• istanbul'daki tüm sivaslıları sivasa göndermek.
  • durmaksızın yeni yerleşim yerleri inşa ediliyorken sanki yeni insanlara yer varmış gibi görünüyor bu şehir. halbuki ne kaldıracak yolları, ne de yetecek oksijeni, hacmi var. peki bu yapılaşmayı durduracak olan kimse var mı? planlamayla sorumlu kişiler bunu biraz olsun gözetiyor mu? tabii ki hayır.

    örneğin zaten trafiğin tıklım tıkış olduğu bir yere kocaman binalar dikildiğinde kimse bu binalarda ikamet edecek yüzlerce kişinin arabalarının bu trafiğe nasıl gireceğini düşünmüyor.

    mesela manhattan'a dındırık bi inşaat şirketinin gelip eski binaları yıkıp bilmem kaç katlı ev yaptığını düşünebiliyor musunuz? adamların nüfusu zerre kadar artmıyor çünkü şehrin kapasitesi sabitlenmiş. çünkü orada devlet insanına değer veriyor. buradaysa insanlar için şehrin gitgide yaşanmaz bir hal alışı, herkesin saatlerini trafikte geçiriyor oluşu, suçun artıyor olması ve insan kalitesinin gitgide düşüyor olması kimsenin umrunda değil. tek umurlarında olan rant ve para.
  • kurban ya da ramazan bayramında memleketine gidenleri geri almazsak bu çile son bulur.. örnek olarak 4 ekim 2014 kurban bayramının birinci günü tüm istanbul sokakları ve yolları bomboştu.. hayatımda ilk defa mecidiyeköy metrobüs durağından metrobüse bindim ve boş koltuk gördüm amk!

    önümüzdeki ramazan bayramında 10 gün tatil vereceksin, millet memleketine gittiği zaman istanbulu dikenli jiletli tellerle çevireceksin.. otobanları kapatacaksın.. havaalanlarına giriş çıkışları kontrol altına alacaksın..

    (bkz: yırttık abicim yırttık)
  • (bkz: köy enstitüleri)

    başka söze gerek yok herhalde.

    çok daha farklı olabilirdik...
  • bir şey yapmaya gerek yok. (bkz: beklenen büyük istanbul depremi) gerekeni yapacaktır.
  • istanbul'un nufüsundan şikayet edenlerin daha az nüfuslu şehirlere göçmeleri ile sorun çözülür.

    ben öyle yaptım. işe yarıyor.
  • is sahalari başka illere cekilmeli. tabi maaslarin da istanbul gibi olması lazim. sosyal aktivitelerin cogalmasi lazim. çorumda 15 gün kaldim hayata kustum neredeyse.
  • nüfusu iki binden az olan köylerin vergiden muaf olması.

    konu anlaşılmamış sanırım.

    fabrika açana da belli muafiyetler gelecek, oraya göçen adam da orada çalışacak, tamamen vergiden arınmış. bu oraların gelişmesine, yolların iyileşmesine, yerel üretim ve yerel tüketimin artmasına sebep olabilir. iki bin göstermelik bir sayı 8 yap 10 yap. bu yöntem oralarda okulların, vasıflı kişilerin, standartlarin artmasını sağlayabilir.

    30 sene önce ilkokul öğrenci sayısı 200 olan köy okulunda bugün 18 öğrenci varsa bunu düzeltmek farzdır.

    en önemlisi ise; bir ülkenin en önemli kaynağı olan insan daha etkin kullanılmış olacak, ki bizde bu en kötü yönetilen kaynak belki.

    bir çok fikir gelmiş özel mesajda veya aşağıdaki cevaplarda, çoğu zorlamaya, dayatmaya yönelik. bomba atmaktan tut istanbul’da vergi artırmaya, nüfus kagidina göre göçe zorlamaya kadar.

    arkadaşlar insandan bahsediyoruz. anayasa var. devlet var. zorlayamazsin. bu kafaları gecelim. devlet de zorlayamaz, cozum değil. seçime kadar cozum :)

    edit:açıklama.
    2. edit: anlatım bozukluğu giderildi
    3. edit: imla
  • şimdi köyden kente göçü engellemeyi geç, 1850 ingilteresi veya 1950 türkiyesinde değiliz, tarımsal üretimde teknolojiyi yaygınlaştırınca en fazla %15i yetiyor nüfusun kırsal alanda, kalanı şehre göçecek tabi. burada vatandaşın sadece istanbul'a göçmesinin önüne geçmenin yolunu bulmak lazım. sadece istanbul ve izmir'e veya, ankara'ya da. yani köyden kente göçecek nüfusun şehirlere homojen dağılmasına çalışmak lazım.
    konya, mersin, antep, eskişehir erzurum sivas gibi yerlerin üniversitesine, tıp fakültesine ve sanayisine hayvan gibi destek vereceksin. oraların toplu taşıma alt yapısı istanbul'dan güzel olacak. vatandaş iş bulacak, daha insan gibi yaşayacak, o zaman istanbul'a gelmez. özellikle konya, kayseri antep gibi yerler kendi içinden kalkınan yerler bunlara büyük önem verip bu momentumu sinerji için kullanmak lazım. sonuçta önemli olanı tekrar söylüyorum en önemlisini vatandaş iş bulacak. aç kalmayacak. aç kalmayan istanbul'a gelmez zevk için. başka yerde daha da kötü yaşadığı için istanbul'a yığılıyor.

    almanya'nın en büyük şehri berlin ankara'dan küçük, 4 milyon, sonra 2 milyonluk bir, 1 milyonluk bir iki, ondan sonra 300 bin, 500 bin, 600 binlik yüz tane şehri var, ülkenin nüfusu da bizden fazla, 80 milyon. demek ki neymiş 15 milyonluk şehir zaten metropol megapol falan değil, senin ülke olarak amele olduğunu gösteriyor. mallar hizmetler her şey tek merkeze yığılmış halk da oraya yığılıyor. kahire 20 milyon, mexico city 25 milyon, dhaka 18 milyon al sana örnekler. bir tek abd ve japonya gibi mega ekonomilerin tokyo, ny, la gibi şehirleri amelelik değil gerçek metropol örneğidir. kalanı bizimki gibi apartman, gecekondu, beton ve insan çöplüğü.
hesabın var mı? giriş yap