• sonradan edinilen bir özellik değil, çocuklukta kendisini gösteren, yaradılışınıza ait karakteristik bir özelliktir.

    çocukken de kendine yetebilen bir çocuk olmuşsunuzdur her zaman, yaş alır yine yalnız kaldığınız anlardan keyif alırsınız. yalnızlık desen değildir. sosyal bir günden sonra da kendinizi özleyip geceyi erken terketmenize bile sebebiyet verebilecek bir özelliktir.

    bu kişiler genelde yaratıcı bir hobi sahibidirler ya da sanatla uğraşırlar. kendilerini severler. asla megoloman olmamışlardır, aksine mütevazidirler.
  • kendi kuralları olan, kendini keşfetmeye çalışan, fotokopi insanlardan olmayan,kendi dünyasını yaratan, başkalarının kurulu dünyasını kopya etmeyen insan modeli...
  • [lxxii
    uyanıkların
    bir tek
    ortak dünyası var

    uyuduğunda
    herkes
    kendi dünyasına döner] herakleitos - kırık taşlar

    "dışardan duyguluymuş gibi görünürdü, gelgelelim derine inince kurnaz bir kadındı çok -sözgelimi insanları değerlendirme konusunda sally'den kat kat üstündü, sonra tepeden tırnağa dişiydi; nerede olursa olsun kendi dünyasını yaratabilmek gibi kadınlara özgü olağanüstü bir yeteneği vardı. bir odaya girdi mi daha kapıda çevresine bir sürü insan toplardı, (gözünden kaçmamıştı), ama insan çevresindekileri değil yalnız clarissa'yı hatırlardı." virginia woolf - mrs. dalloway
  • kurduğunuz o dünyanızın yıkılmasını istemiyorsanız, duymayın, görmeyin, bilmeyin.
    hissettiğinizi yaşayın yeter.
  • sadece bazı kişilere özelmiş gibi anlaşılıyor bu. ama aslında herkes kendi dünyasında yaşıyor.
    hayatımızın direkleri bunun üzerine kurulu, en başından beri kendimize bir dünya inşa ediyoruz.
    çoğumuz diğerlerinin de kendilerine bir dünya kurduğunun farkında olmadığı için, ya onların dünyasına saygısızlık yapıyor , yada kendi dünyasını yaşarken diğerlerinin dünyalarına saygısızlık yapıyor.
    bu iki taraf da asıl konu olan herkesin kendine bir dünya kurduğunun farkında değil.

    en başından düşünmeye başlarsak, iki ihtimal var esasen.
    ya biz kendi dünyamızda yaşıyoruz, diğerleri de, kendi dünyamızda oluşturduğumuz, insan imgeleri.
    ya da herkes kendi dünyasında yaşıyor, ve bu hayat dediğimiz şey de dünyaların kesişmesi.

    ben birincinin doğru olma ihtimalinin daha fazla olduğunu düşünüyor, olayları ona göre kurguluyorum.
  • önce güzel bir dünya kurmalısın kendine, yalnız kaldığında bile yalnız olmayacağın bir dünya. hayallerin ya da ideallerinden bahsetmiyorum. en sevdiğin ne varsa ondan oluşan, rengarenk bir dünya. günlük hayatta beklentini karşılamayan herhangi bir olayda, bileceksin ki senin kocaman bir dünyan var; mutlu ve güçlü bir dünya. bunun için münzevi olmana gerek yok. sevdiğin her şeye delicesine sarıl yeter.
  • doğduğumuzdan itibaren ölene kadar yapacağımız şey
  • (bkz: kaplumbağa)
  • tam olarak içinde bulunduğum dünya; dünyam.

    tadından yenmeyen. insanın kendi kendiyle zaman geçirebilmesi ne şahane bir şey. bunu yapamayan insanlarla arkadaş dahi olamıyorum, ürkütüyorlar beni.
hesabın var mı? giriş yap