ingilizce konuşurken kendi ismini aksanlı söylemek

• can isimli arkada$lar yaparlar bunu. john hesabi olsun diye cuan gibi soylerler. bi kafa koycam !
• mtv dance floor chart in istanbul ayagi mtv de gosteriliyordu ve zenci bir hatun vj kendisine asilan bir arkadasla röportaj yapiyordu. hatun bu arkadasa ismini sordugunda olmustu boyle bi durum. metin deyince anlamazlar diye mi dusundu bilmiyorum ama "mıtiiiiin" diye cevap vermisti boyu devrilesice..
• murat murathanoğlu'nun hep yaptığı şeydir.
• (bkz: #6122172)
• her yeni insanla tanisildiginda, isim soyledikten sonra "what?" tepkisini almaktan baymis bir insanin yapabilecegi seydir ayrica.
  hastasiyim genellemelerin.
• is arkadasi onlukteki isim kartindan okumaya calisir:
  -so whats your name?it says "ezgi" here.ezji?
  -ezgi
  -ezgay?ahaha gay girl.gay girl!
  -tööbe.ezgi.giiii.gi.
  -ezgaaaaaay.you are a gay girl.
  -you can call izzy.everyone calls me izzy here.
  -easy?
  -baslicam haa.fuck you.alla allaa
  (bkz: aksan lazım)
• arapça kökenli isimlerimizi ise yabancilarin daha rahat anlayacağı arap aksanıyla telafuz etmek mümkündür.
  kerem: "hi my name is kareem."
  bu yorum kanımca "my name is john"^*'dan çok daha makbuldur.
• mert isimli bir arkadaşa, hocanın biri adını telaffuz edemediği için "mört" demektedir, ancak bir gün gelir, unutur..
  
  --- eerr... what is your name again?
  -*- mört
  
  sınıf : dumur... ve ardından gelen bir kahkaha bombardımanı...
• kimilerinde daha da ileriye gidip turkce ismini ingilizce isimle degistirmeyle sonuclanabilecek yabanci kopekligi. mesela andac'i andy yapanlari, ayse'yi alice yapanlari gormusumdur ve acimisimdir.
• bunun yanında aslında ülkemize gelen turistle ingilizce konuşmaya çalışmak ve ingilizce konuşmaya bahaneler yaratmak suretiyle kendisine oldukça yakın durmak da bu olayın başka bir boyutudur. kendi ülkemizde de yabancı dilde konuşmaya çalışıyoruz sırf ingilizce değil, diğer ülkelere gidince de o dillerde konuşmaya çalışıyoruz.
  misal almanca; almanyaya gidince almanca konuşmaya çalışıyor, ülkemizde de almanlarla almanca konuşmaya çalışıyoruz. vatancılık milletçilik oynamak istemiyorum; nitekim tek istediğim var bu konuda: bir yabancı gelsin de bana türkçe bir şeyler anlatmaya çalışsın.