• thy ile görüşmeye ben böyle gittim. bi baktım herkes takım elbiseler, inanılmaz bir gerilim, herkes mırıl mırıl bir şeyler tekrar ediyor. ingilizce ezber yapıyolarmış sjjs. neden türk hava yollarında çalışmak istiyorsunuz diye nasıl olsa sorucaklar herkes biliyor.

    neyse bana verdikleri görüşme saatinden 2-3 saat sonra beni görüşmeye alma zahmetinde bulundu ik'cı seksi şey. selam hoş, beş derken, ilk sorusunu bu iş görüşmesine neden bu şekilde geldin, bu rahatlığı nerden buldun oldu.

    aaaaalllllaaaaaah. dellendik fıttırdık.

    herkes aynı kıyafet ve kılıkla gelirse, insanların tarzı ve karakteri hakkında nasıl fikir sahibi olabilirsiniz ki. bence bir insanın saçı, sakalı, günlük giyim tarzı en büyük fikri verir kişi hakkında. bunu düşündüğüm için de iş görüşmelerine her zaman sivil giderim. beğenmeyen ezberci işletmelere de siktir çekin. götü kalkık sikik bir ik personelinin karşısına çıkmak için takım elbise giyip, tıraş olacak kadar kendinizi aşağılamayın. sizin onlara ihtiyacınız varsa, onların da size var. yoksa zaten görüşmeye çağrılmazdınız.

    takım elbiseyi sikiyim.

    wowowo editi: arkadaşlar çok mesaj gelmiş tek tek cevap veremiyorum. birincisi işe alınmadım :d zaten ik'cının tavrından anlamıştım, o yüzden sorun etmedim. ikincisi takım elbiseyle gitmek kötü bir şey değil söylediğimden o anlam çıkmasın, bahsettiğim de bu zaten. herkesin kendi tarzı ve karakteri var. benim giydiğim de gayet şık bir kot, gömlek kombiniydi zaten. öyle taşak geçer gibi de gitmedim. ama insanlarla içi içe, sürekli güleryüzlü, yardımsever olmanı gereken bir işe başvururken de gerim gerim gerilerek gitmek istemedim, neysem olduğum gibi, güler yüzle ve rahat bir giyimle gittim. ben böylesini daha doğru buluyorum, yoksa ağustos ayında takım elbiseyle iş görüşmesine giden adam o işi benden daha fazla hakediyodur zaten, o alsın işi :d
  • gerçekten bu konuyla ilgili yönetici tayfayla uzun süre tartışabilirim.
    neden gidilmesin, tabii ki de gidilebilir.
    kandırmayın kendinizi bu kadar sistemin çocuğu olmayın.
    senin düşüncen, fikrin, duruşun kıyafetinden çok çok önemlidir.
    kıyafet vs bunlar aşılabilir şeyler, karışıklı anlayışla her şey çözülebilir.
    görünümün çok klas olup da içi boş olacağına kot pantolonla iş görüşmesine git daha iyi.
    insanlar kendilerini rahat hissetmeli, rahat ifade etmeli. rahat hissetmenin yolu da kot pantolondan geçiyorsa buyursun giyinsin.
  • belki gömleği çok iyidir
    (bkz: the pursuit of happiness)
  • şort, tişört, uzun saç ve sakal ile gidip insan kaynakları müdürünün küçümseyen bakışları altında ilk görüşmeyi yapmıştım. sonra pozisyon itibari ile patron ile görüşmeye gittik. patron beni oturttu kahve söyledi muhabbet ettik. bu sırada yavşak müdür ayakta bizi bekliyordu. kahve de sadece patronla bana geldi. akabinde patron beni bütün yönetici kadrosuna tek tek tanıştırdı. işten çıkarken bazi yöneticiler hala patron çocuğu sanıyorlardı beni. işinizi iyi biliyor ve yapabiliyorsanız rahat olun takılmayın kıyafete.
  • "referans" sağlamsa gerisi hikaye.
  • yaklaşık 20 yıllık kariyerimde takım elbise ile iş görüşmesine gitmedim. üstelik aralarında lc waikiki den giydiğim kotlarımda var. ama uluslararası bir şirkette yazılımcı olarak çalışıyorum. kendinize aşılmaz engeller üreteceğinize çözüm üretin. gerisi kendiliğinden gelir.
  • sektörüne göre "gerekli" ya da "tehlikeli" olabilir.

    şu an tasarım sektöründe çalışıyorum. bırak mülakatı, banka ceo'suna sunum yapmaya bile kot pantolon (üstüne gömlek + kazak) ile gittiğim oldu. neden? çünkü benden (ve çalıştığım kurumdan) alınan hizmet, alıcısına takım elbise içinde sunulduğu/aktarıldığı zaman en basit tanımıyla "eğreti" duruyor. "takım elbiseli tasarımcı mı olur" diye soran banka gmy'si tanıdım. o anlamda mutluyum.

    buna mukabil bundan önceki işim için, bir holdingin ik direktörüyle ilk görüşmeye takım elbise + kravatla gitmiştim. ortam holding ortamı. kot t-shirt'ü kaldırmaz. ceo giyse de kaldırmaz. zaten işi aldıktan sonra da üstdüzey toplantıların tamamı pantolon ceket geçti hemen hemen.

    ya da misal fi yarihinde yurtdışında marka danışmanı olarak çalışırken kumaş pantolon + gömlek + kravat + kazak standart kıyafetimdi. yeterince ciddi; ama yönetim danışmanı da değiliz haliyle, biraz esneklik şart. yerine göre çok esnediğimiz de oldu. miami'de bir projede kıyafet direkt şort + keten gömleğe evrildi 2 ay. zaten temmuz'un ortasında 35 derece ve %90 nemde istersen kot giymeye çalış; 2 günde pişik olursun.

    diyeceğim şu: ne giyeceğinizi belirlerken kiminle, hangi çerçevede, ne için görüşmeye gittiğiniz önemli. ne mesaj vermek istediğiniz önemli.

    yarı-devlet gibi işleyen thy ile mülakata kotla gitmek "ben bu işi pek istemiyorum" demek. sen demiyorsan da bilinçaltın diyor. reklam ajansıyla mülakata takım elbise giymek de aynı şey: "ben burayı pek anlamadım" diyor muhattabına.

    mevzu önce "alıcı kitleyi" tanımak / anlamaktan, akabinde de kendinize "burası bana uyar mı uymaz mı" demekten geçiyor.

    kıyafet bu iki sorunun cevaplarının harmanının yansıması zaten.
  • bir teknoloji danismanligi firmasinda isveren olarak kot pantalonu pek umursadigimi soyleyemem, ancak temiz olmayan pantolon, gomlek ya da ayakkabi beni biraz rahatsiz ediyor. tshirt konusu da biraz problemli, belki kisisel olarak benim takintimdir bilemiyorum.

    yine de, "senin icin kiyafet mi daha buyuk problem, cv'de yazan "seker_qiz_26@hotmail.com" ya da "atesediyorum@gmail.com" gibi bir mail mi?" diye sorarsaniz, benim icin ikincisi.
  • bir insan kaynakları yöneticisi olarak beni rahatsız etmeyen durum.

    görüşmeye gelen insanların kıyafetleri, kot mu giymiş yoksa takım elbise mi, topuklu ayakkabı mı giymiş babet mi gibi konularla aday elemek çok saçma

    temiz ve özenli olması önemli tabi ki, ama kot giyip üzerine bir gömlekle de erkekler çok şık olabiliyor, ya da kadınlar da aynı şekilde kot giyip üzerine bluz giyerek de gayet özenli görünebiliyor.

    yıl olmuş 2017. artık şirketlerin ve şirket yöneticilerinin takım elbise zihniyetinden çıkıp verimli çalışmaya odaklanması gerekli. kaldı ki y kuşağı da öyle takım elbise, topuklu ayakkabı çalışma ortamlarına pek gelemiyor.

    işe alım görüşmelerine etek, topuklu ayakkabı, makyaj ve fönlü saçları ile gelip, işe girdikten 1 hafta sonra final haftasına gider gibi saçını tepeden toplayıp sıfır makyajla çalışmaya devam eden kişiler de gördüm.

    o nedenle iş görüşmesine dağılmış vaziyette gelmediği sürece, insanların ne giydiğine değil, nasıl çalıştığına, ne işler yaptığına bakmak gerek diye düşünüyorum
  • son 4 ayda 15'e yakın kisi ile
    gorustum yarisi bu sekilde geldi. sanilanin aksine olmasi gereken de bu bence. sonra nasil devam edecekse gorusme de oyle olmali.

    ilk bulusmada luks restorana gidip sonra burger king'den cikmayan sevgililer gibi olmaya gerek yok.
hesabın var mı? giriş yap