• önce sanki yüksek bir yerden düşmüş gibi hissedersin. ilk başta acıyı hissetmezsin. ama bir şaşırırsın. -ne oluyor lan?- dersin. durumu anlamaya çalışırsın. daha sonra içten içe itiraz edersin ve kabullenmemeye çalışırsın. o yüzden deşer durursun her saniyesini. bu nokta aslında en kritik noktadır. çünkü durumu ne kadar çabuk kabul edersen süreç en az zararla ilerler. ve daha sonra hayal kırılığı gelir. ardından kızgınlık. -ben neden sürekli aynı şeyi yapıyorum? neden karşımdakine olduğundan fazla anlam yüklüyorum?- dersin. kendine kızarsın. o anda gözlerin dolar ama ağlamamak için kasarsın. çünkü bilirsin ağladığın anda kendine daha çok kızmaya başlıyacaksın. sonra küfür etmeye başlarsın kendine. -salak, gerizekalı vs.- diye. sonra daha fazla kontrolünü kaybetmemek için reset atmayı denersin. yatar uyur uyursun. ama uyumadan önce de kendini telkin edersin - uyanınca herşey geçicek- diye. yaşadığın olayın boyutu ve kabullenme süresi ile doğru orantılı olarak da işe yarar bu taktik. kabullenme süren uzun ve yaşadığın şey çok ağır ise hayatın boyunca üzerinde taşıyacağın yara izi halini alır. ara sıra aklına gelip yine canını acıtır.
  • haklı haksız ayırt etmez.
  • ne de zordur bu sicakta.
    eskiden olsa anneme belli etmemek icin canim sıkkınmıs gibi yapardim ne guzel. boyle anlarda gun allah'ın gunu sıkıcı olan sensin der kimileri. annem keske boyle cumleler kuran biri olabilseydi. ben de kimileri boyle der yerine, annem boyle der diyebilseydim. cok istedim niyeyse.
    hem zaten kalbim kirik oldugunda belli etmemek icin artik ugrasamayip, yutkunamayarak yutkunacagim.

    ben en iyisi kalbime bir cay demliyeyim. belki duzelir.
  • geçmeyendir. geçmediğinde anlarsın o kalp kırılmış bir kere. öfke duysan neye yarar, kızsan ya da ben bunu duymayı hak ettim mi diye kendi kendini yesen.

    haklısın ya da haksızsın fark etmez ki. "sen değerlisin boşver başkasının sana ne dediğine" zırvaları da anlamsızdır.

    olmuş, kalp kırılmış bir kere , sonra da bitmiş işte.
  • bir söz veya davranış bazen tüm düşüncelerini
    yerle bir etmeye yeter.yanlış anlamış olmayı istersin ama geçen zaman bunun doğruluğunu ispat eder.kalp kırıklığı tüm güzellikleri silip atar, tek hatırlanan son yapılandır.
  • içe doğru battıysa yerinde duramadığın kırıklık.. eğri kaynıyor, hiç eskisi gibi olmuyor..
  • biraz önce sevdiğim insanla yaptığım konuşmadan sonra hissettiğim şey.
  • şok.

    bendeki tezahürü şok olmak...

    çok sevdiğin, çok değer verdiğin birilerinden, seni sarsacak ifadeleri, seni sarsacak üsluplarla işitmek...
    sadece işitmekle kalmamak, aynı zamanda duymak...
    o ifadelerin 5 duyuyu da ele geçirmesine, hepsini yerle yeksan etmesine şahit olmak.

    kalbin avuç arasından sızıp gidivermesi.

    çok üzülmek... ne yapacağını bilememek.
    o kadar kırılmak ki yok olmak istemek.
    o kadar kırılmak ki uyuyabilmeyi ve uyandığında yepyeni çok güzel bi güne uyanabilmeyi dilemek.

    incinmek...
    ve hepsinden de önemlisi, konduramamak...
  • bir tek şu kalbine söz geçiremiyorsun ya ne olursa olsun.. o kalp sana karşı nasıl dirayetliyse başkalarına karşı o denli savunmasız..
    o başkaları da seni sadece siluet sanıyorlar zaten. alan mutsuz satanın umru değil..
    kalp kırıklığı, kul hakkıdır.
    kimsenin imtihanı olsun istemediğim...
  • acıtan bir şey
hesabın var mı? giriş yap