• matsuo başo'nun haiku kitabı.
  • coşkun yerli çevirmiştir.
  • twitter'da 6-7 farklı -sözde - edebiyat hesabının "o kadar güzel bir kitap ki tavsiye etmeye kıyamıyorum" cümlesini bire bir kurarak paylaştıkları kitap. şimdi ben bu kitap üzerine birkaç şey söylemek istiyorum:

    okan haluk akbay çevirisi ile ithaki yayınları'ndan çıkan versiyonunu alıp okudum. şimdi öncelikle bu kitabın -sanırım yayınevi tarafından- ısrarla reklamının yaptırılmasına anlam veremedim çünkü bu kitap her okura göre değil. neden? bir kere bir seyahatname, ikincisi bir şairin seyahatnamesi, üçüncüsü bir şairin bambaşka şairlerin şiirlerinde bahsettiği yerleri ziyaret etmek için çıktığı seyahatin seyahatnamesi. bizde gezi yazısı, seyahatname okuru malumunuz pek azdır. şiir okuru zaten daha da az. hepsinden öte, bugün kim şiirlerdeki yerleri görmek için uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkar daha doğrusu çıkan birini ilginç bulur ki? bugün şiire, yazarın verdiği değerin binde birini versek zaten bambaşka bir toplum seviyesinde olurduk. neyse konumuza dönelim; yayınevinin gereksiz bir reklam çabası bu bence. çünkü benim gibi, şiir için kıta değiştirecek insanlar haricinde kalan insanların muhtemelen gereksiz, abartılı ya da hatta saçma bulacağı bir öyküsü var.

    haikulara gelecek olursak, geleneksel ya da modern şiirle dahi pek ilgilenilmeyen bir dönemde haikuların hiç ilgi çekmeyeceğini düşünüyorum. hatta naçizane, çevirmenin haikuların orijinalini de metne dahil edip -anlaşılırlığı artırmak adına- çeviriyle beraber sunmasının daha iyi olabileceğini düşünüyorum. çevirmenin zaten gerek haikular, gerek dini inançlar, gerek coğrafya ve gerekse ölçü birimleri konusunda daha açıklayıcı olmasını isterdim. çevirmen açısından yetersiz, özensiz bir çalışma olduğunu düşünüyorum. (şiir türü olan haiku ile çiçek türü olan haiku arasındaki farka dair bir dipnot bile yok yahu.)

    kaldı ki, basho, haiku konusunda bir üstat kabul edilir. yani onun kitabının açıklamalar ve tanımlamalarla desteklenerek daha özenli bir şekilde yayımlanmasını isterdim. evet harika bir kapak var ama bu reklam yapmak için yeterli ve geçerli bir sebep değil. yayıncının bu tutumunu hiç beğenmedim açıkçası.

    özetle; eğer şiir sizin ciğerlerinize çektiğiniz nefesin bir parçasıysa bu kitabı çok seversiniz. ama eğer değilse, okuyup bir tarafa atar ve unutursunuz. ara sıra fotoğrafını paylaşırsınız, malum artık kitaplar biblo niyetiyle alınıyor.
  • geçip giden mevsimleri, yağmuru, gece doğan ayın parlaklığını, bulutsuz gecenin güzelliğini, gürül gürül akan şelalelerin şırıltılarını hissedebildiğiniz kitap.

    haiku yeteneği ile gezi yazılarını bir araya getirdiği kuzeye giden ince yolu, maddi dünyanın debdebesinden uzaklaşmak ve ruhani farkındalığı arttırmak için honşu'nun kuzeyine yaptığı bir dizi seyahat sırasında kaleme almış. çok da iyi yapmış.
  • herkesin sevebileceği bir kitap değil. bir şairin başka şairlerin bir şekilde bulunduğu özel yerlere yaptığı bir yürüyüş yolculuğunu anlattığı için bir şairin bakış açısıyla değerlendirilmesi gerekiyor. mesela benim de çok hoşuma giden ungan tapınağı bölümü... tapınağın yakınında bir zamanlar inzivaya çekilen bir rahip şair tarafından kayaya yazılmış bir şiir için ulaşılan ıssız bir dağ kulübesi...benim gibi yağmuru çok sevip yağmura yakalanmayı sevmeyen rahip buçço yazmış;

    eni boyu beş şaku'luk
    otlar sarmış kulübeciğimden
    vazgeçerdim elbet
    şu yağmurlar olmasaydı
hesabın var mı? giriş yap