inilti
-
genellikle ince duvarli otel odalarinda kalirken yan odadan gelen $ey.
-
inlemek eyleminin sesi.
-
-
-
"inilti akıl hastalarının yazdığı siirler" adıyla 1964 yılında yayınlanan, bakirkoy ruh ve sinir hastaliklari hastanesinde yatmakta olan hastalarin yazdigi şiirlerden olusan, bediha tuncer in derlediği kitabın adıdır.
kitapta yer alan, beni çok etkileyen bir şiirden ufak bir bolum;
deniz kokulu dudagin dudagima değerse beni çıldıracak ama
seni dudakların için de sevmiyorum
çünkü sen benim vücudum
ben de senin ruhunum.
40. servisten b... d... 1961 -
bir olayla ilintili inleme. mesela öyle boşluktan canın sıkılıyor inlersen o inleme oluyor.
>ahmet akşam yemeğini yemiş can sıkıntısından inliyordu gibi
ama eğer mesela ayağınızdan vurulmuşsunuz inleme ayaktaki kurşunun kırdığı kemiğe ikincilse yani ağrıyla ilintili ise o zaman
>cemalettin kaçamadı ve yere yığıldı inil inil inildiyordu. aslında bu ilinti kökeninden ilin ilin ilindiyordu da olabilirmiş ama olmamış, kısmet. -
akıl hastaları tarafından yazılan şiirlerin bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde bir dönem personele okuma yazma eğitimi vermiş olan bedia tuncer tarafından derlendiği şiir kitabı. bakırköy ruh ve sinir hastanesinde yatan hastaların ruh halini bundan daha iyi bir şekilde hiçbir araştırmanın, bilimsel çalışmanın ya da edebi eserin açıklayacağını sanmıyorum.
"zorba kız kaçırır,
kamarot kurşun kaçırır.
karaborsacı döviz kaçırır,
zengin hanım kürk kaçırır.
ağa koyun kaçırır,
orman eşkıyası kütük kaçırır.
ve sonunda kaçırmak için bizlere,
elbette akıl kalır!"
“günlerim taburcu olmamı beklemekle geçiyor.
gençliğim delilere hoş görünmekle bitiyor.
gün güne her gün daha çok eriyorum.
güldüğümü rüyamda pek az görüyorum.”
"aşağı hasta, yukarı hasta,
tımarhane bahçesi dolu hasta,
gel hasta, git hasta!
taburcu ol hastaneyi asta!
türkçe'de en sevmediğim kelime hasta!"
"buraya düşenin başına geçiyor doğruluk tacı,
ne polis tanır ne de jandarma,
bu dünya yalandır, boşver aldırma!" -
fantazi gönülsporluların nümayişlerini sunuyoruz
fenerbahçeli'lere
ey fenerli gözünü aç geçti fener devri
gönülsporlular dünyaya nam verdi
biz elektrik gibi yanar, hem de yakarız
usta futbolcuları bakışından çakarız.
hey, bize derler kadın futbolcu, gönülsporlu
futbolda hem ustayız hem de zorlu
naci-şeref-basri hani nerdeler?
belki de şimdi kurbağalıdere'deler.
biz ne kurbağayız ne de derede balık
erkek futbolcular da alık mı alık
eğer devam ederseniz bu cakalı gidişte
sonra mumunuzu söndürürüz bir üfleyişte.
beşiktaşlı'lara
işte geldik karakartal beşiktaş
ne olduğumuzu anlarsın yavaş yavai
şükrü ile şeref'in geçti modası
haddinizi bildirmek için geldi sırası
bizden öğren sen vole ile korneri
gönülsporluların vardır binbir hüneri
mânalı bir bakışla sizi yere sereriz
onbirimiz topla kalenize gireriz
galatasaraylılara
galatasaraylı işte geldik karşınıza
bilir misiniz neler gelecek başınıza?
gündüz'ün artık kesmiyor kılıcı
bilmeyiz o da kulüpte acep neci?
niye yenemediniz acaba milan'ı
suya mı düştü coşkun özarı'nın planı
boyunuzu görelim meydan açık
erkeklerden futbolcu olur mu hey kaçık
vefalılara
sizin gibi değiliz amma bozacı
sonra dersiniz olur ha pek de acı
futbol yürümez boza ile şıra ile
gönülsporlular geldi artık dile
ey veffalı milli ligden mahalli lige buyur
bizden sana öğüt doğru otur
sonra bozalar boğazında kalır boğulursun
bize fiyaka yapma pişman olursun
diğer dövizler
1. kadın her sahada erkeği geçmiştir
2. çalım kadınlara has bir meziyettir.
3. boza içip sahaya çıkmayınız
4. baygın bakışlarımızdan sakının
35. servisten ş. k.
inilti - akıl hastalarının yazdıkları şiirler
derleyen bedia tuncer
matbaa teknisyenleri basımevi, divanyolu, biçkiyurdu sokak 12
istanbul - 1964 -
akıl hastalarının yazdığı şiirleri içeren bedia tuncer tarafından derlenen kitap. bazı şiirler okudukça insanın içine oturuyor , felaket güzel şiirler var. akıl 'hasta'larının akıllarının ne kadar değişik olduğunu anlıyorsunuz. pdf hali internette mevcut zaten. şöyle bir şey var içinde mesela:
doğdum büyüdüm okuma, başıma oldu dert;
askerlik çağı, vazife itham, emir, terhis et...
dünya evi varmış, anladım o da dert!...
alnıma çizilmiş tımarhane elim akibet cür'et
sonu ne olur bilmem ne bir adalet?
uyan kabrinden ey ünlü filozof sokrat,
yolunu öğret beni de filozof et...
ya da allah'ım yeter azat et!... -
(bkz: tımarhane delisi)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap