• ben böyle yüzsüzlük görmedim denilen adaletsizlik.

    ulan atom bombası yapılıyor utanmadan şehrin ortasına atılıyor, 140bin kişi yanarak kül oluyor, çoluk çocuk ne varsa ölüyor.

    yetmiyor nagazaki'ye fırlatılıyor bir tane. ulan işin içinden askeri yer sanıyodum diye çıkmaya çalışsan o zaman naziler de der ki biz yahudileri asker sanıyoduk. savaştaydık, savaşıyorduk desen anasını satayım nazilerde savaştaydık demesini bilir, aynı savaş bir de.

    valla büyük ibnelik okullarda hayat bilgisi dersinden itibaren okutulmalı japon soykırımı diye.
    yüzsüz ibneler onun meclisine bunun meclisine burnunu sokup şuna tazminat ver buna tazminat ver diye diğer ülkelere akıl veriyor utanmadan.

    ah ulan united states ne ibnelik varsa ordasın he

    edit: hararetle yazarken eklemeyi unutmuşum, bir de soykırımı geçtim adamlar o soyun geleceğinin topal beş bacaklı kalmasını sağlayacak bir bomba atmış ama hala ermeni soykırım rerörerörö
  • daha ilk virajda uçurumdan yuvarlanan tartışmalardan:

    1: "asıl soykırımcı amerikalılar, bize ermeni soykırımını anlatmasınlar"
    2: "ama teknik olarak bm soykırım tanımına uymuyor"
    3: "vay arkadaş atom bombasını bile savunanlar var, o bm tanımlarını kazananlar yazmadı mı?".
    2: "lan savunmadım? ama sen japonların yaptıklarına bak, haketti adamlar"
    1: "ermeniler diyordum konuyu dağıttınız. bence soykırımdan bahsetmeye yüzü olmayan ülkeler listesi yapalım, kosta rika dışında herkesi koyalım. biz de bahsetmemiş oluruz"

    ***

    neyse, ben başka bir şeyden bahsetmeye gelmiştim:
    hiroşima ve nagasakiye atılan atom bombalarının soykırım sayılmaması gayet iyi bir şey. doğrudur-yanlıştır tartışmasını halletmişsiniz, bense iyidir diyorum. niye?

    soykırımı en aşağılık suç olarak düşünüyoruz ama politize olduğu için bu tanımın psikolojik etkisi az. şu listeye bakın. bazılarında milyonlar ölmüş, bazılarındaysa binler. bazıları tartışmalı, bazıları değil. bunların 10 katı kadar da "asıl sizin yaptığınız x soykırım" tepkileri vardır.herkes üste çıkmak için birbirini soykırımla suçluyor.

    oysa atom bombası kullanımının tarihte tek bir örneği var (iki şehre atıldı ama bunları beraber düşünüyoruz). görüntüleri herkesin hafızasına, hislerine bu şekilde kazılı: "eşi benzeri görülmemiş bir vahşet".

    bu başlıkta bahsedilmemiş olmasına şaşırdım: amerikalılar 42-45 arası defalarca tokyo'yu bombaladılar. bunların en meşhuru 10 mart 1945'teki yangın bombası saldırısıydı, sadece 3 saat içinde 100 bin kişi öldürüldü. 100 bin! bu rakam nagasaki'de ölenlerin 2 katı kadar, hiroşimayla ise orantılı. tokyo'nun çoğu ahşap evlerden yapıldığı için, bu napalm bombaları şehri yerle bir ettiler

    tokyo bombardımanı, dresden bombardımanı ile beraber tarihin en korkunç bombardımanıydı. ama yine de tanıdık bir şeydi. sadece daha fazla uçak, daha fazla bomba, daha çok ölü.

    atom bombasının kötülüğü ise, yıkım istatistiklerinin ötesinde, yabancı olduğumuz bir şeyden ileri geliyor. zaten o yüzden hiroşima'yı herkes anarken, benzer bir yıkım yaşayan tokyo'yu hatırlayanınız olmamış, "tokyo da soykırım sayılsın" diyen olmamış.

    ***

    soykırım etiketi, psikolojik bir eşiğin aşılmasıdır. tedavisi olmasa bile, sırf bir hastalığın isminin konulması insanı rahatlatır. "buna yakalanan başka hastalar da var, yalnız değilim".... "başka soykırımlar da var".

    oysa atom bombasının o yabancı korkunçluğ, herhangi bir teşhisle azaltılmamalı. tüm kategorilerin dışında kalmalı ki, her düşündüğümüzde bir tarafımıza batsın. amerikalılar "başka soykırımlar da vardı" diyerek bu vicdani yükten kurtulamasınlar. bir gün başka eller de o kırmızı düğmenin üstünde dolaşırsa, tarih tarafından eşi benzeri olmayacak biçimde yargılanacaklarının bilincinde olsunlar.

    ***
    [böyle gubidik fikirleri emaille doğrudan almak için fularsız entellik direnişinin email listesine katılın. nijeryada devrik diktatörlük yapan amcam dışında kimseyle paylaşmayacağım bilgilerinizi]
    ***

    edit: üç cevap...

    1) yerinde bir eleştiri. benim yaptığım hakikaten wishful thinking olabilir. halk diye tek bir kitle yok ve ben gerçekten de bilmiyorum halkın % kaçı için mevcut durum daha büyük yük, % kaçı içinse olayın unutulmasını kolaylaştırıyor.

    2) lafı götünden anlamanın güzide bir örneği. bu yazının "amerikan savunusu" olarak görülebileceğini tahmin etmiştim ama "ermeni soykırımını ucuzlaştırmayalım" fikri aklıma gelmemişti. yaratıcılıkta sınır tanımamış. o kadar önyargılı ve yüzeysel okuma yapınca, tabii ki her şey "lafı dolandırmak" olarak görülür

    ( alıntılar da yalan yanlış; soykırım görüşlerim ilgili entrynin ilk cümlesinde kabak gibi yazıyor, "ne şiş yansın ne kebap" getirilecek en son eleştiri olmalı. bu arada liseli olmak suç değil ama liseli üslubu suç. yani küfür edin ama böyle o'larla yozmoyon gözünüzü seveyim).

    3)kollektif hafıza konusu ilginç .ockhamda sinek kaydi isimli arkadaş şu scientific american yazısını yolladı. yazının tamamı iyi ama özellikle şu alakalı:

    "bir araştırmada hem genç, hem de yaşlı amerikalılar, japonya'nın bombalanmasını 2. dünya savaşının kritik bir olayı olarak gördüler [immanuel notu: ruslara sorulduğunda, bunu kritik olaylar arasına genelde sokmuyorlar, onların savaş anısı kuşatmalar merkezli]. fakat özellikle yaşlılar bu bombalamaları savaşı bitirdikleri için pozitif olarak görürken, gençler gereksiz yere öldürülen siviller yüzünden bunu negatif olarak görüyor. obama geçenlerde hiroshima'yı ziyaret ettiğinde, amerikan medyasında, yıllar geçtikçe bu konuda negatife doğru kayan algı hakkında anketler görüntülenmişti"

    bu iyi bir değişim ama tabii 1)'deki arkadaşın eleştirisi hala sabit: belki kollektif hafızadaki bu değişim daha hızlı olacaktı, eğer bombalamalar soykırım olarak öğretilselerdi.
  • yapanların güçlü olmasından kaynaklanan durum. eğer abd ileride duraklama ve gerileme dönemine girip şimdiki gücünü kaybederse, işte o zaman tüm tarih kitapları sayfa sayfa hiroşima soykırımı diye yazacaktır. bu işle böyledir.
  • debe'ye giren girdi atom bombasının soykırımdan kötü olduğunu vurgulayarak, yangın bombalarını da hatırlatarak bir çeşit vicdan rahatlatması yapmış daha önce abd'nin emperyalizmi için başkası olsaydı daha kötüsünü yapardı girdilerinin de etkisiyle belki de.

    amerikalıların önemli bir kısmı hatta belki de çoğunluğu atom bombası saldırısını soykırımdan kötü bir suç görmüyor.

    soykırımdan kötü bir suç o yüzden soykırım sayılmaması suçun ağırlığının anlaşılması için iyi, tanımına bu noktada insanın kendine söylediği beyaz yalanların büyüklüğüne örnekten başka bir açıklama getiremiyorum.

    jon stewart abd basınındaki ana akım anlatıma uymayan biridir ara sıra. bu adam atom bombasının savaş suçu olduğunu söylediği için inanılmaz tepki çekmiştir ve ne hikmetse bunun soykırımdan kötü olduğunu iddia eden abdlilerin varlığı iddiasına rağmen bu tespiti için geri adım atıp özür dilemiştir.

    abd halkının tepkilerinden sonra.

    birileri de gelmiş. vay efendim, japonların toplu yokedilmesi istenmiyordu filan demiş. sen hitler'in yaptığı planı sağa sola kafana göre siyasi emeller için savaş suçlarına yakıştırırsan dresden bombalamasını da tokyo bombalamasını da nagazaki, hiroşimayı da hatırlatırlar.

    daha da kötüsü atom bombası japon adalarına sovyet rusya hakim olmasın diye atılmıştır çünkü japonlar savaşı zaten kaybetseler de dirençleri kırılmamıştı.

    o zamana kadar karşısındaki insanın direncini savaşı kazanarak ya da yangın bombası gibi savaş suçlarıyla kırarak ilerleyen batı cephesi, bu sefer atom bombasını tercih etmiştir. bunu da savaşı kazanmak için değil, savaş sonrası ganimeti için yapmışlardır.

    görüldüğü üzere, nasıl ermeni soykırımı tanımlaması birinin çıkarına, diğerinin kör noktasına geliyorsa; 2.dünya savaşı'ndaki savaş suçları da aynı şekildedir.

    yok efendim, bir etnisite yok edilmek istenmedi filan diye hem gizliden kıyaslama yapılan ermeni soykırımı hakkında hem de soykırım tanımının açıklığı vede muğlaklığı hakkında batı kaynaklı propaganda ne dediyse kabul ettikten sonra vicdani üstünlük taslayanların durumu da ayrı akıl yoksunluğu.
  • atom bombasını bile savunabilen kraldan çok kralcılar geldiğine göre, dağılabiliriz arkadaşlar.

    pes!
  • tarihi kazananlar yazdığı için normaldir. yoksa yahudi soykırımının yanında, yangın bombalarıyla alman ve japon sivillerin hedef alınması, sovvet askerlerin toplu tecavüzleri gibi müttefik savaş suçları da mahkemelere getirilirdi.
  • vietnam, afganistan, ırak konuşuluyor mu ki? ayrıca 2. dünya savaşı'nı almanya kazansaydı; şu an holocaust'u, auschwitz'i, gaz odalarını kimse konuşmayacaktı. savaşı kazanan* tarihi istediği gibi yönlendirir.
  • yanlış önermedir. doğru olan ise amerika'nın japonya'yı yenme mücadelesinde sonuca çabuk ulaşma isteğinin ne şekilde yorumlanması gerektiğidir?

    buradaki çoğu yazar, bence başlığın %99'u, konuyu yanlış, beylik ya da kulaktan dolma laflarla yorumluyor. her 2. dünya savaşı konusunda tarihi kazananlar yazar, dresden bombardımanı, nanking katliamı, henry ford, kızılderililer goygoyunu okumasak olmuyor mu? sizce o dönemin insanları gayet basitçe, sadece ama sadece, bir savaşı bitirmek (veya bir yenisini başlatmak) için ellerinde olan en iyi askeri potansiyeli kullanma şansını düşünmüş olamazlar mı? yani hitler'in polonya saldırısını cidden bir dünya savaşı başlatmak için emrettiğini ve bu saldırı için henry ford'dan gaz almasının yeterli olduğunu ciddi ciddi düşünenler var burada ve bu bakış açısına "büyük resmi görmek" falan diyorlar... komiksiniz.

    komiksiniz çünkü tarihi yarım yamalak, tek kaynaktan, istediklerini seçerek okumanın sonuçları bunlar.

    amerika atom bombası atmadan evvel avrupa'da savaş bitmiştir ancak uzakdoğu'da japonya hala amerika'ya direnmektedir. unutulmasın ki japonya'nın amerika'ya saldırısı japonya açısından temelde bir önleme savaşıdır ve japon yayılmasının güvenliğini sağlamak için pasifikte amerika'nın belini kırmak gerektiğinden çekik gözlüler bu savaşı ister. ancak japonya'nın planı tutmaz ve 1945 yılında amerikalılar japon anakarasına çok yaklaşmıştır. elbette japonların amerika'ya karşı 1941'de yaptıkları gibi topyekün bir saldırıya geçme şansı yoktur ama japonlar'ın uğradıkları kayıplara ve içine düştükleri umutsuz duruma rağmen potsdam konferansı'ndan çıkanları gördükten ve almanya'nın başına gelenleri duyduktan sonra kayıtsız şartsız teslim olma gibi bir duruma boyun eğmeyecekleri düşünülmektedir.

    savaştaki japon fanatizmini hafife almamak lazım. bir avuç pirinçle günlerce savaşan ruh hastaları ile dolu japon ordusunun, donanması ile hava gücü mahvedilmiş bile olsa yaklaşık 100 bin kişilik bir askeri güçle japon adalarında olası bir amerikan çıkarmasını beklediğini düşünüyor amerikalılar. daha birkaç ay önce kasabasındaki diner'da çilekli milkshake içip hamburger kemiren amerikalı gençlerin bu fanatizme karşı içine düştükleri dehşeti düşünün. ayrıca bu rakama çin'den ve diğer işgal bölgelerinden japonya'ya çekilecek potansiyel güçler ile japon sivillerinden direnişe katılacak muhtemel sayılar dahil değil. bununla birlikte stalingrad cehenneminden dersler çıkartan sadece ruslar ve almanlar değil. binlerce kişilik japon şehirlerinin amerikalı işgalcilere karşı ne şekil bir cehennem haline geleceğini gören çok iyi amerikalı kurmaylar mevcut.

    yine de amerikalılar konvansiyonel silahlarla planlanmış bir işgal planı hazırlıyor ve adına operation downfall diyor. downfall operasyonu japonya'nın en güneyindeki kyushu adasına yapılması düşünülen operation olympic ve tokyo yakınlarına yapılması düşünülen operation coronet'ten oluşuyor. neyse uzun lafın kısası amerikalıların yaptığı çalışmaya göre bu downfall operasyonu sonucu japonya'nın tam olarak savaş dışı bırakılmasının amerikalılara potansiyel kaybının yaklaşık 4 milyon asker olabileceği, bunun da yaklaşık 1.5-1.7 milyonunun ölü olacağı hesaplanıyor. bu hesabın çıkış noktası da o anda okinawa adası harekatındaki amerikan kayıplarının 49000 kişiye ulaşmış olması (ek bilgi; okinawa, japon anakarasına en yakın ve en büyük ilk japon adası. işgal edilen yabancı bir toprak değil, doğrudan en has japon yurdu ve bugün netleşen son rakamlara göre amerika'nın okinawa'daki toplam asker kaybı, ölü-yaralı-kayıp-kafayı sıyırmış vs, 82000 kişi). ayrıca çaresiz kaldıkça daha fanatikleşen ve sürekli intihar taktikleri deneyen japon askerlerinin asla teslim olmayacağına dair amerika'nın inancı okinawa'dan sonra iyice pekişiyor çünkü bu savaşta amerikalıların karşısına çıkan binlerce japon askerinden sadece çok küçük bir bölümü esir alınıyor ya da teslim oluyor.

    tarihi kazananlar yazar diye kafa ütüleyeceğinize biraz o dönemki dinamiklere kafa yorunuz. amerikalılar kapitalist bir halktır ve hayatın her noktasından kar-zarar hesabı yapmaya alışmış bir toplumsal yapı içinde yaşarlar. bu maddi konularda olduğu gibi askeri konularda da böyledir ve japonya'ya karşı yapılan savaşta da böyle olmuştur. avrupa'da savaş bitmişken, en yakın müttefikler olan maddi ve manevi olarak göçmüş bir ingiltere ile ve haldır huldur doğu avrupa'yı sömürmeye girişen kızıl emperyalist sovyetlerin olası bir japon işgaline zerre destek ver(e)meyecekleri kabak gibi ortadayken amerikalı yöneticilerin gereksiz/anlamsız bir konvansiyonel işgale girişip ülkenin daha ileriki zamanlarında hem asker hem de işçi olarak kullanılabilecek 1.5 ila 4 milyon arasındaki gencini, açlıktan nefesi kokmaya başlamış ama imparatorlarına olan fanatizmden gözleri dönen adamlarla dolu japon anakarasına çıkartıp kırdırmaya, amerika'dan binlerce kilometre uzakta olan bu savaş alanını bir yanda aylarca yakıt, cephane, sağlık malzemesi ile beslerken zaten savaş ekonomisi yüzünden iyice sıçmış bir ekonomiyi daha da sıçık hale getirmeye devam etmeyi ve öte yandan da anavatandaki giderek artacak olan huzursuz sesleri, homurdanmaları belki fiili isyanları göğüslemeye meraklı ve gönüllü olabileceklerini mi düşünüyorsunuz? ayrıca elinizde belki birkaç uçak kaybı karşılığından neredeyse tüm japonya'yı dize getirebilecek potansiyelde korkunç bir silah var. unutmayınız ki ilk denemeden sonra atom bombasının gizliliği filan da kalmamıştı ve yavaş yavaş toplumda böyle bir silahın varlığı duyulacaktı. bu durumda dönemin japonya'ya karşı konsolide olan ve nefretten gözleri dönen amerikan muhafazakar seçmenlerini nasıl ikna edeceksiniz? "aman bu bombayı kullanmayalım, yazıktır soykırım derler biz tank, top, tüfek çarpışmaya devam edelim e artık birkaç yüzbin kaybımız olacak ama bu yol daha mantıklı" mı diyeceksiniz?

    bir olay hakkında bazen çok basit düşünmenin, kar-zarar hesabı yaparak hareket etmenin aslında o olayın çözümü olduğunu da unutuyorsunuz. son yıllarda hepinizin kafasına giren komplo teorileri bakışınızı körleştiriyor.

    bu bombanın kullanılması kararının temelinde size anlattığım bu kar-zarar hesabı yatıyor işte bu kadar basit. dolayısıyla bu bombayı atanlar dönemin şartlarının gerektirdiği nefret ortamında bu yaptıklarının o mu bu mu olduğunu falan düşünmüyor, sadece "şu bombayı hele bir atalım şu lanet savaş da bir an önce bitsin!" diyor. dolayısıyla savaştan onyıllar sonra oturdukları yerden ahkam kesen pembe götlülerin atladığı çok önemli bir noktayı siz sakın kaçırmayın, her tarihi olay olduğu zamanki koşullarda değerlendirilir. burada odaklanılması gereken de insanların gözünün nasıl bu derece dönebilmesidir!

    son bir not; sakın ama sakın bu işlerde ceset sayısı yarıştırmaya girmeyin. ceset sayısı galibi belirlemez, sadece olayın mantıksızlığını gösterir. tarihi de kazananlar falan yazmaz. tarih orada duruyor, o tarihi yaşayanlar da kendi deneyimlerini bir şekilde bugünlere aktarıyor. ne yani madem tarihi kazananlar yazıyor peki 1944 varşova ayaklanmasındaki sovyet şerefsizliğini neden silemedi sovyetler o kadar baskıcı bir yönetime rağmen? ezbere söylenen boş lafları bırakın. siz vizyona giren amerikan filmine atlayıp gittikten sonra "bırak abi yeaa zaten almanlar çok ezilmiş, hiç öyle mi olur?" diye kastırdıkça ve detaya inmeyip saçma salak internet siteleri okuyup aptal saptal youtuber videoları izledikçe ancak bu bayat beylik lafları öğreniyorsunuz. ondan sonra x olayı soykırım olur mu? y olayı cinayet mi? z olayından o mu haklı yoksa bu mu? vs vs abuk sabuk başlıklar okuyoruz. yahu burada hitler'in suçu yok hep etrafındakiler zorladı adamı, o amerikalılar para gönderdi de savaş çıkardı diyenleri okudum zamanında! e pes yani ortada kavgam gibi bir kitap olmasa bunu yazanın attığı belki tutacak ama neyse ki öyle bir kitap var da tee 1920 küsür de hitler niyetini açıklamış, biz de biliyoruz.

    son söz; harp zorunlu ve hayati olmadıkça cinayettir

    edit: enrty genelini ve konuyla ilgisini anlamayanlar olmuş. tek tek yazmak mı lazım herşeyi?!

    soykırım falan değildir. askeri açıdan bakarsanız mantıklı bir askeri operasyondur. ahlaki anlamda bakarsanız cinayettir. sanırım anlatabildim.

    edit-2: #90960105 numaralı entry'de yazar arkadaşımız beni trump'ın akrabası yapmış. halbuki yukarıdaki editte olayı netleştirdiğimi sanıyordum. demek ki hala netleşmemiş.

    bu gibi anlamaları az kitap okumaya bağlıyorum. eğer buralara entry yazanların çoğu yeteri kadar kitap okusaydı bazı mesajlara hiç gerek olmayacaktı. yazdığım entry olayı soğuk bir mantık çerçevesinde ele alıyor. tarihteki olaylara yandaş olarak değil gözlemci olarak yaklaşmanız lazım. gelgelelim bir tarafın argümanları içinde yer alan bazı mantıklı düşünceleri de yazınca "sen x'cisin hayır y'cisin" deniyor ülkemizde. hayır bu böyle değil. hiroşima ve nagazaki operasyonları amerikan mantığı açısından baktığımızda "mantıklı!?" askeri operasyonlardır çünkü amerikalı binlerce gencin hayatını kurtarmıştır. 1. dünya savaşı'nda başlayan ama özellikle 2.dünya savaşında kendini hissettiren topyekün savaş kavramının bir uzantısıdır bu operasyonlar. bu duruma göre seçilen hedefler "düşmana karşı psikolojik üstünlüğü kurma ve düşmanın savaşma azmini ortadan kaldırma" fikri açısından seçilmiştir. ama siz hala olayı taraflıca görüp "ama çıkarma yapsınlar ama oturup konuşsunlar" derseniz kusura bakmayın fikrinizi değil cahilliğinizi dile getiriyorsunuz. adam kendine bomba bağlayıp uçakla gemiye çarpıyor, olay o raddeye gelmiş ama bizim ekşici hala konuşsunlar diyor! eh yani pes artık...

    ikincisi savaş bitirme için bomba atıldı yalanı deniyor. bunun da dayanağı japonya'nın birkaç ay yetecek kadar erzağının kaldığı fikri. bu tamamen farklı bir entry konusu olduğundan buraya detaylı yazmıyorum ama hayat öyle değil arkadaşlar ve savaşlarda çoğu zaman matematik alışıldığı şekilde işlemiyor.
  • soykırım hafif kalabilir ayrıca, doğakırım daha doğru bir tanım sanki.

    ama gerçekleri tarih yazar, tarihi de kazananlar...
  • tarihi kazananların yazmasından dolayı olduğunu düşündüğüm durum.

    bal gibi de soykırımdır. ama kazananlar bunun böyle olmadığını kabul ettirmişlerdir. savaşı ezkaza almanya kazansaydı bu sefer de yahudilerin öldürülmeleri soykırım olarak kabul edilmeyecek, abd'nin attığı nükleer bomba soykırım olarak kabul edilecekti bence.
hesabın var mı? giriş yap