• (#97429441)

    bu yazarı bir süredir takip ediyorum ayrılık sonrası tavsiyeleri çok ilgimi çekmişti, faydalı yazılardı. her ne kadar alfa aşağı alfa yukarı, kadınlar şöyle böyle yaratıklardır temalı sığ yazıları bazen mide bulandırsa da belki farklı bir bakış açısı kazanabilirim ümidiyle okumaya devam ediyordum. yani bu konuda bir keanu reeves'e laf atmadığı kalmıştı sonunda onu da yaptı ve nihayet artık kendisini okumak zorunda kalmayacağım için mutluyum.

    kadınlar hakkında bu şekilde keskin düşünce kalıpları oluşturmaya devam ederse mutsuz olmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. dilerim tersi olur.
  • red pill zırvalarıyla dolu yazıları var,bir yerden sonra senaryodan öteye gidemeyen yazıları...
  • elinde çekiç olan kişi etrafındaki her şeyi çivi olarak görürmüş.

    bu zat da öğrendiği iki bilgiyle hayatı, kadınları, ilişkileri çözdüğünü zannediyor.

    bir de yukarıda yazdığına göre koçluğa başlamış ahfsdlkjfslk.

    hayırlı işler kardeşim.

    böyle silkeleyicilere çok saygı duyuyorum.
  • zaman zaman bu arkadaşın yazılarını okuduğumda bende, haftasonu sabah kuşağında alanı o olmamasına rağmen psikoloji, kadın erkek ilişkisi gibi alanlarda konuşarak nemalanmaya çalışan ve sıradan kişisel gelişim kitabı yazan kişiler gibi bir his uyandıran yazar.
  • öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler başlığına kendi yorumlarını içeren entry'lerin linkini bırakan, kendine güven dolu yiğit. ayrıca kendisinden 1. çoğul şahıs kipiyle bahsediyor. red pill tayfanın yeni ekşi imamı. instagram'ına twitter'ına filan baksanız anlarsınız zaten, ya da gerek yok, entry'lerinin yarıdan fazlası ilişkiler kanalında diyeyim, siz anlayın.

    şimdi şöyle bi özet geçeyim bilmeyenlere. bir entry yazılmış kıskançlık başlığına, bir kadın dürüstçe içini dökmüş yaşadıklarıyla ilgili, bu arkadaş da gelmiş, hiçbir veri olmadan "sen şu şu yüzden böyle hissediyordun aslında, erkeğini arzu eksikliği sebebiyle elinde tutamadın, şimdi de başkasına gidince çıldırıyorsun" şeklinde o kişiye kendi ilişkisiyle ilgili ahkam kesmiş, ben de onun öyle olmadığı, kişiden bağımsız zamanlama sebebiyle en iyi ilişkilerin bile ağız tadıyla yaşanamadığını anlatıp kendi tecrübemden örnek verdim, biraz inceleyince de tipik bir red pillci olduğuna ilişkin nick altı girdim. jet hızıyla şikayet etti, hiçbir şeye aksiyon almayan ekşi moderasyonu o entry'yi girildikten sonraki yarım saat içinde sildi.

    sonra, sabah 6'lara kadar eski entry'lerimi taramış, ordan gördükleriyle de "bu tipler hep şöyledir, bi de böyledir" temalı bana sallamış fjdkfjdl işin komiği, ifşa olduğuma inandığım dönemde hedef şaşırtmak için bilerek yalan bilgi verdiğim 2 entry de var örneklerde. cute.

    ha bu süreçte eski entry'lerimi de şikayet etmiş, moderasyondaki fanları da yine aşırı hızlı aksiyon alarak beni lanetlemiş. bravo çok olgunsunuz. devam edin, sıkıntı değil, ama ben de bu olayı buraya gelir yazarım, üzgünüm. her okuyan bu arkadaşın ne kadar yüce ve kesinlikle takıntılı olmayan bir insan olduğunu görsün isterim.

    neyse, yetmemiş, twitter'daki milislerine de "bakın nasıl ayar verdim" diye ifşalamış, milislerinden biri de demiş ki "bi de zeka problemi var gibi" gjdkgjdş. üzgünüm, bi zeka sorunu varsa o bende değil. ha, cinsiyetten bağımsız bütün insanlarda görülebilen bazı hareketleri yalnızca tek bir cinsiyete fatura etmeye çalışanlarda olabilir ama.

    neyse, red pill tayfanın tarikat gibi olduğunu düşündüğümü daha önce söylemiştim zaten. ısrarla söyledikleri şey de "red pill yanlış yorumlanan, yanlış uygulanan bi şey, aslında öyle değil". bunun muadili = gerçek islam nedir tartışması. aynen kanki, ulvi bir amaç için kendinizi toplumu bilgilendirmeye adadınız, şahane insanlarsınız, kadınlar da şöyle böyle, aynen devam. devam edin ki red pill'cileri görelim, ayıklayalım, direkt uzayalım, şimdiye kadar olan hayatımızda olduğu gibi. şahsen benim herhangi bir red pill'ciyle zihnindeki fikirleri bile bile hiçbir şey yokmuş gibi sohbet etmek gibi bir düşüncem yok. size hayatta başarılar, 50'nize geldiğinizde 20'likleri sıraya dizip şey üstünde şey şeyapamadığınızı, o işin öyle olmadığını anladığınız vakit görüşelim tekrar.

    kendisiyle yaşadığım süreç sebebiyle tüm entry'lerimi sildim bu arada. bu olaydaki moderasyon torpili ve çifte standart, hali hazırda çoktan tiksindiğim bu platformdan ayrılma kararı almam için bir nevi patlama noktası oldu. ha isterse bu arkadaş yine istediği yere çekip "ohhhh savaş kazandım, aman allahım ne kadar muktedirim, bakın bakın ne kadar alfayım" diye ayna karşısında kendine bakarak meme uçlarını ovalayabilir tabii, kendi kararı. işin aslını lanetim kalkınca ekşi sözlük başlığına ayrıca yazıcam. yetersiz profil olmamak için onaylanan 10 çaylak entry'm ve kalmasını istediğim 5-6 entry'yi bıraktım sadece. merak ediyorum, şimdi neyi bahane ederek sildirecek acaba bu entry'mi.

    edit: bu konuyla ilgili son editimi girmeye karar verdim. cebir yoluyla susturulduğum için, bana sallanan son entry'ye cevap verme imkanım olmadı, ben de lanetimin kalkacağı zaman yazacağım cevap için çeşitli kaynaklar toparlıyordum. ta ki, the red pill başlığı altında ultimate red pill kanaat önderi skeptico ile canımın içi immanuel tolstoyevski'nin tartışmasına denk gelene kadar. yıllar önce red pill'den bu tartışma sayesinde haberim olmuştu, varlığını unutmuşum. skeptico hesabını kapadığı için kopukluklar olmakla birlikte tolstoyevski zaten cevap verdiği kısımları kopyaladığı için akış anlaşılabiliyor. (bkz: #70566478) şu entry ile başlayan, gelen cevaplar ve karşı argümanları da bir bir çürüttüğü entry'lerle devam eden 4 entry'lik bir seri. bunu okuduktan sonra, bu arkadaşa cevap vermekten vazgeçtim. neden?

    1. işi bu olan ve sözlükçe saygı gören oldukça popüler birinin bu konuda yazdığı oldukça ünlü bu entry'leri okumamış olması imkansız. halen daha aynı argümanları sunuyorsa ikinci adıma geçiyoruz.

    2. kabullenmek istemiyor. zira her entry'sinde giriş için adblock kapattıran kendi sitesine, diğer sosyal medya hesaplarına, youtube kanalına filan linkler veriyor. bu arkadaş burdan para ve statü kazanıyor. en mantıklı açıklamayı ve kanıtı bile kabul etmeyeceği çok belli, kendi ikna olsa bile, ikna olmuş gibi davranamaz. red pill ne kadar yaygın olursa, kendisine koşan o kadar insan olacak, o da o kadar para ve statü kazanacak. basit bir denklem.

    3. en büyük stratejileri söylemi bağlamdan koparma olduğu için, benim bu konuda yazacağım herhangi bir açıklamada farklı yere çekilebilecek her cümleyi kendini doğrulamak için kullanacak. tıpkı bir önceki entry'mde yazdıklarımı aradan bir cümle çekip "kendisiyle çelişmiş" olarak lanse ettiği gibi. hayır, önü sonu belli, herhangi bir çelişki de yok ortada, ama önemli olan at gözlüklü fanlara nasıl lanse edildiği. tane tane her şeyin açıklandığı bir materyali kullanmayı tercih ederim. zira ben sinirli bir insanım ve arada küfretmeden bu kadar güzel açıklayamam. açıklasam da sildirirler zaten. tolstoyevski'yi sildirmek o kadar kolay değil.

    başka da bir şey söylemeyeceğim artık. ben kendi kapımın önünü süpürmeye, hayatıma red pill'ci sokmamaya, sosyal medya platformlarında da engellemeye devam edeceğim. kalanıyla ilgili yapabileceğim bir şey ne yazık ki yok. modern toplumda nasıl ki hala ırkçılık varsa, cinsiyetçilik de var ve var olmaya devam edecek, benim bu sorunu kökten çözmem mümkün değil. o yüzden boşuna sinir harbi yaşamaya gerek yok. fanlarına da başarılar, kendi kendilerini yaktıklarını bir gün fark ederler umarım.
  • eleştiri kaldıramayan yazar. burada girilen her eleştiri entrysini şikayet edip sildirtiyor. eleştiri kaldıramayan birinin entelektüelliği falan yoktur.

    efendim çok saygın bir dille yazar bu arkadaş entrylerini, dersiniz ki "aa bak adam çok bilgili" . halbuki yazdığının özeti "benim garı bana neden yemek yapmıyor". sadece bunu daha bilimsel daha doğrusu daha sahte bilimsel dille yazıyor.

    düşünün dünyaya kadın olarak gelmişsiniz kendi halinizde takılıyorsunuz, tanımadığınız adamın biri sizin cinsiyetiniz dolayısı ile sizin psikolojiniz üzerine uzun uzun tespitler kasıyor. millet de "haklısın abi bu garılar hep böyle" diye fav atıyor. acınası gerçekten.
  • “erkekler neden bağlanmadıkları kadınlarla seks yapabilirken kadınlar yapmamayı tercih eder?”

    bütün erkekler üzerinde söz sâhibi olabileceğini nereden çıkardığını anlayamadığım bir yazar. herhâlde câhil cesâreti böyle bir şey oluyor. millet hep zanlarla yaşıyor. (bkz: sanrısal bozukluk)

    nerede saçmalayan birileri var, ekşi şeyler hemen onları bulup parlatma işine soyunuyor.
  • cinsiyetçi ve hatta mizojinist altmetinli içerikler üreten muhtemelen incel erkek. -“kadınlar cinsel birliktelikten sonra savunma mekanizması olarak alkolü ileri sürerlermiş” ekşişeyler paylaştığı için gördüm- cinsel hayatı olan kadınların suçlu hissetmesi gerektiğini düşünen vahabi.
  • hipergami ile kafayı bozmuş yazar. sanıyorum kendisi ya statüsü ya da tipinden dolayı gerilere itilmiş beylerden bir tanesi, hani şu kadınların sümüğünü atmadığını iddia ettiklerinden.

    yer yer kaynak olarak sırf ingilizce nasıl olsa birçok keriz bunu okur anlamaz diyerekten sik sok yabancı bloglar vermiş yazdıklarına. bazen doğru bilgileri almış, alakasız başka yerlere çekmiş, bir cümlesi bir önceki birbiriyle çelişen paragraflara serpiştirmiş.

    örneğim evrimsel olarak kadın erkek ilişkilerini anlatmış, kel alaka bilişsel psikoloji terimlerini oturtturmuş. sanırım kendisi şemalarla ilgili sadece giriş kısmını okudu kitapların ki safi hipergami ve bilimselliği sıfır psikanaliz teorileriyle açıklıyor insan ilişkilerini. confirmation bias diye bir konsept var bilişsel psikolojide, bir konuyu öğrendin mi ona kanıtlar arıyorsun çevrendeki olayların içinde, heh işte aynı bundan ibaret yazdıkları.

    evrimsel psikolojinin ortaya attığı hipotezler ne yazık ki bilimsel olarak yanlışlanabilir hipotezler değil. yine de şöyle bir çalışmayı tanıtayım ben de o halde size zira hipergami varsa bile nasıl var ve nasıl yok belki aklınızda oturmuş olur;

    evrimsel olarak öğrenilmiş davranışlar (örneğin hipergami, dış grubu tehdit olarak algılama, kıskançlık vb.), gelişmiş toplumlarda daha az kendisini gösterir çünkü bu davranışlar ilkel beyinden, limbik sistemden gelen ve bilişsel-mantık süzgeçlerinden geçmeyen davranışlardır. muhafazakar-gelişmemiş toplumlarda bu ilkel-doğuştan gelen/ evrimle öğrenilmiş davranışlar bastırılmaz, o sebeple bu toplumlar dış gruplara karşı daha tepkili (tabiri caizse daha milliyetçi), tek eşli olmaya daha meyillidirler. bu toplumlar yeniliğe kapalıdır çünkü limbik sistem yeniliği tehdit olarak görür. gelişmiş toplumlarda bu tehdit olarak görülme ise prefrontal korteks tarafından süzgeçten geçirilir, liberal kişiler yenilikten çekinmezler, bir şeylerden (örneğin kusmuk resminden, muhafazakarlara kıyasla) kolayca iğrenmezler, çok eşliliğe açıktırlar. özetle evrimden gelen/iç güdüsel davranışlar kafası çalışmayan insanlarca bastırılmaz. bu yüzden hipergami denilen olay gerizekalı topluluklarda daha kolay gözlenir.

    kaynak; ziva kunda social cognition
  • ilişkiler hakkında çok mesnetsiz sallayan yazar.
    çok iyi bildiği zannedilsin diye de uzun uzun yazıyor, her entryisinde de önceki entrylerine atıf var, tebrik etmek lazım sistematik sallıyor.
hesabın var mı? giriş yap