• iki sene önceydi. beşiktaş'ta bir yere gidiyordum ama kararsız kalmıştım; dönsem mi, dönmesem mi, doğru mu yapıyorum, yanlış mı yapıyorum... işin içinden çıkamadım. "allahım yardım et ne yapayım? yola devam mı edeyim geri mi döneyim? bir işaret please," dedim, bekliyorum bir ağacın dalı kırılacak da önüme düşecek, yolum bloke olacak veya bir "dur" tabelasıyla karşılacağım. karşıma bir pilavcı çıktı. pilavcının adı "pilavdan dönenin kaşığı kırılsın".

    huzur içinde yola devam etmiştim.

    sanki hep bir şeyleri yanlış yapıyorum ve sonunda belamı bulacakmışım gibi bir his var içimde ve çok daralıp da allah'tan işaret istediğimde "yoo sıkıntı yok kardeş devam" mesajı veriyor. bizimki de tam tersi dr faust'unkiyle.

    baskıcı aile tarafından büyütülmek, içine helvadan put dikilmesi gibi bir şey. sürekli "yanlış yapıyorsun, yap yap da gör bakalım ne oluyor!" diye anlatıp size parmak sallayan abuk sabuk bir şey var midenizde. oturduğu yerden sizi yiyip bitirmeye çalışıyor. halbuki sizin onu yiyip bitirmeniz lazım. o yüzden pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
  • nedense oyunu okurken beni en cok etkileyen soz.

    sanirim sozluge bir daha uye olsam alacagim nick bu olurdu.
  • "buna rağmen, nedense ta içimden bir ses uyarmakta beni? 'o homo fuge!' bu soruyu açıklıkla yanıtlayamıyorum." thomas mann - doktor faustus
hesabın var mı? giriş yap