• 2011 yılı yapımı vibratörün icat edildiği yıllarda geçen ve kendince kadın erkek eşitliğine vurgu yapan vasat bir ingiliz filmi. yarı kurgu yarı gerçek senaryosuyla izlerken gülümsetse de, böyle bir konu için beklentilerin çok altında performans sergilemiş.
  • oldukça eğlenceli, tam çerez film. yalnız öyle romantik komedi diye sınıflandırırsın, ne bileyim bir aile büyüğünle izlemek istersin bence pek öyle birşey değil, bir daha düşün derim. otur kendin izle gül eğlen bitsin gitsin.
  • vibratörün icadına dair hikayeden ziyade maggie gyllenhaal'ın anarşik feminist yaklaşımları ve manik ruh halinin baskın olduğu film. sonunda huzur ve mutluluğu bir erkeğin kollarında bulması da ayrı bir soru işaretidir. gülümseten vasat film..
  • güzel parça. solosu da güzel, defalarca dinliyorum sırf solosu için.

    lakin bu parça için "bas gitar nedir sorusuna verilecek yanıttır!!11" gibisinden yorumlar yapmayalım. yapanları uyaralım..

    merak edenler için, "bas gitar nedir?" sorusuna aşağıda yanıt verilmiş. basit bi örnek;

    (bkz: yyz)
  • tadında yapılmış keyfili bir film. iyi bir kurgu ve sanat yönetmenine sahip.
  • tüm derdini 2:23'e kadar anlatıp yükselişe geçip, ardından 2:46'dan sonra sonuca bağlayan en başarılı, 'elektroguitar cover'ı sıkça yapılan en iyi muse şarkısı.
  • sonsuz bir tembellikle oturduğunuz sandalyeden kalkıp masayı toplamanıza, silmenize, sonrasında yatağı toplamanıza ve kıyafetlerinizi katlayıp yerine koymanıza yetecek kadar enerji verebilen şarkı.

    ekim 2013: basını çıkaracağım şarkıdır.
  • terkedilen ama hala seven bir erkegin icinde nasıl fırtınalar kopar, o hisleri müzige yansıtsan nasıl bir sey cıkar bunu kadınlara cok iyi anlatıyor bu muse şarkısı ve klibi.

    ayrıca klipte oynayan justin theroux o kaşlara ragmen yatakta otururken aşırı yakışıklı durmakta. adam yaşlandı artık be, kalmadı yakışıklılık. bir de kaşları hep iticiydi zaten. vücuduna saygı duyuyoruz tabi o başka*
  • hakan peker gibi muse şarkısı, hiç yaşlanmıyor.
  • imdb'de 6,7 gibi bi notu var var filmin. benim şahsi notum daha yüksek olurdu.
    --- spoiler ---

    kesinlikle sıkılmadan izletiyor 2 saat bence.
    özellikle de anarko/sosyalist feminist duyarlılığınız varsa, hafiften kabararak ve "bak yahu kerataya" filan gülümsemenizle izliyorsunuz charlotte dalrymple karakterini.
    sonlara doğru biraz "zorlama" hissettirebiliyor konu seyri. finalde hepten bi son dakkada toparlamaya çalışır aceleciliğine bürünmüş sanki yönetmen.
    ama dediğim gibi, konularla ilginiz varsa, kurguya, ona buna takılmadan 2 saati keyifle geçirebiliyorsunuz.
    güzel, sevdim ben

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap