• bir keresinde fabrika ziyaretinde, müşteri aniden, "sen bir makinenin üzerine çıkıp tamir edebilir misin ha? edebilir misin? bıktık kadın mühendislerden!!!" diye haykırdı. müdahale etmeseler masanın üzerine çıkıp slogan atacaktı, adam çok ani bir şekilde tek başına örgütlendi. neyinden bıktın adamım, zaten üç beş kişiyiz, nerede gördün de bıktın acaba? ben de sakince, "doğrudur" deyince iyice sinirler gerildi. sadece kadın olduğum için adamı delirttim beyler, bende bu kudret olduktan sonra neler yapmam ki?

    yalnız makinenin üzerine niye çıkıyoruz, onu hala anlamadım. makinenin altından fışt diye çıkıp, yağlı elimi alnıma sürüp, üzerimdeki mavi tulumla "buyur abim" diye karşılamayı düşünüyorum o adamı bir sonrakine.
  • bir tanesi ile evli olduğum mühendis modeli. gayet memnunum. "canım, galois fieldları nasıl çarpıyorduk?" diye email atar, "hepsini bit shift operatörleri ile hallettim response time milisaniyenin altına düştü" diye heyecanla anlatır eve gelince, oğlanın oyuncağı bozulunca lehimleri yenileyip tamir etmişliği de vardır. bunlar dışında bildiğin kadın, yuvarlanıp gidiyoruz.
  • bi dolu vardır ve de genelde daha büyük koltuklarda oturdukları için kıskanılırlar. taaa üniversite yıllarından beri hep kıskanılmışlardır, ki bu iş hayatları boyuncada devam etmiştir. kadın mühendis daha sıkı çalışır, doğası gereği daha detaycıdır, işi daha temizdir. hele bir de güzel bir hatunsa işi çok zordur. bunların hepsi de kıskançlık gerekçeleridir.

    okul hayatları boyunca ders çalışmak yerine hocaya verebilsem keşke ben ders çalışmak yerine diye düşünen mal zihniyetin kıskanç gözleri hep üzerlerinde olmuştur.

    malesef zikindirik ataerkil toplumlar, kadınlardan ne sağlam mühendisler çıkabileceğini farketmek yerine sürekli yollarına engeller çıkarır, bi rahat bırakmazlar. aqmun şu ataerkil toplumunda da durum bundan hiç farklı değildir. sanki erkek mühendis projesini pipisiyle yapmaktadır. gün gelir hatun kişi o sizin bi boka benzetemediğiniz projeyi cillop gibi eder, elinize verir, görürsünüz.

    mühendislik bir kadın ya da erkek işi değildir. kas gücü gerektirmez, pipi hiç gerektirmez. işini hakkıyla yapan insanlara bok atmak, bok atanın sadece bok olduğunu gösterir.
  • mesleği mühendislik olan kadın.

    yıl omuş ikibinoniki, hala cinsinin teknik işlere kafasının çalışmadığını iddia eden var. yazık mühendis.
  • evde kedi şantiyede aslan, muhabbeti dozer, altyapı, temel, kalıp, çimento v.b. olan, kucağında 6 aylık kızıyla statik proje yapabilen modeliyle evliyim, mutluyum.
  • trt tarafından kadına layık görülmeyen meslektir. aynı puanlarla aynı okullarda aynı eğitimi almış insanlardan erkek olan bu ülkede çok büyük projelere imza atmış, hep bişeyler geliştirmiş ve bişeyler başarmış olduğu için bu statü onlara layık görülmüştür.
    işte biz de yetersiz varlıklar olduğumuzdan el işi, yemek, çocuk bakımı gibi onların bizi yeterli gördükleri konularda uzmanlaşabilir ve söz hakkı tanırlarsa konuşabiliriz.

    --- spoiler ---

    trt diyanet tv geçtiğimiz günlerde “yeni güne merhaba” adlı program için gıda mühendisleri odası’ndan "bay" gıda mühendisi katılımı talep etti.

    etiketleme konusunda görüş bildirecek "bay mühendis" talebini gıda mühendısleri odası ‘ayrımcılık’ gerekçesiyle geri çevirdi. sonrasında da “erkek mühendis talep etme gerekçeleri” soruldu. trt’nin verdiği yanıt dikkat çekiciydi: “mühendislik gibi konularda ağırlıklı olarak erkek konuklara yer veriliyor.”

    osman gökmen adına verilen cevap şöyle :

    “söz konusu program yaş grupları farklı da olsa; ağırlıklı hedef kitlesi kadınlardan oluşan bir programdır. programda sağlık mühendislik günlük yaşam (itfaiye, kombi ambulans hizmetleri, beyaz eşya, kuru temizleme) gibi konularda gerek stüdyoya davet edilen, gerekse röportaj yapılarak vtr şeklinde yayınlanan bölümlerde; ağırlıklı olarak erkek konuklara yer verilmektedir. diğer taraftan psikoloji çocuk sanat el becerileri evlilik gibi alanlarda; izler kitlenin beklentilerini ele alarak, kadın konuk ağırlıklı bir tercihte bulunabilmektedirler.”

    --- spoiler ---
  • çalıştığı alana göre dış görünüşü değişiklik gösterir mutlaka. öyle bıyıklıdır diye yaftayı yapıştırmayın hemen.

    ben kimya mühendisiyim. okuması en zor bölümlerden biri denebilir bu mühendislik dalı için. her neyse. üniversite zamanı dersler, laboratuvar, raporlar gerçekten çok ağırdı. 3-4 saatlik uykuyla okula giderken, bir de saçmış makyajmış düşünmüyorduk açıkçası. ben şahsen eşofmanla gidiyordum okula.

    stajımı tüpraş'ta yaptım. kedi merdivenlerinden bilmem kaç metrelik kolonun tepesine topuklu ayakkabıyla çıkacak halimiz yoktu. haliyle oralara da rahat kıyafetimle gittim, etraftaki pislikten elim yüzüm de battı.

    okul bittikten sonra ise satış alanında mesleğime devam etmeye karar verdim. dolayısıyla kılık kıyafetimi de değiştirmek zorunda kaldım. şimdi 10 yıllık bir mühendis olarak, büyük firmaların üst düzey yöneticileriyle, fabrika müdürleriyle görüşüyorum sürekli. ne bıyığım var, ne kolumda bacağımda kıl var, ne de manikürüm pedikürüm eksik. gayet bakımlıyım, gayet güzel iltifatlar da alıyorum sürekli. gel gör ki ben bu şekilcilikten hiç memnun değilim...
  • tamamı ile yanlış bir algının ürünüdürler. kadın mühendis deyince illa ki şantiyede çalışan inşaat mühendisi veya fabrikada kirin pasın içinde çalışan makina mühendisi gelmesin hemen akıllara. büyük şirketlerin happy friday günlerinde mini etekleri veya mini şortları ile salınan bakımlı kadın mühendislerin sayısı da oldukça fazladır. izlenim, tecrübe ile sabittir.
  • yeni mezun olanları bir yere başvuru yaptığında arkasından "kız çocuğuymuş buna nerede iş verelim" gibi şeyler söylendiğini duyandır. ayrıca yurtdışı şantiye işlerinde hiç şansları yoktur. vardiyalı işlerde de çalışılması istenmez. bir iki üç yıl sonra evlenecektir bir de çocuk yapmaya kalkar al sana iki yıl yetiştirdiğin kalifiye eleman hop doğum iznine gitmiş o yüzden yaz ilanın altına yalnızca bay adayların müracaatları dikkate alınacaktır. altını da çiz de bay'ın daha etkili olsun. ne uğraşsın şimdinin kız çocuğu geleceğin ev hanımıyla okumayla ayıp etmiş zaten(!)
  • çilekeştir. şantiyeye gider, işçi ağzını bi karış açıp gözlerini pörtletip bakar uzaylı görmüş gibi, erkek meslektaşları okulda 2. sınıfta gördüğü bilgileri sorup aklı sıra imtihana çeker, müteahhit fazla para kazanmanın yolunu bu kadın mühendisi kandırıp gereksiz uygulamalara imza attırmakta bulur, kadın meslektaşları "ay ben şantiyeye gidemem, doğuştan prenses sendromlu embesilin tekiyim, masa başından kalkamam" diyerek tüm işleri onun başına yıkmaya çalışır,... bir erkek meslektaşına göre daha bi donanımlı, daha bi anasının gözü, daha bi hazır cevap olmalıdır kadın mühendis. işte o zaman şantiyeye ikinci gidişinde tırsmış elemanlar ve ayakta karşılanma görür.
hesabın var mı? giriş yap