• kişinin kendini bir başkasına açtığı anda bilinçdışından uzaklaşma emrini veren örüntü
  • bu konuyu psikolojik yönden açıklamaya geldim. o ıssız adam filminde anlatılıp popüler edildiği gibi bir şey değildir. altında çocukluk dönemine ait ya da yaşanılan ilk duygusal ilişkiye dair çok şey barındırır(travmalar sadece çocukluk kaynaklı değildir). erkeklerde oranı daha yüksek olsa da kadınlarda da görülen bir bağlanma türüdür. kaçıngan bağlanan kişileri bir ilişki içinde tutmak çok zordur. kaygılı bağlanan bir birey başkalarına ihtiyaç duyar ve başkası üzerinden kendini ifade eder ve değerini belirler. bu yüzden de ona gerekli ilgiyi verirseniz kolaylıkla size bağlanması sağlanır çünkü size ihtiyacı vardır. fakat kaçıngan bağlanan bir insan kolay kolay kimseye ihtiyaç duymaz. o kendini başkası üzerinden ifade etmez hatta çoğunlukla bundan nefret eder.

    dikkat ederseniz kaçıngan bağlanan kişiler oldukça öz güvenli kişilerdir. zaten onlara çekilme sebebi de budur. size ihtiyaçları yoktur ve bu da otomatik olarak karşısındaki kişide kaybetme korkusunu oluşturur. ona çıkıp "seni sevmiyorum, istemiyorum" desen yapacağı tek şey "sen bilirsin" olacaktır. kaçıngan bağlanan kişiler aynı zamanda içlerinde çok derin bir bağ kurma isteğiyle yaşarlar. bu yüzden ilişkinin belli bir safhasına gelene kadar çok güzel davranırlar. düşünceli, hassas, sevecen bir tiptir. hatta bu konuda gördüklerim dahilinde şunu iddia edebilirim ki kaçıngan bağlanan kişi kadar duyarlı birisini bulamazsınız. bir yere kadar sizi onun gibi düşünen, önemseyen birisi olmayacaktır. zaten aklınızdan çıkmamasını sağlayan ve kaybetme korkusu yaşatan da yaptığı bu davranışlardır.

    bu kişilerin içinde büyük bir savaş vardır bir taraftan derin bağ kurmak isterler bir taraftan da bundan ölümüne kaçarlar. zaten bu korkudan dolayı bu bağlanmanın alt kümelerinden birisi korkulu kaçıngan bağlanmadır. insanlara asla güvenmezler ve şemaları nedeniyle de kendini gerçekleştiren kehanet gibi kendilerince güvenilmez olmayan kişilere çekilirler. çünkü bu durumun farkında olmayan bir insan için orası güvenli ve bildiği alandır. işin sonunda "ben biliyordum" diyerek oradan içi rahat bir şekilde ayrılır ki zaten bu yüzden de geride bıraktığı kişilere dönüp bakmaz. çünkü haksız çıkmamıştır ve hayat ona insanların güvenilmez olduğunu tekrar göstermiştir. geriye dönüp bakmadıkları için de ilişki içinde olduğu insanlar tarafından sonrasında vicdansız olarak düşünülür. aynı zamanda kaygılı bağlanan kişilerde güvenli alanlarından dolayı kaçıngan bağlanan kişilere çekilirler.

    kaçıngan bağlananı siz seçmezsiniz o sizi seçer. bunun nedeni ise kaçıngan bağlanan kişinin ileride kendini kapatacağı süreçte "ben bilirim" demek istemesidir. kaçıngan bağlanan kişinin ilişkiye başlarken aklının bir tarafında şu vardır "zamanı gelince gideceğim." bunun olması için de sizin onun hoşuna gitmeyen özeliklere sahip olmanız gerekir. hoşunuza gitmeyen özeliklerinizi de en başından itibaren biliyordur aslında. ileride arkasını dönmek istediği zaman buraya sığınacaktır. partneri "ben başından beridir böyleydim, değişmedim" diye düşünse bile zaten asıl problem budur o bilerek girmiştir size bunları söylememiştir çünkü zamanı geldiğinde gitmesi için bunlara ihtiyacı vardır.

    onların üstüne düşmek onların size bağlanmasını sağlamaz tam tersine uzaklaşmaya neden olur. çünkü onlar buna ihtiyaç duymuyor. kaçıngan bağlanan bir insan yalnızlıktan beslenir. çünkü zamanında mutlaka bir yerlerde ister çocukluk dönemi ister yetişkinlik dönemi ihtiyaçları karşılanmamıştır. o kendi kendine idare etmeyi öğrenmiştir. aslında bu süreç çok acılı bir süreçtir. bir süre boyunca isteklerini ifade eden çocuk görmezden gelinmiş ve çocuk susmayı kendi kendine idare etmeyi öğrenmiştir. bu kişilerin şemalarında şu yazı kocaman harflerle yazar "sen isteklerini, ihtiyaçlarını belli etsen bile kimsenin umrunda olmayacak, kimse bir şey yapmayacak o yüzden isteklerini kimseye belli etme ve her şeyi kendi başına yap, sana senden başka kimse yardım edemez ve senin kimseye ihtiyacın yok." aynı zamanda kaçıngan bağlanma küçük yaşta çok sorumluluk alan ve çocuk olmasına rağmen ebeveynlerinin ebeveyni olmak zorunda kalan kişilerde de görülür. çünkü onlar da isteklerini belli etmemeyi öğrenmiş kişilerdir. onların da istekleri yapılmamış tam tersine üstlerine büyük sorumluluklar alarak başkalarını düşünmek zorunda kalmışlardır.

    kaçıngan bağlanan bir kişi asla yardım istemez ve en zor anlarında herkesten uzaklaşır. o sorunu çözmek için yalnız kalmalıdır. bu yüzden de kaygılı bağlanan bir partneri varsa bu esnada kaygılı bağlanan kendini kaybetmeye başlar. çünkü karşısındaki kişi ulaşılmaz olmuştur. o yardım etmek kaybetme korkusu ile üstüne düşer ama kaçıngan bağlanan daha da uzak hale gelir. çünkü bu alan onun bildiği bir alan değildir. kaçıngan bağlanan kişi için bağlanmak demek yaralanmaya açık hale gelmek demektir. çünkü daha önce bağlanmak istemiş ama karşılığını görememiştir. bu yüzden bu olduğu anda kaçarlar, hatta bazen öyle bir kaçış olur ki bu size açıklama bile yapmazlar. öylece çekip giderler çünkü artık açıklama yapmak bile gereksizdir. bazen de geri dönüş kapısı için bunu yaparlar ama geriye dönen kaçıngan bağlanan sayısı oldukça azdır.

    bu kişilerle eğer ki durumun farkında değillerse ve bunu yok edip güvenli bağ kurmak gibi bir istekleri yoksa ilişki yaşamak da arkadaş olmak da çok zordur. çünkü onu sizin iyileştirme gücünüz yoktur ve ne yaparsanız yapın size bağlanmayacaktır. çünkü bağlanmak onun en kötü rüyasının gerçek olması demektir. sevgisinden asla emin olamazsınız. size en bağlandığı anda bile çekip gidebilir. siz işte artık o beni çok seviyor dediğiniz anda bir bakarsınız ki o buz gibi olmuş. çünkü bağlanmış olması gitmesi için en önemi sebeptir zaten. sizinle gelecek planı kurmaz, hayatını yalnız olacak şekilde planlar ve kafasında sizin haberiniz olmasa bile ki zaten haberiniz olmaz ilişkinin bitmesi için bir süre sınırı mutlaka vardır.

    her ne kadar ilişki içinde oldukları kişilere hayatı dar etseler de kaygılı bağlanma bile bu durumdan daha iyidir. çünkü burada duygusal olarak ihmal edilmiş bir insan söz konusudur. aslında hayatları ve yaşam tarzları çok acıklıdır. çünkü birçok duygudan mahrum bir şekilde yaşamaya ant içmiş, kendilerini kendi korkularından oluşan bir hapishaneye mahkum etmişlerdir. sizin yapacağınız bir şey yoktur, yardım edemezsiniz, onu istemiyorsa değiştirme şansınız yoktur ama kişi değişim istiyorsa bilinçaltına, şemalarına bakılarak ve oradaki yaraların iyileşmesi sağlanarak güvenli bağlanmaya geçiş yapabilir. çünkü bağlanma öğrenilen bir şeydir ve örüntüler kişi isterse her zaman için değiştirilebilir.

    debe edit: kaçıngan bağlanan kişiler narsist kişilik bozukluğuna sahip kişiler değildirler. bir kişiye narsist tanısı konması için birçok parametrenin bir araya gelmesi ve hayatının her alanına sirayet etmesi gerekir. bir insan size kötü davrandığı için narsist olmaz. onun bütün hayatını mercek altına almak gerekir. kaçıngan bağlanan kişiler sadece bağlanma sorunu yaşarlar ve kişi isterse bunun da tedavisi mümkündür. çarmıha gerilmesi gereken kişiler değillerdir. sadece hayata farklı bir yerden bakan ve çoğunlukla kaygılı bağlanan kişiler ile çatışma yaşayan kişilerdir. hayatımızı bilinçaltı yönetir ve bilince çıkmayan şeyler farkında bile olmadan yaptığımız tercihlerdir. bu yüzden bağlanma sorunları, kişilik bozuklukları, bilinçaltı ve bunların tedavisi ciddi anlamda bilgi gerektirir. öyle sosyal medyada çıkıp bu kişilerin özelikleri şunlardır, onlardan kaçın diyerek konuşan sözde psikologlardan uzak durmak gerekiyor. yapmanız gereken en önemli şey şu "ben bu kişiye neden çekildim?" bu sorunun cevabını bulmak birçok şeyi çözmenizi sağlayacak. bunlar ciddi konulardır ve bir insan hakkında karar vermek için onu çok iyi tanımak ve dinlemek gerekir.
  • - there is no good or evil, there is only flesh.

    çarmıhlara gerilesi bağlanma stili olarak anılıyor da iddia ediyorum aslında en mağdur ve masum bağlanma stili bu. hep ağlayanlar meme istedikleri için kazanıyorlar artık emzik istemenin vakti geldi sanırım ki başlıkta birkaç kişi "kaçıngan bağlanma stilinin düşünce sistemleri"ni empati kurdurmak amacıyla anlatmaya çalışmış.

    "kaçıngan = pislik şeytan narsisistler" demek değil, derine yerleşmiş korku ile terk edilmeyi beklemek/bundan emin olmak, bazen 'muhtemel terk ediliş'in yıkımını beklemekten yılıp, önden kaçmayı seçmek demek ve toplumun çoğunluğu kaygılı bağlanıyor diye kaçınganların da davası yok sayılmıyor.

    kaygılı bağlanma sahibi insanlara elbette bir anlayış gösteriyorum, hepimiz sevgi istiyoruz, bazılarımız söke söke isterken bazılarımız utana sıkıla istiyor.

    kaçınganların o "reddedilme ihtimallerini ortadan kaldırma çabası" ve "her şeyi kendileri halletmeye mecbur hissetmek" üzerine kurulu yaşamları, "birileri çok yakınlarına gelirse terk edileceklerine dair eminlik, aşina oldukları varoluş yolu -yordamı da ellerinden alınacak da sudan çıkmış balığa dönecekler paniğinden yaşadıkları cehennem" hiç kimsenin anlayabileceği bir şey değil.

    kimse kaygılı veya kaçıngan doğmuyor. kaçıngan yetişkin birey, çocuklukta tek başına, ağlaya ağlaya sesini duyurmaya çalıştıkça hiçbir yetişkinin kendisini duymadığını + duymak da istemediğini göre göre, sonunda 'sesi götüne kaçmış o ufaklık hali' ve bunun getirdiği bir ezber olan "içine ağlamak, kendisine el uzatanlardan kaçmak çünkü bildiği tek mücadele yordamının 'tek başına yapılan mücadele' olması", yani bu öğrenilmiş çaresizlik;

    bu bağlanma stiline sahip olanları "narsisizim" ile suçlayan, "sadece benim kaygılı/abartılı duygusal tepkilerim normal tmam mı, en azından ben paylaşıyorum, karşımdakine sağlıksız çullanıyor oluşum umrumda değil, onda korkular tetikliyorsam da banane, kaçınganlar hep kötü, vurun kaçıngan kahpelere" diyen bazı bencil nevrotikler tarafından anlaşılacak bir şey değil. oha amma uzun cümle oldu.

    entry'i kaygılılardan özür dileyerek devam ettirmek isterim. herkesi genellemiyorum.

    sorunu karşısında aradığı kadar, kendisinde de arayan kaygılılar da, kaçınganlar da tanıdım, sorunu hep kendisinde arayan baş kaçıngan zaten benim. ilişkiler yakınlaştıkça yakamı bağrımı parçalayıp kaçmak istiyorum. karşımda deliler gibi kusur arıyorum sağolsun yurdum insanı da veriyor elime kozu. sonra oturup "bağlanmamak için maymunluk mu yapıyorsun yoksa bu ilişkiler cidden mi kusurluydu" diye, böğrümü deşe deşe kendime sorgu spotu tutuyorum.

    her neyse kaygılı kardeşlerimi de anlıyorum diyordum. "doğrudan veya dolaylı her an terk edilmekle tehdit edilen bir çocukluk" geçirerek, yetişkinlikte o ufak halinizin titrek korkularıyla yönetildiğinizi biliyorum ve anlıyorum. hepimiz, her an gidecek o ebeveynleriniziz sanki, değil mi?

    kaçınganlar ise tehdit safhası aşılmış ve çoktan "terk edilmiş" çocuklardır. bir de böyle bakın. terk edilmişliklerini sindirmiş ve bu hisse sarılarak büyümüş, dolayısıyla herkesin terk edileceğini, kendilerinin de her an terk edilebileceklerini, herkesin bir gün gideceği, kendi acılarına kayıtsız kalacağı ve hayatında yaslanacak sadece "kendisi" olduğu ön kabulüyle, en az kaygılılar ve diğerleri kadar kabul ve onay açlığı ile, kendi yağlarında kavrulmaya çalışırlar.

    herhangi birini "çocukken öğretilen kalıpları kolay kolay kıramıyor" diye suçlayamaz hiç kimse, sevmeyi bilmiyorsa bilmiyor, gösteremiyorsa gösteremiyor abv salsınlar o zaman, bir kaçıngan zaten en iyi bunu biliyor, kendi halinde bırakılmak, çayıra salınmak.

    en güzeli hatayı karşımızda aradığımız kadar kendimizde de arayalım, bunlar düzeltilebilir pattern'ler umudu taşıyorum. iyi veya kötü yok, insan var. ezberlerimizle yaşıyor, korkularımızla baş ediyoruz.
  • popüler psikoloji ilginç bir hal aldı. instagram psikologları sağ olsun, psikolojik iyilik halini artıracak şekilde pratiğe dökmeyi amaçlayan bilimsel bilgiler insanların fal bakar gibi başkasında kişilik bozukluğu ya da bağlanma problemi aramasına araç olmakla sonuçlandı. problem arama ve yakıştırmanın sonu da genelde “sorun bende değil, onda” iddiasına gönül rahatlığıyla ikna olmakla bitiyor.

    kaçıngan bağlanmadan bahsetmeden önce şunu hatırlatmak gerek: kimse durduk yere problemli davranan manyak insan değil. kaçıngan bağlanma dahil, geliştirilen her uyumsuz eylem zamanında karşılanmamış bir ihtiyaç veya var olmuş bir tehdide karşı geliştirilmiş br adaptasyondur. bu adaptasyon sonucunda ortaya çıkabilecek davranışların yelpazesi, davranışların sıklığı ve şiddetiyle birlikte değişkendir. kaçıngan bağlanmanın da kişiden kişiye değişen görüntüleri var. mesela kaçıngan bağlanan insanlar asla yardım istemez ya da arkadaşları olmaz diye bir şey yok. yakın ilişki dışında yakın arkadaşlıklar kurmaları ve yardım alıp vermeleri gayet olası (yelpaze dedik, şiddet dedik). yardım ve başka birine ihtiyaçlarını ileri düzeyde yadsıyan kişilere zaten kaçıngan bağlanan demiyoruz, şizoid kişilik diyoruz (şizoid kişilik bozukluğu pek ilişki içine girmedikleri için olsa gerek, taşlanmaktan kurtulmuş sayılı bozukluklarımızdan).

    bağlanma davranışları dahil, bu yelpazede ortaya çıkan davranışlar hayat boyu sabit olmak zorunda da değil. o rijitliğine rağmen kişilik bozuklukları bile yaşlandıkça gerileme gösteriyor istatistiklere göre. kaçıngan bağlanan biri de belirli bir ilişkide kaygılı bağlanma özellikleri gösterebilir. veya normalde güvenli bağlanan biri dengesini bozan bir ilişkide kaygılı bağlanan biri gibi davranmaya başlayabilir. bunlar kan grubu gibi değişmez sabitler değil. bağlanma tipinin bir başka özelliği de patoloji sınıfına girmemesi. kişi ilişkilerinde süreklilik veya tatmin bulamıyorsa bu sebeple terapiye başvurabilir elbette. ya da kişilik örüntüsü kaçıngan bağlanmayı içeriyor olabilir ama bu tek başına bir patoloji değildir. bir kişilik bozukluğu değildir. narsisistik istismarın kaçıngan bağlanmayla ilişkilendirildiğini gördüm. o iş öyle değil. popüler psikolojinin kullanımı insanları kendilerini iki uçtan birine, ötekini de zıt uca konumlamaya sevk ediyor. kaygılı-güvenli bağlanan melekler ve kaçıngan bağlanan düşüncesiz, kalp kıran değersizler. narsisistik psikopatlar ve onların kurbanları zavallı masumlar. borderline dengesizler ve dengesi bozularak mağdur edilenler. uçlar böyle gider de unutulan şey ilişkinin işteş bir şey olduğu. sadece ilişkilerde değil, hayatta başına gelenlerin sorumluluğunu da almak gerekiyor. sorumluluğu başkasına atan herhangi bir üslup ya da iddianın cazibesine kapılmak kısa vadede iyi hissettirir, ama uzun vadede kaçıngandan kaygılıya, oradan narsiste gezdirir durur.
  • hele bilinçaltlarının şaşasına bak hele.

    özerk ve bireyselleşmiş insan sorunlu bir bağlanma çeşidi sürdüremez. kaçıngan adı üstünde “kaçarak”, kaygılı “bağımlılık göstererek” yapar bunu. iki bağlanma çeşidi de işbirliğinden yoksundur; sorundur, halledilmelidir, nevrozlara yatkınlık hakimdir, tedavi süreci ağrılıdır, imkansız değildir.

    bu mecrayı anonim kaynaklar realist fikirlerini içeriden yansıttığı için müthiş faydalanıyor ve seviyorum. amma velakin buradaki her insan evladı zehrini anonimliğin verdiği hadsizlikten aldığı zamanlarda midemi bulandırıyor.

    hiçbir kadın (erkek) kendisine verilmeyeni talep etmez. vaktiyle gösterdikleri ilginin aslında bir şey vermekten çok kendi yalnızlıklarından kaynaklandığını ve karşılık beklentisiyle verdikleri için kaçınganları da anlıyorum lakin bunun vermek olmadığını bilmeliler.

    her ilişki sevgi umuduyla başlar. hepimizin kulaklarında “her ihanet sevgiyle başlar” repliği çınladı dimi genşler? neyse konunun özü bu değil aklıma gelmişken yapıştırıverdim.

    sağlıklı bireylerde her iki taraf da birbirine aşırı bağımlı olmadığından, ilişkinin içinde yok olmaktan korkulmaz. üstelik özerk birer varlık olduklarından bağımsız yaşantılarından edindikleri zenginlikleri ilişkiye katarak beraberliğin sürekli evrim içinde olabilmesini ve canlı kalabilmesini sağlarlar. kişilerin ilişki içerisinde birbirlerini kapatmaya çalışmadıkları, özelliklerine saygı gösterebildikleri, yitirme korkusu yaşamadıkları bir beraberliktir. gerçek sevgi bağıdır.

    ilginç olan bir yön ortakyaşam ilişkisi kurma eğilimi gösteren kişilerin birbirlerini bulmadaki çabukluk ve beceridir. bu bilinçli bir seçim yapmaksızın olağanüstü bir sezgi yoluyla, (benim kaçınganlarda gördüğüm bunu bilime dayandırarak inkâr etmeleri) iki kişinin birbirine doğru yaklaşması biçiminde gerçekleşir.

    geçmişteki yoksunluğunu şimdiki egemenliğiyle ödünleme çabaları temeldeki değersizlik duygularının ortadan kaldıramaz. kendi mazoşizmiyle beslenen -biz sağlıklı ilişkiler kuramayı deneyimleyemeyen- kişiler olarak bunu aşmak zorundayız. her gelen içindeki toksik birikimi buraya birilerinin üzerinden kusmaya kalkışırsa bu gemi yürümez. (kaçınganlar kaygılılara aşık, kaygılılar kaçınganlara. hele yiğitlerime bak be. aman da analarının paşaları, babalarının piremsesleri herkes de size aşık, herkes de kendi durumununun boktan nevrotikliğini olumlamaya kalkışıyor hoşt amk) bakın bunları ben de demiyorum engin gençtan yazmış. bi tarafımızdan uydurmuyoruz.

    ama geçmişimdeki kaygılı da hello darkness my old friend demeden de duramıyor*.

    yeri gelmişken;
    (bkz: #145556787)
    kaygılıdan kaçıngana cesur aşk mektubu
    (bkz: #147996771)
  • yazılarda geçen kriterlerin tamamına olmasa da pek çoğuna sahip olduğumu fark ettim. şu an şoktayım gibi, pek çok şey bana o kadar uyuyor ki. sanki tanrıya bağlanışım dahi bu şekilde.

    edit: tamam da ben 18 sene nasıl evli kaldım o halde. tamam bir kaç kere çıkıp gittim ama 18 senede bir kaç kere de çok anormal sayılmaz herhalde.
  • --- spoiler ---

    +en kaçıngan benim!
    -hayır, benim!
    +izle ve gör o zaman!
    --- spoiler ---
  • o kadar okudum kafamda canlanmadı bile. kaçınarak bir insan nasıl bağlanıyor? pattern ne burada?

    hafsalamın almadığı bağlanma türü.
  • yakınlığı ve duygusal bağı tehdit olarak algılarlar. ikili ilişkide kendilerinde tuttukları çok sırları olur. genelde yüzeysel ilişkiler kurarlar. aranıza hiç kapanmayan bir mesafe koyarlar. bende bunun kaygılı olanı var, onda da her iletişim kopukluğunu ayrılık olarak algılıyorsunuz.
  • nerede arizali, iliski yurutemeyen, cok bagimsiz havasinda, iskolik takilan varsa bu tipten cikiyor. isin igrenc tarafi ise bu kisiler disindakiler bana ilginc gelmedigi icin iliski kuramiyorum. patternleri cok bellidir. iliski kurmak istiyodur ama sartlar olgun degildir vs. hep bi bahane vardir. gecerli bahaneler sunarlar ha, oyle babaannemi yediler falan seklinde degil. ben gibi kaygili tiplerin uyanik olmasi gerekir yoksa kacan-kovalayan iliskisine doner ve en cok da kovalayan yara alir
hesabın var mı? giriş yap