hep kahır gurbet şiirleri
-
ustaları buluşturmuş, bir köşede unutulmak suretiyle kurutulmuş ama zerafetinden hiçbir şey kaybetmemiş bir buket çiçek gibi şiir albümü... dinlenmesi neticesinde gurbet sılaya, sıla gurbete karışabilmektedir. albümdeki sırasına göre şiirler ve yorumlayanları şu şekilde:
01 - hep kahır (cem karaca)
yorumlayan : cem karaca
02 - gurbet (necip fazıl kısakürek)
yorumlayan : ayşe egesoy
03 - daüssıla (fethullah gülen)
yorumlayan : ibrahim sadri
04 - memleketim/vapur (nazım hikmet)
yorumlayan : müşfik kenter
05 - gülnare (nurallah genç)
yorumlayan : ibrahim sadri
06 - gurbet şiiri(a. vahap akbaş)
yorumlayan : ayla algan
07 - yol düşüncesi (yahya kemal beyatlı)
yorumlayan : haluk kurdoğlu
08 - gurbet (servet yüksel)
yorumlayan : uğur arslan
09 - garibin garip türküsü (abdurrahim karakoç)
yorumlayan : nihat nikerel
10 - kardelen (hayrullah paşalıoğlu)
yorumlayan : nedret güvenç
11 - binbirinci gece (bekir sıtkı erdoğan)
yorumlayan : ahmet selçuk ilkan
12 - sürgün (sezai karakoç)
yorumlayan : savaş ay
13 - aney (mehmet atilla maraş)
yorumlayan : bedirhan gökçe
14 - balacan (saadettin kaplan)
yorumlayan : cem karaca -
bu albumun belki az bilinenlerinden biridir servet yuksel'in gurbet siiri lakin bam telinizden vuracak turdedir..ugur aslan da guzel okumustur...
gurbet
ben bir yana dustum, silam bir yana
ayriliklar, ayriliklar hep bana
bir gonlum var, acilara asina...
yol oldum gurbetlere eklendim,
garipligi yalnizligi yuklendim...
herseyden cok ezanlari ozledim,
turkuleri, ozanlari ozledim,
can dosum bir mektubunu gozledim...
ey kardesim, anam, babam, sevgilim
hayaliniz, hatiraniz tesellim...
ufuklarda gunes dogup batanda
yuregimi gece sanci tutanda
malum olur ahvaliniz vatanda...
gun gecirdim binbir melal icinde
hor goruldum hor, bu muhal icinde..
anlatmasi cok zor bu yaban hoyrattir
kader yolu uzun ince sirattir
gozlerimde yaslar dicle firattir..
cektigimi cekmemistir kimseler
bu yokusu cikmamistir kimseler...
yesil yesil gulumseyen ovalar,
bulutlarda katar katar turnalar,
bacalari dumanli sen yuvalar..
cocuklugum topraginda tasinda,
cicek cicek baharinda kisinda...
ruyalarim renk renk, an an istanbul,
siir siir, destan destan istanbul,
nerden baksan butun cihan istanbul..
arada ne bir perde, ne duvar
yakinligim uzakligim ne kadar?
gokkubbenin al kartali bayragim,
sevdalarin en kutsali bayragim,
turk oglunun istiklali bayragim,
ruzgarlara birakiver kendini...
her zerremle seyredeyim ben seni...
selam olsun gonullere, dillere
selam olsun bulbullere gullere
selam olsun bizden bizim illere
bir ates ki yanar doner icimde
bir hasret ki kanar kanar icimde...
servet yuksel -
mükemmel şiirlerin mükemmel yorumlandığı albümdür.beni en çok etkileyen cem karaca şiirlerinden sonra tabii ki sezai karakoç'un sürgün adlı şiiri olmuştu.tabi bunda savaş ay'ın da hakkını vermek lazım.
sürgün
senin kalbinden sürgün oldum ilkin
bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim affa layık olmasam da
uzatma dünya sürgünümü benim
güneşi bahardan koparıp
aşkın bu en onulmazından koparıp
bir toz bulutu gibi
savuran yüreğime
ah uzatma dünya sürgünümü benim
nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
ayaklarımdan belli
lambalar eğri
aynalar akrep meleği
zaman çarpılmış atın son hayali
ev miras değil mirasın hayaleti
ey gönlümün doğurduğu
büyüttüğü emzirdiği
kuş tüyünden
ve kuş sütünden
geceler ve gündüzlerde
insanlığa anıt gibi yükselttiği
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
bütün şiirlerde söylediğim sensin
şuna dedimse sen leyla dedimse sensin
seni saklamak için görüntülerinden faydalandım salome'nin belkıs'ın
boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
ey gönüllerin en yumuşağı en derini
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
yıllar geçti sapan olumsuz iz bıraktı toprakta
yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
çatı katlarında bodrum katlarında
gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
hep kanlıca'da emirgan'da
kandilli'nin kurşuni şafaklarında
seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim affa layık olmasam da
ey çağdaş kudüs (meryem)
ey sırrını gönlünde taşıyan mısır (züleyha)
ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
dağların yıkılışını gördüm bir venüs bardağında
köle gibi satıldım pazarlar pazarında
güneşin sarardığını gördüm konstantin duvarında
senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
verilmemiş hesapların korkusuyla
sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim affa layık olmasam da
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim
ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
yoktan da vardan da ötede bir var vardır
hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
sevgili
en sevgili
ey sevgili
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap