam olmasa da zira djent ile alakalı %100 olumsuz bir düşüncem yok.

    elbette bütün bu "metal nereye gidiyör" mevzusunu post-metal ile de cevaplayabiliriz, ki onun da evrenselliği tartışılır. benim için şu günlerde evrensellik kavramına en yakın gruplar genelde black metal tandanslı gruplar oluyor ki o çok daha uzun bir mevzu. mesela artık bir drudkh kadar beni heyecanlandırmıyor başka bir grup. başka bir şey var çünkü orada. bütün tekniğini kussan da bulamayacağın bir şeyler var, "eski" babaları dinlerken yakaladığım duyguya bu sefer bambaşka bir noktadan yaklaşan bir müzik var. 20 yıl sonra da açıp dinlediğimde kaldığım yerden devam edebileceğim bir şey bu, seneye çıkardığı şahane albümü unutacağım binbeşyüzüncü progresif melodik deathcore grubu gibi değil.
  • nedir, nasıl yapılır sorusuna güzel bir cevap için;

    (bkz: blood of the nations)
  • koşarken iki katı güzel olan, ayrıca thrash metalin babası.
  • asla ölmez...
  • ölmez...
  • adını her duyduğumda kendimi tutamayıp, içimden sonuna "...or noo meeeetaaal aat aaaallll"* getirdiğim müzik türü.
  • bozkurt işareti ve devil horn işaretinin karıştırılmaması için çözümü devlet bahçeli bulmuştur. burnu dik olursa bozkurt işaretidir. hürriyet

    (bkz: devlet bahçeli)
    (bkz: ronnie james dio)
  • lemmy kilmister in viski ve sigaradan yırtılmış sesini özledim gençler.
hesabın var mı? giriş yap