• özellikle üç büyükler'de olmak için yanıp tutuşulan unvan.
  • bir iş adamının neden bir spor kulübüne başkan olup para harcadığını hiç anlayamamışımdır. kuruşun hesabını yapan bu adamlar neden söz konusu futbol olunca kesenin ağzını açar? anlamıyorum.
  • şirketin avukatına şirket kanalı ile hizmet bedeli ödemesi yapıp bunun belli bir kısmını avukat tarafından başkanın şahsi hesabına eft yapılması gibi taklalar mevcuttur.
  • rekabet uzun, maç kısa. her şeyin özeti.
    teşvik primi: kendi paranla rezil olma
    şike: altını olan kuralı koyar (altını olan kuralı oyar)
    hakem: ne isa'ya, ne musa'ya
    federasyon: kerhanenin namusu*
    kulüp başkanı: pazarlamacı, belalı, muhabbet tellalı
    (bkz: futbolun dili bir)
  • türkiye'de koltuğa yapışmanın en nadir görüldüğü makamdır. birkaç istisna hariç, birkaç seneye kalmadan yerini bir başkasına bırakıp gidiyor çoğu. siyasi partilerimizdeyse otuz sene iktidar yüzü göremeseler bile parti başkanı olarak kalıyorlar.

    bahçeli 25 sene oldu neredeyse, öncesinde türkeş de araya giren darbeyi saymazsak eğer bir otuz sene; süleyman demirel de gene darbe mevzusu sayılmazsa, cumhurbaşkanı olana dek bir 30 sene; ecevit de gene darbe sayılmazsa, bir otuz sene; erbakan gene darbe sayılmazsa, o da bir otuz sene; baykal kaset çıkana dek 18 sene; kılıçdaroğlu 12 sene. erdoğan zaten winner, ne diye gitsin? padişahların ekseriyeti bu kadar tahtta kalmadı. ortalama saltanat süreleri 17 seneydi. otuz sene üzeri saltanat süren yedi padişah olmasaydı eğer ortalama çok daha düşük olurdu.
hesabın var mı? giriş yap