• bir ihale nedeniyle mahkemeye ifade verin diye kagit geldi. resmi evrakta sahtecilik ve haksiz kazanc saglama kilikli suclamalar vardi. tabi tirsa tirsa kime danisalim kime danisalim, aklimiza tanidik kidemli bir savci geldi. gittik dedik durum bu bu.
    smdi o an sunu anladim iyi bir avukat veya hukukcu olarak kabul edilen kisilerin kafasi cok farkli calisiyor. biz "ama biz masumuz sahtecilik de yapmadik, kazanc da yok" modunda bidir bidir otuyoruz adama.
    -eee, simdi siz burada ne olarak gorevliydiniz?
    -muayene ve kabul komisyonu
    -bakalim kanuna, himmm, komisyon-lari diyor. yani cogul. muayene ayri kabul ayri demis kanun. himm bunlarin gorev tanimi neymis hhmmm. siz bu gorevlendirmeye gore muayene komisyonundasiniz, kabul komisyonu baska... tamam ifadenizi buna gore verin. ben kabul komisyonu uyesi degilim, ne kadar teslimat yapilmis onun kontrolu kabul komisyonunun diye ifade verin. bir de beraat edince bu sorusturma izni veren bilirkisiyi mahkemeye verin, iste haksiz yere suclandim. ruh sagligim bozuldu diye temsili bir tazminat gibi...

    yav arkadas, yeminle gotu nasil kaptirmayiz diye tirsa tirsa gittigimiz yerden, adamin tum hikayeyi uzerine kurdugu bir "lar" sayesinde, ulan bilirkisi simdi gotunden kan alacam kan nidalariyla ciktik.
    iyi bir avukatta olmasi gereken bence "seytanin gor dedigini gormek". bir de bu mevzuata falan, yeni yonetmeliklere hakim olmak. arkadas bir cogul eki be, vay anasina...
  • iki adet ç dir.

    çene ve çevre.
  • müvekkilinden bilgi saklamaması, meslektaşları hakkında müspet konuşmaya çalışması ve hesabına para yatınca anında müvekkiline havale etmesi gibi önemli vasıflardır.
  • gerektiğinde çıkarıp orta yere koyabilecek kadar taşak.

    bizimkinde epey varmış, duruşma günü tanıkları zırhlı arabaya alıp silahlı korumalarıyla götürdü adliyeye; adliyeye gitmeden de yüksek güvenlik talebinde bulunmuştu, kimsenin burnu kanamadı.

    öteki türlü olsa uzar giderdi. şimdi onlar sağ biz selamet.
  • meseleye avukatlar cephesinden bakarak yazıyorum,bana göre özünde üç tane özellik yeterli;

    birincisi usul ve süreler konusunda eksiksiz ve analitik bilgi düzeyine sahip olmak. zira hukukta usul esastan önce gelir.

    ikincisi hemen her hukuki konuda müvekkilin veya potansiyel müvekkilin soracağı sorulara ikna edici yanıtlar verebilecek düzeyde hukuk formasyonu. müvekkil avukatının her konuda her şeyi bilmesini kısaca süpermen olmasını ister. bu nedenle sorularını yanıtsız bırakamazsınız. adam zaten size gelmeden önce başka avukatlarla görüşmüş, komşunun hukuk fakültesinde okuyan çocuğundan mütalaa almış, internette araştırma yapmış da gelmiş, bu nedenle onu bir şekilde mevzuyu bildiğinize ikna edemezseniz elinizden kaçar. zaten ilk dalga soruları atlattıktan sonra ve dilekçe yazarken bilahare konu ve mevzuat araştırması yapacaksınız, detaylı bilgileri orada edinirsiniz ama bir kere daha altını çiziyorum özellikle potansiyel müvekkilin sorularını yanıtsız bırakamazsınız.

    son olarak biraz sermaye. bu şu açıdan önemli; birincisi kimse avukata para filan vermek istemez hatta hakketmediğini düşünür içten içe ve uğraştırır ama benim gözlemim biraz büronuz derli toplu kıyafetleriniz düzgünse paranızı daha kolay alıyorsunuz. yani müvekkile en azından "paçoz" avukat imajı vermemekte fayda var. ikincisi bazı davalarda özellikle kazanma ihtimali fazla yüksek tazminat talepli davalarda müvekkil harç parası ödemeyecek durumu olmaz. burada müvekkille sözleşme yapıp onun yerine harçları ödeyip masraflarınızı ve vekalet ücretiniz dava sonunda tahsil edebilirsiniz (bkz: third party funding) yani bir nevi yatırım yapmış olursunuz. nihayetinde ülkemizde avukatlık mesleği esnaflığın bir versiyonu.
  • diploma lan. her seyden once yani.

    (bkz: duz adam)

    edit: kimse soylememisken onu da yazayim, ayip olmasin (bkz: ruhsat)

    (bkz: duble duz adam)
  • dışarıda 40 derece sıcaklık varken kliması çalışmayan adliye kalemlerinde 3 kuruş para kazanabilmek için (evet, günümüz şartlarında maalesef 3 kuruş) müvekkilin evraklarını eksiksiz tamamlarken sürekli değiştireceği fanila. olmazsa olmaz. evrak çantalarına fanila gözü projemle buradan yetkili kişilere de sesleniyorum.
  • hiç öyle iyi kavga edebilme, çirkef olma, bol çene düşüklüğü filan demeyeceğim hepsi yalandır. hani denir ya laf yetiştirenlere " senden iyi avukat olur" diye, hayır efendim onlardan iyi kavgacı kadın, kavgacı adam olur.

    öncelikle sabır ve özgüven. gerektiği yerde gereken tepkiyi verebilme, acil durumlarda ve süreyle yarışılan zamanlarda sakin kalabilme, empati yapabilme, güven verici bir yüz, olayları izah etme kabiliyeti ki hem dilekçe yazarken hem müvekkillerde görüşürken bu önemlidir. düşündüğünü net bir şekilde ifade edebilme, ne koşulda olursa olsun nezaketi ve kibarlığı elden bırakmama ki bu bir avukatta değil her insanda olması gereken bir özelliktir. olayları iyi mukayese etme, insanlarla iş yaparken arasındaki mesafeyi koruyabilme misal müvekkilleri ile içli dışlı olan, müvekkilin her istediğinde arayabileceği bir avukat olmamalısınız. örneğin mesai saatleri dışında arayan hiçbir müvekkili cevaplamam. söylerim de lütfen beni akşamları aramayın derim. aksi takdirde önünü alamazsınız bu işin. müvekkiller böyledir aklına takılanı anında sormak ister. sakın bunu yapmayın! ayrıca müvekkilinizin size telefon ya da mail dışında bir yol ile ulaşmasına da imkan tanımayın. çok istisnai hallerde whatsappten filan bir belge, evrak bir fotoğraf gönderebilirsiniz ama onun dışında yok efendim facebook'tan yok efendim whatsappten iletişim kurmayın, sonra bu da aranızdaki ilişkinin laubali olmasına sebep oluyor. ne diyecekse arayıp desin.
    azıcık zor ulaşılabilir olun yahu!
  • sanılan şey para olduğu için avukat da 'olduğu gibi görünmemeye' zorlanıyor.

    müvekkil, avukatın altında son model bmw varsa dünyadaki en iyi avukatlardan birine sahip olduğunu zannediyor. bu aptalca algı nereden çıktı anlamıyorum ama insanların kaçırdığı bir şey var: o adam işinde çok iyi olduğu ve bu nedenle çok para kazandığı için altına bmw çekmedi; altına bmw çekerse müvekkilinin gözünü boyayabileceği ve zengin görünürse zengin müvekkillerin geleceği öğütleriyle yola çıktığı için belki de kredi çekerek, borç harç ile bmw aldı.

    avukatların genelde dolandırıcı, yalancı olduğu söyleniyor ama sadece bu anlattığım olay bile aslında avukata gelen adamların onu o hale soktuğunun en açık ifadesi.

    bırakın adam ne giymek istiyorsa onu giysin, hangi arabayı sürmek istiyorsa onu alsın. siz böyle yaparak onu zor duruma soktuğunuz gibi kendinizin kandırılmasına da vesile oluyorsunuz aynı zamanda.
hesabın var mı? giriş yap