• la fam dö jil deyü telaffuz ediliyor. imdbden aldığım malumata göre pek kimse iplememiş filmi. ipleyeceklerdir. sen tut gil-les diye bişiyi jil diye seslendir, fransız işi işte. eskimiş çorap gibi, ne o öyle jil.
    bu isimsel takışmış takıntıyı bir kenara bırakırsak, muazzam bir film. aradığım tahlil-i karakteri bulduğum film. birileri askerin uşakları filan demiş, askerin saç renginden, keratininden aloesinden nasıl emin olabilmiş pek meraktayım. sanki hatun da albino idi, ondan ufaklıklar öyle sararmış. ama doğruya doğru, o asker oraya ekseriyetten konmamış. bir şeyleri simgeliyor. zannımca sahnedeki tüfek o, lakin patladığını seyrederken göremiyorsunuz. filmi izledikten sonra bazı bazı düşünürken kafanıza patlıyor. *
  • cok da basarili bir konu degildir, hatta belki de turkiye'de cekilse cogu kisinin izlemeye bile gitmeyecegi bir konudur ama film bu kadar da kotu degildir. mesela film bazi ayrinti sahnelerinde yavas cekime gecer ki bu sahneler tadindan yenmez.
  • emmanuelle devos un ilginç oyunculuğu için izlenmesi gereken filmlerden biri.. bir diğeri de sur mes levres
  • izlememin üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen, bir arkadaşımın hatırlatmasıyla aklıma yine düşen, aradan geçen zamanda aslında ne kadar da içime işlemiş olduğunu fark ettiğim film. hatırladıktan sonra bütün gün "ne filmdi yahu" diye düşünüp durdum.
  • filmin yönetmeni frédéric fonteyne belçikalı dır film de belçika ana olmak üzere fransız isveç italya belçika ortak yapımıdır
  • yönetmeninin, ey kadınlar kocalarınız sizi aldatırsa sakın itiraz etmeyin, isa mesih olarak göğe yükseleceksiniz, mesajı verdiği film.
  • mide bulandirici bi film. gereksiz de ayrica. yani bi kadinin ne kadar alcalabilecegini, bi erkegin ne kadar serefsizlesebilecegini 2 saat boyunca seyretmenin bi anlami var mi ucuncu sayfa haberlerindeki iki satirlik haberler dururken?

    --- spoiler ---
    bak ya! kadina sinir oluyorum dusundukce. herif kadini kizkardesiyle aldatiyo, bi de gelip bunu bi guzel anlatiyo karisina, karisi da sakin sakin dinleyip adami teselli ediyo. ustune bi de adam isi abartip muteakip gelismeleri de karisina iletiyo ve de kizi takip etmeye baslayacagini soyluyo kiskancligindan, ve karisi ne diyo?

    "seni gorurse onu kaybedersin. ben takip ederim."

    ve kucaginda birkac aylik cocuguyla sokaklara dusuyo vs. igrenc.
    --- spoiler ---

    ustelik adamda erken bosalma sorunu var. ha!
  • inanilmaz gercek, gercek oldugu icin acitan film. olayin ozeti sudur:

    - "i was a complete jerk to you"
    + "not completely, if you can say that"
  • emmanuelle devosun filmdeki rolunun psikanalizinin yapilabilecegi bas yapit.
    (bkz: tebrik etmek)
  • her ne kadar karakterlerle empati kuramasam da karakterlere sempati besleyemesem de yine içine çekmiş filmdir beni.
    ayrıca her sahnesi fotoğraf karesi gibi olan filmlerdendir, görsellik üst düzeydedir bir kaç kareyi, işte mutluluğun resmi bu diye yedirebilirsiniz hikayeden hiç haberi olmayan birine.

    --- spoiler ---
    final sahnesi filme 1-2 seviye birden atlatıyor, elisa*in karısı`'ya az da olsa saygı duydurtuyor.
    bu arada bebeğin durumuyla elisayla gillesin evlilikleri paralellik gösteriyor gibi geldi bana. hamilelikte victorineile gillesin ilişkisinin başlaması, kadının kıllanmaya başlaması, çocuğun doğumudan kısa bi süre sonra adamın itirafı, kadının ağlayan çocuğu susturmaya çalışması sürekli, onu bir yükmüş gibi hep yanında taşıması, finalden önceki o huzurlu sahnede her sorun çözülmüş gibi görünürken çocuğun neşeli olması ve yürümeye başlaması. kadın intihara giderken hiç görünmemesi falan filan. ama sadece zamanın akışını göstermek için de kullanılmış olabilir ama o konuda mevsimlerden çok iyi yararlanmıştı zaten yönetmen.

    --- spoiler ---

    o değil de başrol oyuncusunu acayip hilal cebeciye benzettim ben bu filmin.
hesabın var mı? giriş yap