kötüleneceğini bile bile entry girmek

• insanların düşündüklerini önemsemeyen, kendi düşüncelerini çevresindeki normallere ve çevresindeki insanların değerlerine göre açıklamaktan korkmayan, kendi bildiğini okumaktan çekinmeyen insanın yapacağı şeydir.
• (bkz: kötülenir karmam düşer demeden entry girmek)
  (bkz: kötülensin diye entry girmek)
• dile getirdiği fikrinin, o fikrin yandaşları, hak verenleri veyahut kendiyle aynı telden titreşen insanları tarafından "doğrudur" "evet bilmekteyiz zaten" şeklinde algılarla olağan karşılanacağını, bu olağanlık çerçevesinde onların entry ye pozitif tıklamayı tembellik yada gereksiz görüp es geçeceğini bilen, fakat aynı zamanda fikriyle karşı düşüncede olan insanların tam tersi enerjik bir bünyede kendilerini dile getirip "kötü" butonuna basmaktan zevk duyacağının farkında olan, totalde yazısının beğenilmezler arasına gireceğine şüphesi olmayan sözlük yazarının, "eah sikmişim anasını" biçiminde klavyesine yol vererek cesaretini sergilediği olaydır.
• kotulensin diye entry girmek demek degildir. bununla kari$tirmayalim. yazarken kotuleme, $ukelalama diye bir$ey yokmu$ gibi davranabiliyorsan buyuksun, kotulenmekten zevk aliyorsan degil...
• çağdaş don kişotluktur.
• ortalama türk vatandaşının "hassasiyet"lerini yok sayan/karşı çıkan entry girme durumu.
• ekşi sözlük'te yazarların sayısı kadar farklı fikir yapısı ve beğeni olduğu düşünülürse yazılan her yazının kötülenme ihtimalinin olduğu açıktır; her entry çok kötü'yü tadacaktır. lakin belli konularda kişinin fikirlerini belirtmesi kötülenme ihtimalini artırır, bu konularda müspet olsun menfi olsun ne yazarsanız yazın karşı düşünceye sahip insanların tepkisini çekme ihtimali yüksektir. bu konuların ilk akla gelenleri tabii ki din ve politikadır. yazdıklarınızın kötülenmemesini istiyorsanız bu konularda tek satır yazmamanız gerekir. tabii ki bu konularda yazmamak; bu konularda kitlelere yön verecek ve herkesin duyması gereken fikirleri bulunmadığını, tarihin yazılmaya başladığından beri konuşulan bu konularda yeni bir şeyler ortaya koyabilecek kadar bilge olmadığını düşünenler için bile pek zordur.
  
  kötülenmek istemeyenlerin yapmaması gereken bir başka şey ise herhangi bir spor kulübünün lehinde ya da aleyhinde yazılar yazmaktır. bu yazılar sadece bu takımı sevmeyenlerin tepkisini çekmekle kalmayacak, muhtemelen bu tarz muhabbetlerin sözlükte gereğinden fazla yer aldığını düşünenleri de rahatsız edecektir.
  
  karma düşmesin diye kasmak ise iyice abesle iştigaldir. karma temel olarak iyi oylarla kötü oyların farkının tüm oylara oranı gibi bir formülasyonla hesaplandığı için, 600 şukela 400 çok kötü alıp açık ara farkla haftanın en beğenileni olan bir yazı karmanın 200'e yakınsamasına neden olur. her hafta en beğenilenlerde birkaç yazısını gördüğümüz, kah sandalyeden düşüren, kah kara kara düşündüren nice yazarın çok da yüksek karması olmaması onların çok iyi yazarlar olmadığını göstermez, bilakis sözünü sakınmadıklarını kanıtlar. hem karması yüksek hem de yazdıklarını takip ettiren yazarlar da vardır tabii ki; kimi nispeten yeni, kimi eski ve maalesef artık pek yazmayan gençlerin sevgilisi olmuş yazarlar da hem iyi yazılıp hem de yüksek karma sahibi olunabileceğini ispatlar.
  
  velhasıl-ı kelam, kötüleneceğini bile bile entry girmek her yazarın yapması gereken şeydir.
• - ben bu galatasaray'ın ta mına koyim. ayrica ipne beşiktaş ve orspu çocuğu fener demek istiyorum buradan... hahaha nası koyduk olm size, daha neye konuşuyonuz ki...
• (bkz: sikine takmamak)
• (bkz: reklamın iyisi kötüsü olmaz)