• 4 sene aktif olarak yamaç paraşütü ile uçtum, sayısız korkunçlu uçak yolculuklarım oldu, bir sürü karting turnuvasına katıldım, çeşitli büyüklükteki organizasyonlarda kupalarım var, dağlarda bayırlarda bisikletle gezer tozarım.. şu minibüsle kadıköy'den kartal'a gitmeden önce ben heyecan nedir bilmemişim.

    kurumsalı, tenekeli mahallesi bir sürü ortamda bulundum.. binlerce insan gördüm.. insanın olabilecek en aşağılık hallerini gördüm, daha fenası olmaz sandım. şu minibüsün şöförünü görene kadar ben yavşak nedir tanımamışım.
  • bu gece bu dolmuşlardan birinde, hayatımda ilk defa gözümle gördüğüm bir insanın başka insanlara zarar verememesi için ortadan kaybolmasını istedim. 2 buçuk senedir bu dolmuşla kadıköy - bostancı arasında akşam saatlerinde gidip geliyorum. özellikle saat 12 ciivarı pek çok orospu çocuğu minibüs şöförüne rastlamışımdır. ne yarışlar gördüm, ne kavgalara şahit oldum. ama bu akşamki gibisini görmedim.

    çarşı montlu delikanlı bir şöför. dakikada 4-5 kez camdan tükürüyor. değişik tiklerle boynunu kütürdetme frekansı ise yaklaşık 3 küt/dk. hiperaktifliği bir çeşit hap içmiş olma olasılığını kuvvetlendiriyor. zira sürekli ya minibüsün iç zeminine bakıyor, ya arkadan gelen minibüs var mı diye kafasını camdan uzatıyor, ya da yola bakmayacak başka bir şey yapıyor. 25 yaşında bir türk erkeğinin maruz kalmadığı bir arabesk müzik türü olamaz diye düşünürdüm. oluyormuş, son sesle açıldığında kulağınıza yapıştırdığınız kulaklıklarınızı bile delip geçebiliyormuş. orospu çocuğunun minibüsü kullandığı hızı ve attığı makasları, geçtiği kırmızıları yaşamanız lazım. bir kadın "ışıklarda" diyor, bizim yavşak duymuyor. sonra kadın "inebilir miyim" diyor gayet normal bir tonla. normal bir hızda indikten sonra orospu çocuğu dönüp kadına bir şeyler söylüyor, kulağımda arabeskten korunmak için kulakıklar var ama kadına laf soktuğunu iğrenç yüz ifadesinden anlayabiliyorum. sonra arka koltuklardan biri şöföre laf atıyor adam gibi kullan gibilerinden. orospu çocuğu ters ters bakıyor ve istifini bozmadan orospu çocukluğuna devam ediyor. (bu hattı kullananlar bilir, şöförle tartışmaya girmek gereksiz ve tehlikelidir. erkekseniz ve şikayetinizde ısrarcıysanız genelde dayakla tehdit edilirsiniz, kadınsanız söz düellosuna girip plakasını alırsınız, şikayet ederseniz de babayı alırsınız.)

    işin uyuz eden kısmı elinizden bir şey gelmemesi. plakasını alan mı istersiniz, şöförü sürüm sürüm süründüreceğini iddia edeni mi.. o gece tartıştığınızla kalıyorsunuz ve düzen kesinlikle değişmiyor. orospu çocuğu olmayan, minibüsü adam gibi kullanan, kurallara uyan şöför yok mu? çok var. ama bu geceki gibi orospu çocuklarından da çok var. ve bu orospu çocuğu gibiler yüzünden birçok insan sürekli kaza tehlikesiyle yolculuk yapıyor.

    tek başına türkiye'de yaşamaktan nefret etme sebeplerini açıklıyor aslında. "eğitimle düzelir her şey", nah düzelir! bu ülke insanı ne zaman eğitime önem vermiş, ne zaman denetime, kurala önem vermiş? "kaçıyor musun?" evet, kaçmak istiyorum anasını satayım. bu akşam tecrübe ettiğim cehaletin benim ve sevdiklerimin canını hiçe saymasına izin vermek istemiyorum. inşaatın yanından geçerken kafama tüp düşsün istemiyorum. çukurun etrafına koruma konmadığı için düşüp ölmek istemiyorum. tünelin etrafına uyarı konmadığı için arabamla takla atmak istemiyorum.

    akşam akşam küfür ettiren, dellendiren, usandıran ve utandıran dolmuştur bu efendim. fırsatınız varsa bırakın binmeyi, karşılaşmamak için minibüs caddesine uğramayınız.
  • bu gece pendik'te bir tanesine bindim(plaka da vereyim: 34m1041). 2 yolcu vardı. biri şöförün yanındaki tek koltukta oturuyor. muhtemelen şöförün tanıdığı. elinde yanar vaziyette bir sigara. minibüs de leş gibi sigara kokmuş zaten. hareket edince şöföre "sigara içmeye devam edilecekse ben ineyim" dedim. yani, "sigara içmeyi kesin" demek oluyor bu. şöför, kenara çekti, durdu "tabi buyrun" dedi. "plakanızı da alıp sizi şikayet edeceğim" dedim, "olur" dedi. indim ve hemen cep telefonuyla şikayet edecek yer aradım. ibb'nin beyaz masasından başka bir yer bulamadım. oraya şikayetim de bir işe yaradı mı bilemiyorum.

    bu derece müşteri memnuniyetine önem veren, şefkatli ve insancıl şöförlere sahip minibüs hattıdır. ben öğrendim, siz de bilin isterim.
  • gece 01:00 sıralarında binerseniz alkol kokusundan kusabileceğiniz minibüsler.. hele bir de mor ışıklı olanlar vardır. seyyar meyhane. yanında arkadaşı olur, arkada arabesk. ayrıca katliam turizm üyesi olan şoförleri de barındıran dolmuşlardır. şöyle ki :

    2 minibüs yolcu almak için yarışmaktadır. diyalog aşağıdaki gibidir..

    ------
    + bizim şoför
    - arkadaşı
    x diğer minibüs şoförü
    ------

    + bu herif de göztepeden beri arkamda kıl oldum.
    (müsait bi yerde inebilir miyim..)
    + dıkss.. biraz acele ederseniz....... dıkss.. gırrn..
    - abi geliyo..
    (önüne kırar direksiyonu)
    + yaa böyle önünü keserler..
    (çotaa.. aynayı alır arkadaki minibüs, şoförler sinirle iner)
    - aç aç kapıyı aç.. lan it !!
    + napıyım ulan ben seni şimdi.. ha ?
    x bas git ulan al şu parayı da hade..
    + ulan ben şimdi sana gösteririm.. geç kamil..
    - korktu ibne..
    (grrrn.. gırrrrrrrn)
    + ayna öyle alınmaz böyle alınır..
    (çotakk..)
    - ne oldu gött.. böyle alınır ayna..
    x ananızı..s....
    (brightblade : ışıklarda indirir misin..)
    + tabi çabuk biraz..
    - bas abi bas...

    (bkz: dunyanin en gereksiz adami)
  • yok edilmelidir. soforleri insanliktan (iyi olanlari tenzih ederim) cikmis magandadir. caniniza kastederler. saygisizdirlar.
    emekli maasini cekmeye giden yasli bir teyze sorar:
    -ziraat bankası'ndan gecer mi?
    -gel kocakari gel..
    sofor deli gibi hiz yapar. yolcu uyarir.
    -karpuz mu tasiyorsun yavas
    ani fren.
    -in ulan asagiya
    gece gec saatte calisanlar daha feci. madde kullanan mi dersin taciz eden mi . ..
    anadolu yakasinin irinidir bu hat. terorizmdir. boktur. pisliktir.
  • bugün bu dolmuşu kullanan itlerden bir tanesi hiçbir nedeni yokken ışıklarda minibüsünden indi ve camıma geldi. camdan ne biçim araba kullanıyosun lan diyerek çeneme yumruk attı ve daha sonra çekiştirmek istedi ağır hakaretler eşliğinde. etrafıma baktığımda ardarda dizilmiş minibüsçü itlerini görünce direk gazlayıp karakola gittim. bu kendini kabadayı sanan üçbeş kuruşluk itlere gününün gösterilmesi gerektiğinden elimden gelen tüm yöntemleri deneyeceğim.
  • yıllardır bu dolmuşları kullanıyorum, yaptıkları hızları da gördüm, estirdikleri terörleri de, ettikleri en ağır küfürleri de işittim -- yok yemedim duydum-- gecenin bir yarısı dinlemeye maruz kaldığım çılgın muhabbetlerini de dinledim lakin ilk defa dün akşam 17:30 sularında koltuğunda oturan ben jazz dinleyen bir şoföre rastladım, kınamıyorum, kınamam da ama bunun bir kamera şakası olduğunu sanıyordum ta ki, şoförün frank sinatra'dan new york new york şarkısını ve beatles'dan i wanna hold your hand şarkısını mırıldamasına ve şarkıya eşlik etmesine kadar, hayatımda umarım bir kez daha karşıma çıkar, şoförü buradan selamlıyorum, kesin okuyorsundur ekşi sözlük, altıdan sonra da rock fm açsan ne güzel olurdu eve gitmek o trafikte.

    bazen hızlı gidip çene yakıyorlar ama olsun çok seviyorum bu dolmuşları.
  • genellikle hapisten çıkıp iş bulamayan arızalı ve belalı tiplerin şoförlük yaptığı hattır.
  • bugün hayatımda bu hatta çalışan bir dolmuşa ilk kez bindim. abartmadan söylüyorum ilk kez uçağa bindiğimde bu kadar korkmamıştım. şoförün gözünde insan olduğumuz bilinci malesef yoktu. en az 10 kere kırmızı ışıkta geçti (bunların plakalarına ceza gitmez mi anlamam) akıl almaz manevralar yaptı. yanındaki dolmuşun içine muavin şakayla karışık para fırlattı ve de en önemlisi bir başka dolmuşu sırf yolcu kapmak için kaldırıma çıkardı. haklı olarak o dolmuş şoförü bizim ilerde önümüzü kesti ve bizim dolmuşcuyu bir güzel dövdü. olaylar kavgadan sonra bitti diyorsanız yanılıyorsunuz. bizim dayak yiyen soför göztepeye geleseye kadar o adamın önüne direksiyon kırmaya devam etti. yolcuların uyarısını ise alın paranızı inin diyerek nazikce! reddetti. olay telefonda minibüsün sahibi olduğunu düşündüğüm mustafa abi tarafından sakın daha fazla bir şey yapma gel kadıköy'e demesiyle son bulur gibi oldu. ben indiğimde arkadaşına 'ya o ölecek ya ben öleceğim' diyordu. bu olay daha uzar mı bilmem ama ben bir daha dolmuşa binmem.

    not: o minibüsün plakasının sonu 2578'di.
hesabın var mı? giriş yap