• geceleri yalnız uyumaktan korkan biriyseniz, yıllar geçse de tek laf etmeden her gece sizinle uyuyan, ancak sarıldığınızda '' kolun çok ağır çeeeek, uyuyamıyorum!'' diye cıyaklayan, sevginin tanımını tekrar tekrar yaptıran, kızdığında cartman sesiyle ''amaaaa ablaa istiyorumm! lüütfen. '' diye duygu sömürüsü yapan sıpa.
  • inadına para saklamak onun da inadına her defasında bulmasıdır. hala şaşarım. efsunlu sanki ağzına tükürdüğüm. neyse, gideyim de öpeyim alnından bi daha.
  • daha birkaç gün önce dizinden ameliyat olan abisiyle biraz olsun baş başa zaman geçirip laflamak, sonrasında da eski günlerdeki gibi film keyfi yapmak için geri sayandır. hayatlara yeni insanlar girmesi sebebiyle kardeş için abisiyle baş başa zaman geçirmek için beklemek, beklemelerin en güzeli, sonu en mutlu edenidir.
  • çok özleniyor. her seyahat sonrası eve dönüş yolunun en güzel tarafı. hayatımdaki pırıltı, gözyaşımı silen gülüşüm. tırnaklarımla yaşamımı kanatırcasına sarıldığım.
    (bkz: mistikherif)
  • aradan yıllar geçer, bir nikah töreninde en küçüğü 75 yaşında olan 4 kardeş uzun bir aradan sonra bir araya gelir ve bu an fotoğrafla ölümsüzleştirilir. üzerine uzun uzun yorumlar yapılır, böyle bir fotoğrafı çekebilmenin ne kadar da kıymetli birşey olduğuna dair... insan bir tuhaf olur. şimdi aynı evi paylaşmaya katlanamasa bile, aynı ekmeği paylaştığı kardeşleriyle yıllar sonra bir araya gelebilmenin ne kadar da önemli olduğuna şaşırır. aslında ne kadar da yakındır şimdi kardeşine, sabah işe giderken onun botunu giymeyi planlıyordur bu akşamdan. biraz sonra odaya gelince aldığı tüm nescafeleri bitirdi diye kızacak kadar yakındır kardeşi. ama zamanla, yıllarca görüşmeyeceği bir kişi mi olucak şimdi bu en yakın insan? insan yakınındayken, beraber aynı evi paylaşmak zorundayken bilmeli kardeşin kıymetini.
  • ağladığı zaman gözyaşları öpülesidir...
    hele bir de telefonun öbür ucunda ağlıyorsa, insanın ağzına sıçan bir acı yaşamasına neden olandır...
    onu ağlatanların allah belasını versindir.
  • ne kadar kavga etseniz de, sizin için hep farklı olandır. onun canı yandığında kendinizin ki yanmış gibi hissedersiniz. onu biri üzdüğünde, onu üzenlerin başına dünyayı yıkmak istersiniz. 'kardeş gibi' derler ya hani, gibisi bile çok kıymetliyken varın siz düşünün onun kıymetini.

    edit: imla
  • kimi kardeşler tarafından her nedense bir türlü kardeş gibi hissettirilmeyendir. örnek vermek gerekirse hemen kendimden vereyim efendim; benim bir kız kardeşim var ve çok severim. haliyle zaman zaman korumak amaçlı davranışlarda bulunurum. hiç bir şekilde giyimine falan da karışmam, yoktur öyle huylarım. aslında hiç bir şeyine pek karışmam ama kimi zaman bir şeyi yapmamasını, yanlış olacağını ya da olmayacağını söylediğimde, eleştirdiğimde hemen çok sert çıkışlar yapar, ben neden karışıyormuşum da kendi işime bakaymışım da falanmış da filanmış. ve bunlar bir kaç defa olduktan sonra artık kardeşimle aram sanki hiç kardeş gibi değil. neredeyse bazı arkadaşlarımla kardeşimden daha kardeş gibiyim. ne bir sohbet eder, ne yaptığını bana anlatır ne bir şey. işte anneme ne anlatırsa odur. benim neredeyse günlük yaşamıyla ilgili doğru düzgün hiçbir bilgim yok gördüklerim ve nadiren söyledikleri dışında. tabi ki de bu duruma üzülüyorum, yarın öbür gün bu evden de çıktıktan sonra herkes başka evlerde, başka semtlerde belki başka illerde olacak. iyice haberler kesilecek diye korkuyorum.
  • (bkz: iki kardeş)
  • son zamanlarda yani son bi iki senedir şıkça kullanıldığını hissettiğim hitap şekli o kadar iğrenç ve samimiyetsiz buluyorum ki bu hitap şeklini biri bana böyle hitap etse kürekle kovalarım valla.

    bi de e harfini uzatanlar yok mu böyle kardeeeş diyenler. onları hep sikesim var.
hesabın var mı? giriş yap