• içimde can kırıkları.
  • yalnızca arı, kullanılabileceğinden fazlasını depolar.bu yüzden ayı,rakun ve çerikolar tarafından soyulur. paylarından fazlasını depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir. ellerindekini kaptırırlar. bu konuda savaşlar olur. uzun konuşmalar yaparak fazlasını ellerinde tutmaya çalışırlar. bir bayrağın onlara bunu yapma hakkını verdiğini söylerler.

    duyulara egemen olan duygular insanları aptallaştırır.

    iyi bir şeyle karşılaştığın zaman, yapman gereken paylaşmaktır; bu şekilde iyilik öyle bir yayılır ki nereye gittiğini bilemezsin.

    herkesin iki aklı vardır. akıllardan biri bedenin yaşaması için gereken şeylerle ilgilidir. diğer akıl ruh aklıdır. beden aklını açgözlü ya da hırslı olmak için kullanır ve onlardan nasıl maddi çıkar sağlayacağını düşünürsen, ruh aklını bir cevizden daha büyük olmayan bir boyuta düşürürsün. beden aklı her şeyi ele geçirirse ruhunu tümüyle kaybedersin. böylece ölü insan olursun. ölü insanı kolayca tanıyabilirsin; onlar öteki insanlara baktıkları zaman kötüden başka bir şey görmezler. ağaca baktıkları zaman kereste ve çıkardan başka bir şey görmezler; hiçbir zaman güzellik görmezler.
    ruh aklı bütün diğer kaslar gibidir. kullandığın zaman büyür ve güçlenir. böyle olabilmesinin tek yolu onu anlamak için kullanmaktır. ama beden aklınla açgözlü ve benzeri olmaktan kurtulana kadar ona kapıyı açamazsın. açtığın zaman anlayış genişlemeye baslar ve ne kadar anlamaya çalışırsan, ruh aklı o kadar büyür. doğal olarak anlayış ve sevgi aynı şeydir. anlamadan bir şey sevilmez. insanları ve tanrı'yı anlamazsan ne insanları ne tanrı'yı sevebilirsin.

    yaşlandığın ve sevdiklerini hatırladığın zaman yalnızca iyiyi hatırlarsın. kötüyü hatırlamazsın hiçbir zaman, ki bu da kötünün hiçbir şeye değmediğini kanıtlar.

    aptal sözcük oyunu insanları aptallaştırır. bir kişinin başka birine karşı sözcükleri kullandığını işitirsen, onu tanımak için sözcüklerden yola çıkma. sözcüklerin anlamı yoktur çünkü. ses tonuna dikkat et. dürüst olup olmadığını, yalan söyleyip söylemediğini anlarsın.

    (farklı görüşleri savunan ve görüşlerini incil'e dayandıran hıristiyanlar için) öyle görünüyor ki incil her iki yolu söylüyordu. ne zaman söylese diğer şekilde yapmamanın iyi olacağını, yoksa cehenneme gidileceğini belirterek uyarırdı. yada incil'in ne anlattığını söyledikleri şey buydu.
    tanrı, böyle hafif konularda tartışan aptallar kadar dar kafalıysa, o zaman cennet yaşamaya uygun bir yer değildi.

    verdiğin bir şeyi nasıl yaptığını anlatmak yalnızca bir şey vermekten daha iyidir. birine kendi başına yapmayı öğretirsen, o zaman adam iyi olur. yalnızca bir şey verip hiçbir şey öğretmezsen; o zaman o kişiye geri kalan yaşamı boyunca sürekli veriyor olursun. kişiye yanlış hizmet yapmış olursun; çünkü sana bağımlı olursa o zaman onun kişiliğini alır ve çalarsın. bazı kişiler sadece vermeyi sever; çünkü bu onları kibirli, verdiği kişiden daha iyi kılarmış. bazı insanlar kendi kendilerinin insanı olmak yerine bay kibirlilerin köpeği olmayı tercih edecek kadar alçalmışlardır.

    tutumlu olmak ile cimri olmak arasında fark vardır. cimriysen paraya tapan büyükbaşlar kadar kötüsündür ve paranı zorunlu olduğun şeyler için kullanmazsın. bu şekilde para senin tanrındır ve bütün bunlardan iyi bir şey çıkmaz.
    tutumluysan, paranı zorunlu olduğun şeyler için kullanırsın; ama gevşek davranmazsın. parana karşı gevşek davranırsan, zamana, düşüncelerine ve başka her şeye karşı da gevşek davranırsın. bütün insanlar gevşek davranırsa, o zaman politikacılar kontrolü ele geçirebileceklerini görürler. gevşek insanlar üzerinde kontrol kurarlar ve çok geçmeden bir diktatörün olurlar.

    eğitim iki parçalı bir meseledir. bir parçası tekniktir. bu işinde nasıl ilerleyeceğin anlamına gelir, eğitimin bu ucu modern olmaktan yanadır. ama diğer parçaya sıkı sıkı yapış ve değiştirme.bu parça değerdir. dürüst olmaya, tutumlu olmaya, elinden geleni yapmaya ve başkalarını önemsemeye değer vermeyi öğrenmişsen bu her şeyden daha önemlidir. bu değerleri öğrenememişsen ne kadar modern olursan ol hiçbir yere varamazsın. değer vermeler olmadan modern şeyleri kötülük, yakıp yıkmak için kullanmak mümkünden de ötedir.

    the education of little tree/forrest carter
  • saraylarda yaşayanların planları,barakadakilerle hiçbir zaman birbirini tutmadı ve bu durum 21.yüzyılda da değişecek gibi görünmüyor.
    (bkz: homo deus)
  • "duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki, fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim."

    (bkz: yeraltından notlar)
    dostoyevski
  • nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yok
    alice harikalar diyarında
  • “belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti.”

    sabahattin ali - içimizdeki şeytan
  • - anama harp bitti demiştim. oysa ki harp yeni başlıyordu benim için. üstelik tek kolla!

    hey gidi çolak salih.
  • “zihnimdeki sessizlik... her akşam aynı saatte başıma hücum eden ağrılar... hikayesizliğin, sessizliğin, ya da en tuhafı, yarım kalan bir hikayenin, yarım bir şarkının sebep olduğu ağrılar...”*
  • kent bugün sizin, bizim çobanı olduğumuz, tanrı'nın kullarının yaşadığı yerdir. zengin din adamlarının yoksul ve aç insanlara erdem üstüne vaaz verdikleri bir rezillik yeridir. gülün adı-umberto eco
  • dürüst bir insan yargılanırken tedirgindir! gülün adı- umberto eco
hesabın var mı? giriş yap