• çiftlik tavuğu olmayan, olanlarının da köy tavuğu gibi yetiştirildikleri, beslendikleri iddia edilen tavuk cinsi. yumurtası daha bir sarı, eti pek lezizdir.
  • elinde tavuk, firin kar$isinda mal mal duran ki$iye yoneltilesi emir cumlesi.
  • gerçekten köyden geliyorsa, lades, köytür, mudurnu tavukları gibi ot tadında değildir...ancak iyice temizlenmesi gerekir, yoksa kullanılan tencere kullan at tipi tencereye dönüşür...maharetli ellerde mükemmel bir akşam yemeği haline getirilebilir*...
  • geçenlerde annem tavuklu pilav yapmıştı, tavuklu pilavın bütününden ziyade, pilavdaki tavuğun eti beni inanılmaz keyiflendirdi. "ne güzel etmiş bu anne ya köy tavuğu mu bu" dedim,

    babam "hayatında köy mü gördün lan ye işte" diye çıkıştı. haklıydı..

    genlerimde var hala demekki, o tavuk bana niye köyü falan çağrıştırdı? hepten seksendısiti olamadım henüz...
  • etinin tadı ve suyunun kokusu bakımından şehirli meslektaşlarına göre çok daha önde olan cinstir. ayrıca boyutları da büyüktür bunların, süs köpeği kadar mesela (??)
  • düdüklüde pişmesi takriben 45-60 dakika alır. buradan köy tavuğunun eti kart olur sonucu çıkarmayınız. normali budur aslında. asıl marketten alınan tavuğun 10 dakikada etleri lime lime dağılacak kadar pişmesinden kıllanmak gerekiyor. napıyorsunuz kimbilir o hayvanları çiftliklerde. nasıl hormon basıyorsunuz, kaç günde büyütüp satılacak hale getiriyorsunuz ki hayvanın eti kağıt gibi.
  • burada anlatılanların aksine endüstriyel tavuk* ların tadına alışmış bünyelerin tadından pek de hoşlanmayacakları tavuk türü.
  • köy yumurtasının annesi.
  • şehirli tavuklara* göre çok daha misafirperver ve alçak gönüllülerdir. ne oldum delisi gibi bir durum söz konusu değildir.
  • kişilikli hayvanlardır.
    bi kere, çoğunun bir adı vardır. huyu suyu birbirinden farklıdır. bahçe tavuğu olarak ömür tüketenler biraz daha tedbirli, hafiften ürkektirler ama, bunların sabahın köründe kendini köy yollarına vuranı vardır ki.. işte onlara ciddi anlamda sempati ve galiba biraz da saygı duyuyorum.

    köyün ana yolunda ineklerle birlikte salınmalarına bayılıyorum. trafik aracı olarak adlandırılabilecek her tür tekerlekli makineden zerre çekinmemelerine bitiyorum. son saniyede büyük bir lütufta bulunurmuşcasına yol vermelerine söyleyecek söz bulamıyorum. şöyle yan gözle umursamadan bi bakarak yolun asıl sahibinin kim olduğunu belirtmelerine hasta oluyorum.
    garip bi şey ama, uzak kalınca da özlüyorum.
hesabın var mı? giriş yap