• dedi güç istenci
  • ülkemizde maalesef olan tam da budur. işleyiş oldukça basit, düşman yaratılır içerisine doğru ve yanlış birlikte atılarak sunulur. halk korkar ve bunu kendilerine dayatanı kurtarıcı olarak görür. george orwell hayvan çiftliği kitabında bu konuyu güzel bir şekilde hikayeleştirmiştir.
  • monarşinin ne olduğundan bir haber birisi gelmiş başlık açmış yorum yapıyor.

    monarşi gücünü halktan almaz ve halkın ne düşündüğünü umursamaz. monarklar kendilerini vasat halktan üstün görür ve doğru olan şeyleri kendilerince yaparlar. halk için bir şey yapmazlar, halkın onayını almak gibi dertleri yoktur. monarklar , dikdatör değildirler.

    dikdatörler demokrasilerden çıkarlar ve geldikleri sistemi yok ederler ama bu monarşi değildir. dikdatörler halkın desteğine ve onayına aşırı ihtiyaç duyarlar. bunu devam ettirmek içinde düşmanlara veya ortak anlatılara ihtiyaç duyarlar. o yüzden çakma demokrasiler bolca dikdatör veya dikdatörümsü tipleri çıkarır.

    ikisinin arasında ciddi farklar var önce araştırın öğrenin sonra yorum yapın.
  • gücünü saygınlığından alamayan insanımsı misyonundan öte değildir.
  • "vatandaşına hayvan sürüsü muamelesi yapan bir yöneticinin sarfetmiş olabileceği cümle" diyecektim ki hayvanların bile korkutulmadan eğitilip yönlendirilebildiği geldi aklıma.
  • bu korku çoğu zaman sanal bir düşman üzerinden yaratılır. her yerde olabilecek ama hiç bir yerde de olmayan bir düşman. bu düşman harici olamaz halkın içinde dolaşan her gün gördüğümüz birileri arasından olmalıdır ki gerçek korku olsun. ne de olsa insanlar çok yakınındaki tespit edemediği küçük bir tehditten bile fiziki olarak uzak olan büyük bir tehditten daha çok korkarlar. işte tam da bu yüzden dahili bedhahlara devletlerin ihtiyacı vardır. aynı çocuğuna bir şey yaptırmaya çalışan annenin kullandığı öcüler gibi hayali ama bir o kadar da yakın bir düşman.
  • (bkz: the platform) filmini hatırlattı. tabi o fimde temel yaşam şartlarından yoksun bir kitle vardı. bu genelleme için kriter insanların temel ihtiyaçlarından yoksun olmaması şartıdır. ihtiyaç ve hakları güvencede insanlarda korkuyla yönetim pek işe yaramaz ( örn. bir çok kurumsal şirket)
    tabi yönetimi globale vurursak kaynakların çoğunu tüketen az sayıda insanın tercihinden de ötürü; din ve millet ayırmadan korkunun bir yönetim şartı olduğu genellemesini yapabiliriz.

    --- spoiler ---

    ana karakterin beraber kaldığı kadın alt kattakileri ikna ederek değişim başlatmak istiyordu ama onbeş gün boyunca her gün rica etse de bir adım ilerleyemedi. ne zaman ki adam, alt kattakileri yemeklerine pislemekle tehdit etti, adamlar sonunda ikna olabildi.

    --- spoiler ---
  • akıllara khaleesiyi getiren sözdür.
hesabın var mı? giriş yap