kuşçu
-
fantastik bir karakterdi bu kuşçu.miroğlu'na bir yandan "sendee hazeti hüseyin mayası va yusufuum,zalımlala savaşmak senin kaderin" diye gaz verir,ortamlara salar,akabinde ise "sen kendini allah'ın dünyadaki gölgesi mi sandın gafil" deyip azarlardı.arada güzel hikayeler anlatırdı,bilgeliğinin kaynağının ise sabah akşam içtiği radyasyonlu çay olduğunu düşünüyorum.
-
esas oğlanı mental olarak besleyen ihtiyar kişidir. türevleri çok yaygındır.
(bkz: ömer baba)
(bkz: ramiz dayı)
(bkz: ak sakallı dede)
uzar gider.
ek: hatta zorlasan sinemada gandalf'ı, morpheus'u bile alınır bu tanıma. -
miroglu cayini icip gittikten sonra onun bardagini koklayarak 31 ceken gizli bi ibnedir.
yazik.
delikanlilik boyle boyle bitti iste.
sonra vatan niye bolunuyor.
mustahaktir. -
elimde olsa 2-3 gün kadar çaydan kesip davranışlarındaki değişiklikleri gözlemleyeceğim deliyürek dizisi karakteri. önünde ç yazan bir pelerinle süper kahraman yapıp spin-off dizi çeksen tutar. nasıl ki dexter'a başlarken kahvaltı yapasın gelir, twin peaks izlerken kahve içmek, the wire izlerken hamburger yemek istersin; bu kuşçu da diziye tonla çay firması çekmiştir sponsor olarak.
hiç unutmam, bölümün birinde bi hayat kadınıyla karşılaşıp "gel bakam, senle bi çay içem hele" deyip karıyı çatıya çıkarmıştı. bizler aha bu sefer niyeti bozdu derken maksadının harbiden çay olduğunu gösterip kadının hidayete ermesine vesile olmuştu. -
zamanın orta yaşlı türk erkeklerini en çok etkileyen dizi karakteriydi. amk koca koca adamlar gittiğim heryerde bi akıl vermeler. mevlanadan,yunustan en bilindik sözleri söyleyip uzaklara bakmalar. her önüne geleni bi yusuf yapma çabalarına girmeler. bir babacan tavırlar vs. sözkonusu yaş grubundaki etkileri 2000 lerin sonlarına doğru azalmıştır.
-
aşağıdaki ve benzeri ilginç hikayeler anlatan deli yurek oyuncusu..
"güzellikle çirkinlik birgün göle gitmişler.. güzellik'in kıyafetleri gayet göze hitap eden alımlı şeylerken, çirkinlik'in ki çuvaldan farksız paspal şeylermiş.. soyunup girmişler göle, bir müddet yüzüp yıkandıktan sonra çirkinlik, güzellikten önce fırlayıp çıkmış.. kendi giysileri yerine güzellik'in kıyafetlerini giymiş bir çırpıda ve hemen gözden kaybolmuş.. gölden çıkan güzellik bakmış ki kendi giysileri de, çirkinlik de ortada yok.. bir kısım arandıktan, etrafa bakındıktan sonra, çaresiz, çıplak kalmamak için çirkinlik'in kıyafetlerini giyivermiş..
işte o günden beri insanlar çoğu kez "güzellikle" "çirkinliği" gerçekten ayırt edemez ve karıştırır dururlarmış.." -
ömer lütfi mete'nin şu dizelerini akla kazımıştır;
uçurumun kenarındayım hızır
bir dilber kalasının burcunda
muhteşem belaya nazır
topuklarım boşluğun avucunda
koca yâr adım çağırır
kaldım parmaklarımın ucunda
bir gamzelik rüzgar yetecek
ha itti beni ha itecek
uçurumun kenarındayım hızır
civan hazır
divan hazır
ferman hazır
kurban hazır
güzelliğin zülme çaldığı sınır
uçurumun kenarındayım hızır
ben fakir
en hakir
bin taksir
ateşten
kalleşten
mızrakla gürzdan
dabbet-ül arz dan
yedi düvelden
korku nedir bilmeyen ben
tir tir titriyorum senden -
hikayelerinde daha çok mevlana ve halil cibran'dan alıntılar yapan deli yürek karakteri.
--- spoiler ---
kuşçu'nun sürekli olarak eski paltosuyla dolaşmasından yakınan yusuf miroğlu, ona yeni bir palto almak ister. bunun üzerin kuşçu halil cibran'ın gezgin kitabında yer alan şu hikayeyi anlatarak yusuf'un isteğini geri çevirir:
''güzellik ve çirkinlik bir gün yolda karşılaşmışlar. çirkinlik göle girip yıkanmayı teklif etmiş. elbiselerini çıkarıp göle girmişler. biraz yüzdükten sonra çirkinlik yorulduğunu söyleyerek kıyıya dönmüş. ardından da güzelliğin elbiselerini giyerek kaçıp gitmiş. daha sonra kıyıya gelen güzellik, elbiselerini göremeyince mecburen çirkinliğin elbiselerini giymek zorunda kalmış.
o gün bugündür, insanlar güzellikle çirkinliği birbirine karıştırır olmuş. lakin önceden güzelliği görenler onu giysilerine bakmaksızın tanır; çirkinliği görenler ise giysisine aldanmazmış.''
--------
bir de olacakları önceden sezen bir karakterdir. dizinin sonunun geldiğini sinyalini de şöyle bir hikayeyle vermiştir:
''babaerenlerden biri, berbere gidip kafasını sıfıra vurdurmuş. o sırada dükkana gelen berberin çırağı densiz bir genç:
-hey be, kabağa bak kabağa!, diyerek babaerenin kafasına bir şaplak vurmuş. berber mahçup olup özür dilemiş, zaten babaerenler de olaya aldırmamış.
biraz sonra sokağın başından bir gürültü gelmiş. berber olay yerine gittiğinde bir at arabasının çırağı ezdiğini görmüş. dükkana dönüp sormuş:
-efendi, nedir yani toy bir delikanlı iki fiske vurdu diye ona beddua mı ettin?
babaeren cevap vermiş:
-berber efendi, kabağın bu işe bir dediği yok lakin iş bostancıya dokunmuş!''
--- spoiler --- -
deli yurek dizisinde hicbir orgut ya da kisi ile baglantisi olamayan, olani ve olacaklari gorebilen, hep dogru konusan ama soylemek istediklerini acik acik soylemek yerine her zaman ima yolunu tercih eden, tarihte yasanmis olaylardan ornekler veren, kim oldugu, nereden geldigi asla bilinmeyen karakter.
(bkz: islamiyet) -
113 bölüm boyunca filozof havalarında çene yapıp son bölümde herkes öldürülürken çaktırmadan tüyen adam gibi adam.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap