• hiç öyle zannedildiği gibi kişi zevkle yaparmış gibi gelmiyor bana. bir hobi, para kazanma aracına dönünce soğuyor insan.

    "sevdiğiniz bir işi yaparsanız, ömürboyu çalışmamış olursunuz" sözü ne kadar gerçek? insan istediği işi istediği zaman yaparsa mutlu olur bence. zevkle yapmakta olunan şeyin içine para girince o işin keyfi kalmıyor.

    kendimden bir örnek vereyim. ingilizceyi bir hobi olarak kendim öğrendim. yabancı dizi ve filmlerdeki replikleri onlar gibi telaffuz ede ede sık kullanılan kalıpları, binlerce kelimeyi kaptım. yeni kelime öğrenmek, ingilizce bir metni anlamaya çalışmak büyük bir zevkti benim için.

    ancak ne zaman ki full ingilizce kullanmam gereken bir işe başladım, o zamandan itibaren buzlar gibi soğudum. hiç yeni bir kelime öğrenesim gelmiyor. ıngilizce kitap okumayı bıraktım. bilmediğim bir kelime denk gelince sözlüğe bakmaya üşenir oldum. anlamını öğrenmeden çoğunlukla öylece geçiyorum.

    oysa hobimken ne güzeldi. onu sadece turistik seyahatlerde kullansaydım mesela.

    mesela çizim yapmayı seven, bir şeyler tasarlamaktan hoşlanan kişi iç mimar oluyor ve bunu meslek ediniyor. birbirinden güzel dekorasyonlar yapıyor vs. e bir gün bıkmıyorlar mı işten? bence bıkıyorlardır çünkü işin içine insan da giriyor. salt olarak o işi yapmıyor kişi.

    insanla uğraşmak zorunda kalmanın bıktırıcı gücüne hiçbir hobi dayanamaz bence.
  • müzisyenlerde sık görülen durum. ergenlikte zevk için öğrendikleri enstrümanlarla gün gelir de ekmek parası kazanmaya başlarlarsa müzisyenlikten soğuyabilirler. çünkü profesyonel olduğun zaman çalacağın tarzı, müziği veya şarkıyı seçemiyorsun, yorgun da olsan, canın istemese de konsere çıkmamazlık edemiyorsun ya da kafan bozuk bile olsa öğrencilerine ders vermen gerektiğinde dersi iptal edemiyorsun.
  • olmasını umduğum şey
  • makyaj yapmak benim için hobiydi. sonra bir şekilde para kazanmaya başladım. mesela bir gece öncesinde yaşasın yrn makyaj yapıcam diye heycanla uyuyorum. kazandığım para üstüne şeker şerbet oluyor. allah da herkese nasip etsin :) şayet bir gün bir çocuğum olursa bu şekilde yönlendirmeye çalışıcam. yani hobisinden para kazansın evlatceğizim. bu arada öncesinde bankacılık gibi yaşama sevincini alan bir meslek yapıyordum. sevmediğin işi yapmanın acısını çok iyi bilirim.
  • gıptayla baktığım zaman zamanda kıskandığım olay.. öğretmen lisesinin kapısından zaten öğretmen olmayacağım diyerek geri döndüğüm ve sonucunda kaliteli eğitim veren bir fakülteyi bitirip 3 yıldır öğretmenlik yapan birisi olarak söyleyebilirim ki mesleğime çok büyük saygım var çok kutsal ve değerli buluyorum aynı zamanda çokta önemli koskoca bir hayatın sorumluluğunu alıp o hayata dokunuyorsun ince ince eleyip bir hamuru şekillendiriyorsun bu sorumluluğun farkında olarak işimi yapmaya çalışıyorum ama pekte sevdiğim söylenemez gerçekten severek yaptığın bir şeyi yaptığın için birde üstüne para almak büyük bir lüks şükür sebebi
  • farklı bir açıdan bakacak olursak öncelikle ve özellikle ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik ortam ve çalışma şartları göz önüne alındığında değil hobiden para kazanmak bir hobi edinmek bile günden güne zorlaşmakta.
    özellikle 90'lı yıllarda akvaryum, maket uçak, model uçak, fotoğraf, müzik, bisiklet ve yelkenli (optimist) çok güzel hobiler arasında sayılıyordu. ancak yine pahalıydı. alım gücü ise zordu.
    sınıf geçme hediyesi olarak genellikle bisiklet sözü verilir ama alınamazdı.
    revell ve italeri olmasa maket kit almak mümkün değildi.
    türk hava kurumu üretimi takoz burunlu, ahşap çıtalı lastik motorlu model uçaklar yaygınken plastik burunlu balsa çıtalı özel lastik motorlu modeller bulunmuyordu.
    tropikal akvaryum balığı bulmak zordu.
    sıvı kumaş boyaları pahalıydı.
    görsel ve işitsel eğitim azdı.
    çoğu kurs için kontenjan sınırlıydı.
    vücut geliştirme için gerekli besin takviyelerinin yanından bile geçilmiyordu.
    ben bile fotoğraf dışında 90'lı yıllarda edinmiş olduğum çoğu hobiyi terk ettim. çünkü artık her şey ateş pahası. ithalat masrafı, maliyetler, talep azlığı derken en nihayetinde işler çıkmaza girebiliyor.
    insanlarla uğraşmak ise ayrı bir dert...
    elbette alternatifleri ve istisnaları var ama yine de pahalı. ayrıca emek isteyen bir olay.
    fotoğraf ve videoyu işe dönüştürdüğüm zaman soğudum belki biraz ama mevcut hayat şartları insanı neyden soğutmuyor ki?
    araba alacaksın pahalı, aksesuarlar pahalı, kamera alacaksın pahalı, video ekipmanları pahalı, resim yapacaksın pahalı, driftwood, modelcilik ve diorama yapacaksın derken...
    en nihayetinde çalışacak, kazanacak, hobi edinecek, geliştirecek, zaman zengini olacak, onları işe dökecek, gösterecek, yayınlayacak ve kazanacaksın.

    fiilen bunları yapmak bir yatırım ile elbette mümkün olabilir ancak bunları yapacak gücü olmayan insanlar elbette internetin fırsatlar dünyası olduğu gerçeğinden yola çıkarak, sistemin artık bu sektör üzerinden gittiğini düşünüp bu sayede hobilerini ufak tefekte olsa her türlü işe dönüştürebilir.
  • küçükken hobi olarak kod yazıyordum büyüyünce işim oldu ve 8 seneden sonra bile hâlâ çok zevkli.
    hobiymiş profesyonelmişden ziyade çalıştığınız insanlara dikkat edin derim.
  • zamanında başıma gelmiştir.

    mesela fotoğrafçılık. başta sadece hobi amaçlı fotoğraf makinesi alınır, birkaç ay sonra arkadaşların fotoğrafları çekilir, 1 yıl sonra çalışılacak fotoğrafçı dükkanı bulunur. düğün çekimi, dış çekim, albüm çekimi, özel çekim vs. derken bir anda kendimi işin içinde bulmuştum.
  • risklidir. işin içine para hırsı girince tadı kaçabilir hobinin.
  • dönüşmüşse artık hobi değil meslektir.
hesabın var mı? giriş yap