• yahya bölümünün 8. kısmında geçen, yıllar önce okuduğumda çok saçma bulduğum, uzun zaman sonra farkında olmaksızın kendimi hak verirken bulduğum "ilk taşı günahsız olanınız atsın" cümlesidir.

    ---
    isa ise zeytin dağı’na gitti. ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. bütün halk onun yanına geliyordu. o da oturup onlara öğretmeye başladı. din bilginleri ve ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. kadını orta yere çıkararak isa’ya, “öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler. “musa, yasada bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?” bunları isa’yı denemek amacıyla söylüyorlardı. onu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. isa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, “ilk taşı günahsız olanınız atsın” dedi. sonra tekrar eğildi, toprağa yazmaya başladı. bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp isa’yı yalnız bıraktılar. kadın ise orta yerde duruyordu. isa doğrulup kadına “nerede onlar? hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu. kadın, “hiçbiri, efendim” dedi. isa, “ben de seni yargılamıyorum” dedi. “git, artık bundan sonra günah işleme!”
    ---

    çok ütopik, çok gerçek dışı, çok safça gelmişti ilk okuduğumda bu hikaye. kafamın içinde kendimi isa'nın yerine koyduğum ve insanlara ilk taşı günahsız olanın atması gerektiğini buyurduğum onlarca senaryo kurup insanların kadını taşlamadığı bir senaryo bile hayal edememiştim. sanki ben bu olayda böyle bir laf söylesem insanlar kadını taşlamak bir yana, "ben daha günahsızım ulan!" diye birbirlerini taşlarlarmış gibi geliyordu hep.

    ama uzun zaman sonra aynı hikayeyi okuduğumda neyi yanlış yaptığımı farkettim.

    neden kafamda canlandırdığım onlarca senaryoda kendimi isa yerine koymuştum ki? neden o ahalinin içindeki sıradan biri olarak hayal etmemiştim kendimi?

    eğer oradakilerden biri olsaydım ve ilk taşı günahsız olanın atması gerektiğini duysaydım ilk taşı atabilir miydim? şu an vaktini bunu okumak için harcayan insanlar atabilir miydi? her gün görüştüğüm, çalıştığım, vakit geçirdiğim insanlardan herhangi biri atabilir miydi?

    daha da önemlisi, o zamanlar kafamda kurduğum senaryolarda kendimi isa, diğer herkesi halk yerine koyduğum zaman aslında diğer herkesi yapmakla suçladığım şeyi yapmış, diğerlerini yargılamış olmuyor muydum? buradaki ironiyi nasıl görememiştim ki?

    kesin yargılara varmamakta fayda var. zamanın insanı nereden alıp nereye götüreceği hiç belli olmuyor.
  • ne mutlu ruhta yoksul olanlara! göklerin egemenliği onlarındır.

    ne mutlu yaslı olanlara! onlar teselli edilecekler.

    ne mutlu yumuşak huylu olanlara! onlar yeryüzünü miras alacaklar.

    ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! onlar doyurulacaklar.

    ne mutlu merhametli olanlara! onlar merhamet bulacaklar.

    ne mutlu yüreği temiz olanlara! onlar tanrı'yı görecekler.

    ne mutlu barışı sağlayanlara! onlara tanrı oğulları denecek.

    ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! göklerin egemenliği onlarındır.

    matta 5 : 2-10
  • bir kimse, "tanrı'yı seviyorum" der ve kardeşinden nefret ederse, yalancıdır. çünkü görmüş olduğu kardeşini sevmeyen, görmemiş olduğu tanrı'yı sevemez.
  • luka 12:22-27
    ısa öğrencilerine şöyle dedi: "bu nedenle size şunu söylüyorum: "ne yiyeceğiz?" diye canınız için, "ne giyeceğiz?" diye bedeniniz için kaygılanmayın. can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir.
    kargalara bakın! ne ekerler ne biçerler; ne kilerleri ne ambarları vardır. tanrı yine de onları doyurur. siz kuşlardan daha değerlisiniz! hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre, öbür konularda neden kaygılanıyorsunuz?
    zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! ne çalışırlar ne de iplik eğirirler. ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi..."
  • “asla yarın için kaygı çekmeyin, çünkü yarın kendi kaygılarıyla gelecektir. her günün derdi kendine yeter”
    matta 6:34
  • insanı kirleten ağzına giren değil, ağzından çıkandır.
  • kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.
  • tanrı sevgidir, sevgide yaşayan, tanrı'da yaşar. tanrı da onda yaşar.
  • eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz?
  • "bir zenginin cennete girmesi, bir devenin iğne deliğinden geçmesinden daha zordur"
    (yada böyle birşey)
hesabın var mı? giriş yap