• unutulacaktır... seçim dönemi gelince ne medyada ne başka yerlerde lafı dahi edilmeyecektir... maalesef...
  • picasso'nun tabloları için *, "ne var ki, bunları ben de yaparım..." diyen kenan evren'in söylemine benzerliğiyle gönüllerde taht kurmuş bir açıklamadır. bu engin bilgi ve sanat birikiminin üstüne, artık kendisinin de heykel çalışmalarına başlamasını, ürettiği çalışmalarla "heykel sanatınının nasıl yapılacağını" göstermesini bekliyoruz.

    heykeli beğenmemiş olabilirsiniz, oldukça öznel bir yargı da olsa -ki bunda bir sakınca görmüyorum- "olmamış bu" diyebilirsiniz. ama bunu, 'biri'nin söylemesi' ile 'bir başbakanın söylemesi' arasında biraz fark vardır. "zaten toplumun sanata bakışı, kültür seviyesi belli" biçiminde oldukça cahil ve gereksiz yorumlara girecek değilim. ortalama bir vatandaş, mehmet aksoy'un adını bilmek durumunda değildir. duyduysa da, bir vakitler melih gökçek'in "tükürürüm" dediği ankara'daki heykeliyle duymuştur, onu da arada geçen zamanda unutmuştur muhtemelen. lâkin; başbakanımız, "sokaktaki adam" mıdır ? hayır, üstüne üstlük kendisi bir ülkeyi yönetmektedir. yani kendisinden "joseph beuys kimmiş ? orlan ne iş yapar ?" gibi soruların yanıtlarını bilmesini ve anlamasını bekliyor değiliz. bildiğin, elle tutulur, gözle görülür heykelden bahsediyoruz burada. hatta, başbakanın gidip de, mehmet aksoy'un çalışmalarını takdir etmesini de beklemiyoruz. ama ben, -hadi sokaktaki adamdan değil de- ülke yöneten, demokrasiden bahseden birinden, "bu neymiş ? ne ifade ediyormuş ? ne için yapılmış ?" gibi soruları önceden sormuş olmasını veya buna dair araştırma direktifi vermiş olmasını beklerim, beklemeye hakkım vardır. ama görünüşe bakılırsa, çok fazla şey istediğimiz açık.

    bir de şu vaziyet var; teknik açıdan yasalara uygun olmadığı doğru olabilir, çevre itibarı ile heykelin konumu, yapısı tartışılabilir. amma velâkin; başka diğer durumlarda, "nasıl olsa yapıldı" gerekçesiyle, yasaların duruma uygun hale getirildiğine şahit olmadık mı ? olduk. örnekleri bolca var... ya da, "orman olma özelliğini yitirmiş" bahanesiyle bir çok yeşil alan yapılaşmaya açılmadı mı ? sonra da bu tür icraatlere muhalif sesler veya kararlar çıktığında; bu hükümet tarafından, "kamu yararı gibi subjektif kavramlar" (ve benzeri) talihsiz, cahilce tanımlamalar yapılmadı mı ? yapıldı. yetmiyormuş gibi, bu tür -güya uyanık- icraat biçimleri meclis çoğunluğu ile ayan beyan yasalara uygun hale getirilmedi mi ? getirildi.

    bu büyük oranda bitmiş olan heykelin yıkılmasına dair istem, ilgili makamların bir kararı mıdır ? yoksa başbakanın şahsi kanaati midir ? muhterem başbakanımızın, bu ve benzeri açıklamaları, "türkiye demokratikleşiyor" adlı süslü ve aslında tatsız tuzsuz yemeğin pek pişmemiş olduğunu göstermiyor mu ? hadi, ben çok saf ve iyi niyetli biri olayım; hâli hazırda, belli bir amaç için ve önemli bir heykeltraş tarafından yapılmış olan bir eseri, "biir ucuubee" diye niteleyip, "yıkılacaak" demek, ne yazık ki, en iyi ihtimalle "cahillik" olarak nitelenebilir.

    [edit: imlâ+ melih gökçek'e, "mehmet gökçek" demişim. niye demişim ? gerçekten bilmiyorum]
    [edit: sayın muhterem melih gökçek'in tükürrmesi]
  • park aşkı yüzünden hep. artık nasıl bi' aşksa anlamadım ben arkadaş her yer park oldu...
  • ve ahmet davutoğlu son noktayı koydu: "tarihi dokuya uygun değil, yıkın". bu adamlar gerçekten tehlikeli, wikileaks' ın söylemesine gerek yok.

    http://haber.sol.org.tr/…yor-yikilmali-haberi-37846
  • "abuja'daki insanlık anıtı nijerya başbakanı emriyle yıkıldı." kulağa hiç garip gelmiyor dimi yani böyle afrika'da filan olsaydı bu olay?

    bir de belki basın kırpmıştır, belki ucube dedikten sonra "bunun yerine buraya layık olan daha güzel bir anıt yapıcaz" filan diye bir cümle aradım iyi niyetle, lakin bulduğum anıtın yerine park yapılacağı:

    http://www.siyasalbirikim.com.tr/…php?haber_id=7880
  • altında bir mesaj mı verilmek istendi acaba diye düşündüren yıkımdır.. yıkılan ne? insanlık anıtı.. yıkan kim? akp.. hmm pek bi ilginç olmuş cidden..
  • insan olmayanlar tarafından yıktırılcaktır.

    edit: daha yıkılmamış lan, felixis'e teşekkürler.
  • artik anitlarin, sanat eserlerinin de ismarlama, hasmetlünün zevkine göre yapilmasi gerektigini gösteren olay. siz yegene yaptirin en iyisi bundan sonra heykelleri:(bkz: logoyu bizim yeğen yapar ya)
    sebep anitin "ucube" olmasidir. nasil bir birikimle böyle bir kaniya varildigini arastirdiginizda altinda bir sey bulamazsiniz. üzücü olan bu zaten. böyle bir ülke iste...
    (özet: sair, burada sanat eserine yaklasima elestiri getirmis, ayrica dönemin diktatör iktidarina da selam cakmis ve cehaletin yüceltilmesinden duydugu rahatsizligi dile getirmistir. "ucube" gibi, "tükürürüm icine" gibi yaklasimlarla nereye kadar.)
    son tanim: disisleri bakanindan da onay cikmistir. bir sonraki adimda hangi bakanin onaylayacagi merak konusudur. "durun vurmayin lan, anit öldü.." denilesidir.
  • kamboçya'daki ankor wat tapınağında çok büyük incir ağaçları vardır. yıllardır meyvesini verir, doğaya oksijen salar, dallarında hayvanlara yer açar. bu incir ağaçları tapınağın taşları arasında yetişir gün be gün kökleri büyür yapıtaşlarının aralarına sokulur. onların büyümesi ilk bakışta seçilmez fakat taşlar yerinden yavaş yavaş oynar. şimdilerde ankor wat bu ağaçların sebebiyle yıkılma tehlikesindedir. peki bizim ocağımıza dikilen incir ağacı? etrafa "yeşillik" saçmaya devam ederken, eskisinin yerine ne getirecek. soru sormadan-cevapları tekrarlayan, fikir yürütmeden-fikre itaat eden, üretemeden-kopyalayan, insana ait olanları göstermeye utanarak-saklı ibadeti döke saçan, spor yapmayıp-maç izlemekten yorulan, sanata gerek duymayarak-kültüre başkentlik eden. bu mudur dikilen o muhteşem "yeni" incir ağacı.
    sanat insandır, insana ait olandır, insanı insan yapandır, insanı kemik yığını olmaktan çıkarıp mağara duvarlarında hayata katandır. sanatı olmayanı adı sanı duyulmamış onca milletten çıkarabilmek ise haramdır.
    ortada olan sanattan daha öte, fikire itaatin, fikir sahibini ele geçirmesi midir? cevabın soruyu bulduğu, "yetmez ama evet" in "beğenmedim biri yıkılsın mı?" yı doğurması mıdır?
  • bu olay ankara'nın eski halini getirdi aklıma. yıllar önce ankara'ya hayrandım. özellikle heykellerinden dolayı bir başka ısınmıştım bu şehre. sonra ankara'nın heykelleri bakımsız viran kaldı. kızılay meydan'ı, yüksel caddesi bütün özelliğini yitirdi. şimdilerde anadolu'nun orta yerinde güneş gibi parlayan bir şehir var. heykellerle bezeli eskişehir. iç turizm bu şehirde patlama yaptı. herkes bu şehri görmek istiyor. garip geliyor bana bu tür davranışlar. heykeller şehirlerin süsüdür oysa. heykellerin altında buluşulur, güvercinlerin konak yeridir, mihenk taşıdır heykeller. ne gariptir biri yapar, öbürü yıkar.ne fatih kaldı, ne süleyman ama saraylar dimdik ayakta. biri yıkmadığı sürece de dayanacak insanoğlundan daha fazla.
hesabın var mı? giriş yap